28 Şubat 2015 Cumartesi

Startup Turkey Challenge 2015 finalistleri açıklandı

Startup Turkey 2015′e katılan girişimler arasında düzenlenen Startup Turkey Challenge’da 2015 finalistleri belli oldu.

Dün Startup Turkey’e katılan girişimler arasında 67 tanesi değerlendirmeye alınmıştı. Sunumların ardından yatırımcı ve mentorlardan oluşan jüri bu sayıyı 15′e indirmek için oylarını verdi. İşte finale kalan 15 girişim;

FongogoPlay 3ArabiKingiiBuradanoraya TrendboxBi’kutu MutlulukCubic.fmBookmeSensmarineZzzzappCepyolInvidyoIngeniousWotoNetsparker

Girişimler arasında Etohum 15 projelerinin yanı sıra Startup Turkey için Türkiye’ye gelen yabancı girişimler de bulunuyor.

Startup Turkey Challenge 2015 finali bu akşam 21:30′da yapılacak ve kazanan 3 proje duyurulacak.

The post Startup Turkey Challenge 2015 finalistleri açıklandı appeared first on Etohum.

27 Şubat 2015 Cuma

Startup Turkey 2015′te ilk gün başladı

 

Etohum’un bu yıl destekleyeceği 15 girişimi yatırımcılarla buluşturacak, önemli konuşmacıların sahne alacağı Startup Turkey 2015′te dün gece VIP Dinner etkinliği yapıldı. Bugün ise girişimciler kapalı oturumda yatırımcıların karşısına çıktı.

Öğle arasının ardından Startup Turkey’de ilk oturumlar başlayacak. Burak Büyükdemir’in açılış konuşmasının ardından Prof. Dr. Erhan Erkut sahne alacak. Ardından da dünyaca ünlü yatırım platformu Gust’ın CEO’su David Rose’un konuşmasıyla oturumlar devam edecek.

The post Startup Turkey 2015′te ilk gün başladı appeared first on Etohum.

26 Şubat 2015 Perşembe

Startup Turkey 2015 başlıyor!

 

Türkiye’nin ve bölgenin en önemli girişimcilik etkinliklerinden biri olan Startup Turkey 2015 başlıyor.

Bugün (25 Şubat) VIP Dinner ile başlayacak olan etkinlik yarın değerli konuşmacıların ve Etohum 15 girişimlerinin sunumlarıyla devam edecek. Ayrıca yarın akşam saatlerinde Beşiktaş – Liverpool maçını birlikte izledikten sonra yine bir Night Networking etkinliğinde bir arada olacağız.

Etohum ekibi ve Etohum 15 girişimleri bugün Antalya Regnum Carya otele yerleşti.

The post Startup Turkey 2015 başlıyor! appeared first on Etohum.

25 Şubat 2015 Çarşamba

Pebble farklı bir stratejiyle Google ve Apple’a rakip olmak istiyor

Akıllı saat üreticisi Pebble, Kickstarter’da elde ettiği büyük başarıyla bir anda dünya çapında tanınır hale gelmişti. Ancak Pebble artık bir Kickstarter projesinden çok daha fazlası. Bu sebeple Android Wear ve Apple Watch gibi platformlar karşısında ayak durmak için önemli bir hamle yaptılar.

Pebble bundan 3 yıl önce bir Kickstarter projesi olarak ortaya çıktığında şansı yüksekti. E-mürekkep ekranlı, güvenilir ve sevimli bir platform geliştiren firma henüz ortalıkta iddialı akıllı saatler yokken çok önemli bir başarı elde etti. Kickstarter’da 10 milyon dolar destek alıp seri üretime geçtiler ve dünya çapında tanınır hale geldiler.

Ardından ikinci modelde yükselişte olan şık tasarım trendine yanıt vermek isteyen şirket, pil ömrü ve fiyat avantajlarıyla yine dikkat çekmeyi başardı.

Ancak 2015′e geldiğimizde artık iyiden iyiye ağırlığını hissettiren bir Android Wear ve çok yakında pazara girmesi beklenen Apple Watch, Pebble için işleri ciddi biçimde zorlaştırıyor.

Pebble belki Android’li üreticilerin yaptığı gibi donanımsal özelliklere yüklenip çok uygun bir fiyat etiketi deneyebilirdi. Ancak Android işletim sistemi kullanmadan Android’li rakiplere karşı mücadele etmek biraz zor. Çok lüks ve elegant bir tasarımla Apple Watch’a zengin bir alternatif de olabilirlerdi. Fakat ikisini de yapmadılar. Bunun yerine başladıkları noktaya geri dönmeyi tercih ettiler.

Pebble’ın bugün duyursunu yaptığı Time modeli aslında sadece yeni bir akıllı saat değil. Şirket tümüyle yeni bir platform tasarlayarak yeni bir dönem başlatmayı hedeflemiş. Burada geliştiricilere kolay uygulama geliştirme imkanı veren, tüm platformlarla uyumlu çalışabilen ve donanım yükseltmelerine imkan tanıyan bir platformdan bahsediyoruz.

Pebble’ın hem donanımı hem de yazılımı yenilenmiş. Donanımın en önemli öğesi artık renkli olan e-mürekkep ekran. Renkli olmasına rağmen halen diğer akıllı saatlerin yanında Atari ekranları gibi kalıyor. Fakat düşük güç tüketen bu ekran sayesinde saatin pili 7 gün boyunca dayanabiliyor ki bu diğer saatlerden çok daha iyi.

Yazılım ise bir zaman tüneli oluşturacak şekilde güncellenmiş. Yani geçmiş – şimdi  - gelecek tek bir ekran üzerinde kaydırma işlemiyle gezilebiliyor. Burada SMS’ler, hava durumu, gelecek toplantıları görmek mümkün.

Geliştiriciler Pebble için uygulama geliştirebileceği gibi Web API’sini kullanarak internet üzerinden de bildirimleri gönderebiliyor. Böylece uygulama geliştirmek zorunluluk olmaktan çıkıyor.

Ayrıca sadece yazılım değil, donanım da geliştirmek mümkün. Cihazın üzerindeki özel bir giriş sayesinde geliştiriciler ekstra ekipmanlar geliştirip Pebble ile çalışmasını sağlayabilecek.

Son olarak Pebble, akıllı saati için bir ürün lansmanı da yapmıyor. En azından alışık olduğumuz şekilde. Pebble Time’ın lansmanı ilk Pebble’da olduğu gibi Kickstarter üzerinden yapıldı. İlk yarım saatte 1 milyon dolar destek alan Pebble Time şuan 5.5 milyon doları geçmiş durumda. 1 ay boyunca da sadece Kickstarter’dan sipariş almaya devam edecek. Normalde 199 dolar olan fiyatı Kickstarter için 159 dolara çeken Pebble, böylece Kickstarter’daki sadık takipçilerini de ödüllendirmek istemiş. Saatin perakende satışı ise mart ayında başlayacak.

Pebble’ın bu hamlesi dev üreticiler karşısında ayakta kalmak, aradan sıyrılmak isteyen şirketler için önemli bir rol modeli olabilir. Elbette henüz başarılı olup olmayacağı belirsiz. Ancak Kickstarter’da yeni bir rekor kırmaları pek de zor görünmüyor.

İşin ironik taraflarından biri de zamanında Apple ve Google’ın da Pebble gibi devlere rakip tutarak büyümüş olmaları. Bugün ise masanın diğer tarafındalar.

The post Pebble farklı bir stratejiyle Google ve Apple’a rakip olmak istiyor appeared first on Etohum.

24 Şubat 2015 Salı

Sizi harekete geçirecek 4 gerçek girişimcilik hikayesi

Girişimcilik fikirleri günümüzde herkesin aklının bir köşesinde. Bazıları çok yüksekten uçan, bazıları oldukça mantıklı girişimcilik fikri duyuyoruz. Ancak çoğu zaman bunlar sadece arkadaş sohbetlerinde kalıyor. Dergi kapaklarında ismi büyük harflerle yazılmış girişimcileri görüp onlara özenen birçok girişimci bunu sihirli bir yoldan, çok hızlı bir şekilde yapacağını düşünüyor. İşin zorluklarını gördüklerinde ise çok geçmeden pes ediveriyorlar.

Başlıkta sizi harekete geçirecek örneklerden bahsettik ve amacımız girişimcilik hayallerinizi yıkmak değil. Ancak bunun sihirli bir şekilde olmayacağını anlatmak istiyoruz. Gerçek başarılar gerçek adımlar atarak, gerçek müşterilere satış yaparak, gerçek kullanıcılar kazanarak ve kaçınılmaz bir şekilde gerçek zorluklar yaşanarak elde ediliyor.

Bugünlerde dünyanın en büyük e-ticaret platformlarından biri olan Amazon, ilk 7 yılında kâr elde edememişti. Alibaba’nın günümüzdeki değerine ulaşması için 14 yıl gerekti. Burak Büyükdemir de Etohum’u kurmadan önce pek de parlak olmayan girişimlere imza atmıştı. Dolayısıyla başarı kolay ve çabuk kazanılmıyor.

Girişim yolculuğunuza çıkarken elbette büyük düşünmek önemlidir. Ancak her zaman hızlıca hedefine ulaşacak parlak fikirler karşınıza çıkmayabilir. Güzel ofisler, yetenekli ve özverili çalışanlar bulmanız çok zaman alabilir. Hatta ortağınızı bile yanlış seçmiş olabilirsiniz. Ancak bunların hiçbiri başarısızlık anlamına gelmez.

Şimdi paylaşacağımız kısa girişimcilik hikayeleri de büyük şirketlerin muhteşem fikirler, kusursuz iş planları ya da harika ekipler sayesinde ortaya çıkmadığını gösteriyor. Hepsi aslında çok gerçekçi ve sıradan görünen şekilde başardılar;

1- Pierre Omidyar: 1995 yılında kendine AuctionWeb adında kişisel bir web sitesi kurdu. Bu sitenin amacı internet üzerinden açık artırmayla bilgisayar ekipmanları satmaktı. Ancak site kısa sürede çok popüler oldu ve ciddi bir trafik almaya başladı. Mevcut sunucular bu trafiği kaldıramayınca Omidyar’ın daha büyük sunucular kiralaması gerekti ki bu da maliyetleri artırdı. Pierre Omidyar sonunda bu satışlardan komisyon almaya başladı. Ancak bu sefer de sonuçlanan açık artırmaların para transferleri ve komisyonları toplamak ciddi bir iş yükü haline geldi. Bunun üzerine Pierre Omidyar para akışını yönetmek üzere bir kişiyi işe aldı.

1996 yılında 250 bin, 1997 yılında ise 2 milyon ilan listelenen AuctionWeb’i şimdilerde eBay olarak tanıyoruz. 1997 yılında 2 milyon ilan listeleyen eBay, aynı 6.7 milyon dolar yatırım aldı. O yıl şirketin başına başkanı olarak Meg Whitman şimdilerde PC devi HP’nin başkanı.

Mike Evans ve Matt Maloney: İki yazılımcı arkadaş olan Maloney ve Evans, bir web sitesinde kendilerine kiralık ev ararken yemek söylemeye karar vermiş. Ancak restoran seçenekleri, menüler, telefon numaraları derken iş içinden çıkılmaz bir hale gelmiş. Tam bu anda ikilinin aklına tıpkı kiralık daireler gibi restoranları da tek bir sitede toplama fikri gelmiş. Bunun üzerine 2004 yılında GrubHub kurulmuş.

GrupHub bugünlerde ABD’de kendi alanının en büyüklerinden biri ve şirketin değeri 3 milyar dolar civarında.

Elbette bu noktada şunu da hatırlatmak gerek: Yemeksepeti.com, Türkiye’de 2000 yılında yani GrupHub’dan 4 yıl önce faaliyete geçti. ABD pazarına açılmasa da bölge ülkelerde faaliyet gösteren Yemeksepeti belki de gelecekte Türkiye’nin ilk milyar TL’lik girişimi olacak.

Howard Schultz: Bir kahve dükkanı zincirinde pazarlamacı olarak çalışan Howard Schultz, Milan şehrine yaptığı bir seyahatte buradaki küçük kahve dükkanlarından çok etkilenmiş. ABD’ye döndüğünde bu fikri kendi şirketine sunmuş. Şirket bir pilot şube açmayı kabul etmiş ancak sonuçlardan etkilenmemiş. Bu sebeple başka şubeler açmak istememişler.

Şirkete kızan Schultz görevinden istifa etmiş ve kendi şirketini kurmak için yola çıkmış. Ancak eşi ilk çocuğuna hamile olan girişimci 400 bin dolarlık bütçeyi bulmakta zorlanmış. Daha sonra çalıştığı eski kahve şirketinin kurucuları ona yardım etmeye karar vermiş ve yatırımcı olmuşlar. 2 yıl sonra ise sahip oldukları çay şirketine yoğunlaşmak için kahve şirketini Schultz’a satmayı teklif etmişler. Howard Schultz 1988 yılında Starbucks isimli bu şirketi almayı kabul etmiş…

Konosuke Matsushita: 23 yaşında bir stajyer olarak Osaka Elektrik Şirketi’nde işe giren Matsushita, kısa bir süre sonra klasik duy tasarımını iyileştirecek bir fikirle ortaya çıkmış. Fikri şirketin üst kademesine sunmuş ancak yöneticiler bu pek de parlak olmayan stajyerin fikrini önemsememiş.

Bunun üzerine kendi şirketini kuran ve kısa sürede batarya beslemeli bisiklet lambaları da ürün gamına ekleyen girişimci ülke çapında tanınır hale gelmiş. Yıllar boyunca birçok önemli elektronik ürünün dünya çapında satmayı başaran bu şirket ismini 2008 yılında Panasonic olarak değiştirdi.

The post Sizi harekete geçirecek 4 gerçek girişimcilik hikayesi appeared first on Etohum.

23 Şubat 2015 Pazartesi

Silikon Vadisi ‘Unicorn’ girişimleri sevdi

ABD’de son dönemde değeri milyar doları aşan girişimlerin sayısı artınca ekonomi dünyası da bu konuya daha yakından bakmaya başladı. Fortune ve Wall Street Journal ‘Unicorn Age’ olarak adlandırdıkları bu dönemi detaylı bir şekilde irdelemiş.

ABD’de Silikon Vadisi’nin geçmişi çok eskilere dayanıyor. Apple, Microsoft, Google gibi girişim şirketleri yatırımcılar sayesinde hızlı büyümeler yakaladılar ve bugünün devleri haline geldiler. Bunlar 80′lerin ve 90′ların sonunda yaşanan gelişmelerdi. Ancak 2000′li yıllardan bu yana girişimcilik ekosisteminde inanılmaz bir büyüme görmek mümkün. 2010 yılından bu yana ise adeta milyar dolarlık girişimlerin sayısında patlama yaşanıyor. Dolayısıyla herkesin aklındaki soru ‘Neden şimdi?’

Bazı analistlere göre bunun asıl sebebi başarılı örneklerin çokluğu. Facebook 2013 yılında Snapchat’e 3 milyar dolar teklif ettiğinde herkes bu rakamın çok olduğunu düşünmüştü. Ancak Snapchat’in bugünkü değeri 19 milyar dolar olarak telaffuz ediliyor. Elbette bu yatırımcılar için kazançlı çıkış anlamına geliyor.

Bir başka önemli analiz ise halka arz süreçlerinin zorlaşması. Şirketlerin büyümek için sermaye yaratmak adına halka açılması alışıldık bir durum. Ancak analistler artık bu sürecin çok daha zor olduğu için şirketlerin VC’lere yöneldiğini söylüyor.

Son olarak bir de olumsuz tablo var. Bu hızlı yükselişin doğal bir süreç olmadığını düşünen analistler, bazı şirketlerin değerlerinin abartıldığını ve bu şirketlerin yüksek yatırımlar sebebiyle sıkıntı çekeceğini düşünüyor. Dolayısıyla onlara göre yakında milyar dolarlık yatırımlar yerine daha sağlam, daha sağlıklı yatırımlar görmeye başlayacağız.

Yatırımcılar açısından bakıldığında özellikle mobil ve internet girişimlerinin popüler olmasının sebebi bugün dünyadaki mobil telefonların sadece %30′u akıllı telefon. Yani buradaki %70′lik büyüme mobil ve internet girişimlerine müthiş bir büyüme sağlayacak. İşte bu sebeple yatırımcılar bir sonraki ‘Unicorn’ için birbirleriyle yarışıyor.

Bu konuda Fortune, Techcrunch ve Wall Street Journal‘in analizlerinin yanı sıra bir yatırımcı bakış açısını anlatan bu yazıyı da okumanızı tavsiye ederiz.

The post Silikon Vadisi ‘Unicorn’ girişimleri sevdi appeared first on Etohum.

20 Şubat 2015 Cuma

Snapchat Silikon Vadisi’nin yeni fenomeni olabilir

Günümüzde yeni mesajlaşma uygulamaları için pazarın çok sert olduğu söylenebilir. Bu alanda öylesine büyük oyuncular var ki artık köşeler kapılmış gibi görünüyor. Ancak böyle düşündüğümüz her an, aslında çok farklı olmayan, çok önemli yenilikler sunmuyormuş gibi görünen yeni bir uygulama hayatımıza giriyor ve dengeleri değiştiriyor.

Facebook’un WhatsApp için ödediği 19 milyar dolarlık rakam pazarın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.  WhatsApp’in haricinde Facebook Messenger gibi çok önemli bir uygulama daha milyonlarca kullanıcıya hitap ediyor. Ayrıca LineChat gibi bölgesel başarı elde eden uygulamalarla birlikte birçok uygulamanın da içerisinde özel chat seçeneği mevcut.

Buna rağmen pazar yeni büyük oyuncular yaratmaya devam ediyor. Bunun en önemli örneği de Snapchat. Sahip olduğu özellikler rakiplerinden çok farklı değil. Farklı olan yönleri de Facebook dahil birçok şirket tarafından denendi. Buna rağmen kimse Snapchat’i koltuğundan edemedi ve uygulama istikrarlı bir şekilde büyümeye devam etti.

Bugünlerde Snapchat’in yeni bir yatırım turuna daha hazırlandığı konuşuluyor. Şirketin değeri için telaffuz edilen rakam ise 19 milyar dolar. Yani WhatsApp ile aynı seviyede. Birçok dünya devi şirketten değerinden ise daha fazla.

Snapchat henüz halka açılmadığı için kullanıcı rakamlarını açıklamamayı tercih ediyor. Tahminlere göre uygulamanın aktif kullanıcı sayısı 200 milyona yakın. Özellikle gençler tarafından çok tercih edildiği için kullanıcı kitlesinin de WhatsApp’e göre farklı olduğu düşünülüyor. Tüm bunlar bir başka büyük satın alma için yeterli gibi görünebilir. Bunlara bir de gelir konusundaki yeni planları eklersek Snapchat’in albenisi daha da artıyor.

Snapchat’in bir alıcısı çıkar mı, şirket eskiden olduğu gibi bu teklifleri reddeder mi bilemiyoruz. Ancak böyle bir durum gerçekleşirse bu alanda yeni rekorun sahibi Snapchat olabilir.

Elbette bu gelişmeler ülkemizden çıkan Connected2.Me gibi yeni nesil mesajlaşma uygulamalarını da daha dikkatle izlemeye değer kılıyor. Connected2.Me bu yılın başında 500 Startups’tan bir yatırım alarak Silikon Vadisi’ne gitmişti. Kim bilir belki de birkaç yıl sonra  bu uygulamayı da daha büyük yerlerde görebiliriz.

The post Snapchat Silikon Vadisi’nin yeni fenomeni olabilir appeared first on Etohum.