31 Ocak 2015 Cumartesi

Merhaba dünya!

WordPress’e hoş geldiniz. Bu sizin ilk yazınız. Bu yazıyı düzenleyin ya da silin. Sonra blog dünyasına adım atın!

#benolsaydim #yatirim yapardım

Etohum Zirvemizi İTÜ Arı Teknokent Sponsorluğunda 31 Ocak Cumartesi günü İTÜ SDKM’de gerçekleştireceğiz. Her sene düzenlediğimiz bu geneneksel toplantıda bu yıl Etohum 40′ı saat 16:00′da açıklayacağız. Etohum 15′in sunumları 16:15′da başlayacak.

Cumartesi saat 16:00′dan başlayıp Salı gününe kadar sürecek bir kampanya başlıyor. 31 Ocak Cumartesi günü Etohum 40 girişimini saat 16:00′da açıkladığımızda size şunları soruyoruz.” Eğer siz Melek Yatırımcı olsaydınız hangi girişime yatırım yapardınız? ”

#benolsaydim #girisimadi olarak tweetlerinizi alacağız.

Ödülümüz: Etohum olarak yatırım yaptığımız girişimleri açıklayacağız. Aynı girişimi seçmiş katılımcılardan 5 kişiyi Etohum ekibi seçecek ve Ekim ayındaki Startup Istanbul etkinliğine ücretsiz bilet kazanacaklar.

The post #benolsaydim #yatirim yapardım appeared first on Etohum.

30 Ocak 2015 Cuma

Yatırımcıları nasıl etkileyebilirsiniz?

Melek yatırımcılar ve risk sermayedarları, yatırımlarını hak eden bir girişim ararken gelişim ve kârlılık potansiyeline bakarlar. Girişimciye düşen ise potansiyel yatırımcısının aklında olabilecek en az soru işaretini bırakmak ve ona aradığı yanıtları en direkt şekilde vermek.

Yatırımcıları etkilemek ve istediklerini vermek için dikkat etmeniz gereken noktalar şu şekilde:

Doğru yansıtın. Motivasyonu yüksek, güçlü fikirleri ve vizyonu olan bir girişimcisiniz. Fakat yatırımcıların önünde sunumunuzu yaparken, yalnızca kişisel özelliklerinizi değil, fikrinizle ilgili sayıları, istatistikleri, planları ve iş vizyonunu da öne çıkarmalısınız. Değerinizi bilmelisiniz. Yatırımcılar kâr etmek için yatırım yaparlar ve eğer girişiminizin değerine dair hiçbir fikriniz yoksa reddedilmeniz olasıdır.

İyi yönetim her şeydir. İş planınızı şüphesiz ve apaçık bir şekilde açıklamaya kendinizi hazırlayın. Bu plandaki her bir sürece kendinizi zihinsel olarak hazırlayın, olabilecek tüm ihtimalleri hesaplamaya çalışın ve bunlarla ilgili yatırımcılarınızdan sorular duyacağınıza emin olun. Unutmayın, en iyi fikir bile kötü bir yönetim altında kârlı bir işe dönüşemez.

Takım oyunu. Yatırımcılar takımlara, inandıkları insan topluluklarına yatırım yaparlar. Lider olarak siz, yatırımcılara çalıştığınız insanların bu iş için doğru insanlar olduğunu ve takım olarak girişiminizi kârlı bir işe dönüştürebilecek potansiyele sahip olduğunuzu kanıtlamalısınız.

Dinleyin. Diyaloglar kelime alışverişlerinden çok daha fazlası ve konuşmaktan çok dinlemekle alakalı süreçler. Konuşmadan önce ne söyleyeceğinizi, daha da önemlisi ne söylemeniz gerektiğini bilmeniz gerekir. Çoğu zaman yatırımcıların sorduğu soruların yanıtı soruların içerisinde gizlidir. Satır aralarını iyi okuyun çünkü yatırımcıların onların endişe ve ihtiyaçlarını anlayan girişimciler ile çalışmayı tercih eder.

Sözlerinizi tutun. Yatırım almak girişimcilik kariyerinizin en zor işi değil. Önemli bölüm yatırımı aldıktan, yani tam güçle çalışma kabiliyetine eriştikten sonra başlıyor. İşte tam da bu dönemde her şey ciddileşiyor ve hata şansınız azalıyor. Hiçbir girişimci, yatırımcısına verdiği sözü yerine getiremeyerek kötü bir ün kazanmak istemez. Yatırımcılarınıza tutabileceğiniz sözler verin ve aldığınız yatırımı bu sözleri yerine getirmek için olabilecek en iyi şekilde kullanın.

The post Yatırımcıları nasıl etkileyebilirsiniz? appeared first on Etohum.

29 Ocak 2015 Perşembe

Bora Savaş Etohum Yatırımcı Kulübü üyesi oldu

Beenos Inc’de yatırım ortağı olan Bora Savaş, Etohum Yatırımcı Kulübü üyesi oldu.

Öğrenim hayatını Osaka Üniversitesi’nde tamamlayan Bora Savaş, şu sıralar Teruhide Sato’nun kurucusu olduğu Beenos Inc’de yatırım ortağı olarak görev yapıyor. Kendi girişimlerini de hayata geçirmiş olan Savaş, Pecoq, Cloudoq, CloudShop gibi şirketlerde kurucu olarak yer almış. Bora Savaş’ın yatırımcı olduğu şirketler arasında da tanıdık isimler var. Savaş; İyzi Payments ve Akakçe.com’a yatırım yapmış.

Bora Savaş, Selçuk Saraç’ın ardından 2015 yılında Etohum Yatırımcı Kulübü’ne katılan ikinci isim oldu.

Bora Savas @bsavas @beenosvc Beenos VC Etohum yatırımcı kulubu üyesi oldu http://t.co/P2xReV4pqk pic.twitter.com/ktYgPXfUab

— etohum (@etohum) 28 Ocak 2015

 

The post Bora Savaş Etohum Yatırımcı Kulübü üyesi oldu appeared first on Etohum.

28 Ocak 2015 Çarşamba

İyi bir ilişki sizi daha iyi bir girişimci yapabilir

Müjdemizi isteriz! Washington Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma iyi bir ilişki ve anlayışlı bir eş’e sahip olan kişilerin iş hayatlarında daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Yani artık kod yazma, iş planı ve pazarlama çalışmalarından birazını doğru partneri bulmak için harcayabilirsiniz.

Araştırmanın temeli aslında evli çiftler üzerine kurulmuş. Ancak bunun flört düzeyindeki ilişkiler için de geçerli olacağını söylemek yanlış olmaz. Zira araştırmanın ortaya koyduğu bilgiler insanların sosyal hayatlarında iyi zaman geçirmesinin iş dünyasındaki başarısını artırıyor.

Araştırmaya göre ilişkileri daha ‘sorunsuz’ olan kişiler, daha fazla para kazanıyor ve iş hayatlarında daha başarılı oluyor. Elbette mutluluğu ölçmenin mümkün olup olmadığı tartışmalı konu. Bu sebeple araştırmada ilişkide iyi anlaşma, paylaşımcı olma ve birlikte iyi zaman geçirme gibi kriterlere bakılmış.

Evde ve boş zamanlarında partnerleriyle daha iyi zaman geçiren kişilerin işe odaklarında da daha verimli olduğu sonucuna varılmış. Ancak iyi bir partnerin tek katkısı bu değil. Başarılı, daha düzenli partnerleri bulunan kişiler onların bu yanlarını örnek alarak zamanla kendilerini de geliştirmeyi başarabiliyorlar. Bu, paylaşımın yüksek olduğu bir ilişkide istemsizce başlayan bir gelişme.

Araştırmaya göre paylaşımcı olmak, iş bölümü yapmak da ilişkideki huzuru artırıyor. Özellikle aynı evde yaşayan çiftlerin ev işlerinde sorun yaşamaması kişinin huzurunu ciddi oranda artırıyormuş.

Tahmin edebileceğiniz üzere tam tersi şekilde mutsuz ilişkiler yaşayan ya da yalnız olan kişiler ise çoğunlukla iş hayatlarında da bu durumdan kötü etkileniyor.

Dolayısıyla bu araştırmanın sonuçlarını şu cümle ile yorumlayabiliriz; her başarılı insanın arkasında iyi bir eş vardır.

The post İyi bir ilişki sizi daha iyi bir girişimci yapabilir appeared first on Etohum.

27 Ocak 2015 Salı

MasterCard StartPath Türkiye’den girişimleri de kabul ediyor

Geçtiğimiz yıl Etohum ile birlikte Türkiye’den Fintech alanında girişimlere destek vermeye başlayan MasterCard, şimdi bu desteği daha da öteye taşıyor.

Etohum işbirliğiyle birlikte Türkiye’deki girişimcilere birebir destek vermeye başlayan MasterCard, şimdiye kadar bu desteği MasterCard Türkiye bünyesinde sağlıyordu. Yeni dönemde girişimciler, doğrudan MasterCard’ın global startup merkezine de seçilme şansına sahip olacak. MasterCard Start Path artık Türkiye’den gelecek direkt başvuruları da kabul ediyor.

MasterCard Start Path, her yıl Avrupalı 8 girişimi seçiyor ve bunları 12 aylık bir eğitim programına davet ediyor. Girişimciler ayrıca MasterCard’dan mentorluk desteği de alıyor.

19 Şubat’a kadar MasterCard Start Path’e başvurmak mümkün. Başvurularda girişimin Fintech alanına yönelik olması şartı aranıyor.

The post MasterCard StartPath Türkiye’den girişimleri de kabul ediyor appeared first on Etohum.

26 Ocak 2015 Pazartesi

Henüz geliri bulunmayan bir şirketin değeri nasıl belirlenir?

Şirketlerin piyasa değeri bir alıcının ödeyeceği mutlak fiyata göre değil; şirketin mevcut gelirleri, ekibin ve yöneticilerin yetkinliği, geleceğe dair beklentiler gibi parametlerin oluşumundan meydana gelen karmaşık hesaplarla belirlenir.

Bugün Uber’in 40 milyar dolarlık değeri telaffuz edilirken de buna benzer hesaplardan bahsediliyor. Aslında Uber şuan çok yüksek gelir elde etmek bir yana çok ciddi gider kalemlerine sahip. Buna rağmen gelecek için beklentiler gerçekten oldukça yüksek. Bu da Uber’in yüksek piyasa değerinin sebebi.

Ancak kendi fikirlerini uygulamak için yola çıkan yeni girişimciler için bu oldukça sancılı bir süreç. Elbette tüm girişimler için erken süreçte bir yatırım almak büyüme hedeflerine hızlı ulaşmak açısından çok önemlidir. Her girişimci için de kendi projesi, fikirleri çok değerlidir. Dolayısıyla başlarda bir yatırım almak için şirketlerine bir değer biçmeleri çok güç olur. Girişimciler giderleri yüksek gösterip, piyasaya değerini artırarak yüksek yatırım almak isterken yatırımcılar da maliyetleri ve riski düşük, daha hızlı gelir getirecek şirketlere makul rakamlarda yatırım yapmayı tercih ederler.

Maalesef burada önerilebilecek bir formül yok zira her şirketin dinamikleri farklı ve değer birçok farklı değişkenden etkilenebilir. Ancak  erken süreçteki girişimlere değer belirlerken izlenebilecek bazı adamlar var;

1- Değer belirleme kriterlerini iyi anlayın

Bir yatırımcı sizin şirketinize değer biçerken bunu size yapacağı yatırım ve ortaklık payını belirlemek için yapıyor. Dolayısıyla şirketinizin değeri karşılığında bir miktar yatırım alıyor ve hisse paylaşıyorsunuz. Bu durumda ‘pre-money’ – ‘post-money’ kavramlarını iyi anlamalı, vermek istediğiniz hisse payı ve ortaklık modeline karar vermelisiniz. Ancak şunu da unutmayın; doğru yatırımcı sizin sırtınızdan para kazanmaya çalışan değil size destek olmak isteyen, sizinle birlikte para kazanmak isteyen kişidir. Bu sebeple beklentilerinizde ‘uçmayın’

2- Projeniz büyüme vadetmeli

Yeni bir girişimci ve yeni fikirler… Eğer arkasında kendini daha önce kanıtlamış girişimciler yoksa her yatırım büyük risk taşır. Girişimciler daha önce başarmış olsa bile başarısızlık ihtimali her zaman vardır. Düşünün, birçok yatırımcı parasını daha risksiz işlere yatırabilir. Size yatırım yaparak bir risk alıyorsa beklentilerinin yüksek olması da normal.

Birçok yatırımcı bu risk karşılığında 10 katı büyüme görmek isteyecektir. Yani günün birinde kendi hisselerini satıp çıkma zamanı geldiğinde parasını 10′a katlamayı ister. Dolayısıyla siz de projenizin büyüme potansiyeli olduğundan emin olmalı ve bunu göstermelisiniz. Bunu ne kadar iyi yansıtırsanız şirketinizin değeri o kadar yüksek olacaktır.

3- Sadece maddi konuları düşünmeyin

Yatırımın maddi boyutu şirketiniz için önemlidir. Ama yatırımcı sadece size para veren biri değildir. İş ortağınız, danışmanınız, mentörünüz ve elbette yönetim kurulunun bir parçasıdır. Dolayısıyla yatırımcınızla sık sık bir araya gelip fikir alışverişinde bulunmanız, bazı kararları birlikte vermeniz, onlardan bazı şeyler istemeniz gerekecek. Tüm bunlar iki tarafında birbirini iyi anlamasını, birlikte uyumlu çalışabilmesini gerektiriyor. Dolayısıyla şirketinizi değerini belirlerken sadece size teklif edilen rakama değil, yatırımcının profiline de özen gösterin. Bazen size daha az para veren bir yatırımcı daha büyük kazanımlar elde etmenizi sağlayabilir.

Yatırımcılar girişimcilerde hangi özellikleri arıyor?

The post Henüz geliri bulunmayan bir şirketin değeri nasıl belirlenir? appeared first on Etohum.

24 Ocak 2015 Cumartesi

Uber bir yatırım daha alarak büyümeye devam ediyor

Uber, müthiş hızlı büyümesini devam ettiriyor. Hizmet sunduğu şehirlerin sayısını her geçen gün artıran şirket, bir yatırım turunu daha tamamlamış olabilir.

Uber’in birçok ülkede yerel rakipleri mevcut. Üstelik bazı ülkelerde Uber gibi sistemler yasalara takılırken pazar yine taksicilere bırakılıyor. Ancak buna rağmen Uber inanılması güç bir hızla yayılmaya devam ediyor. Amerika, Avrupa, Asya derken Uber son olarak Nairobi’de de hizmet vermeye başladı. Böylece 277 şehir ve 54 ülkede faaliyet gösterir hale geldiler.

Bu yenilikçi şirketin stratejisi tüm sancılara ve zorluklara rağmen hızla büyümek. Yani bir nevi Facebook’un “move fast, break things” yaklaşımına benziyor. Hiçbir rakibinin yapamadığı şekilde tüm dünyaya yayıldıktan sonra servislerini iyileştirmek ve geliştirmek için çalışacaklar.

Elbette bu stratejinin önemli zorlukları var. Hızla büyüyen ekibe her ülkede yeni ve kalifiye çalışanlar katmak, onlarca yeni sözleşme ve mevzuat ile uğraşmak ve elbette önemli miktar para harcamak gerekiyor. Bu sebeple Uber bir kez daha kapılarını yatırımcılara açmış.

Bloomberg‘in haberine göre Uber, 1.6 milyar dolarlık yeni bir yatırım turunu daha tamamlamış. Böylece şirketin şimdiye kadar aldığı toplam yatırım 4 milyar doların üzerine çıkıyor. Uber’in değeri ise 40 milyar doların üzerine çıkıyor.

Uber CEO’su Travis Kalanick, stratejileri konusunda açık konuşmaktan çekinmiyor. Kalanick, Fortune‘a verdiği bir röportajda yeni fiyat stratejileriyle ABD’deki rakipleri Lyft’in para kazanmasını engellemek istediklerini açıkça dile getirmiş.

Rakipleri ise Uber’in yatırımcıların diğer servislere yatırım yapmasını engellemeye çalıştığını ve “sarhoş gibi para harcadığını” iddia ediyor.

The post Uber bir yatırım daha alarak büyümeye devam ediyor appeared first on Etohum.

23 Ocak 2015 Cuma

Girişimcilikte dürüstlüğün rolü

Dürüstlük iş dünyasında sahip olunması gereken en kritik özellik değil fakat başarılı bir iş, fark edilir ve güvenilir bir marka yaratmak isteyen girişimciler için sahip olunması değerli özellikler listesine girmeyi hak ediyor.

Başarılı girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun güçlü kişisel değerleri var ve bu değerler öyle ya da böyle girişimin parlamasında rol oynuyor. Saygı bir işin başarılı olması için kritiktir ve birine saygı duymak da ona dürüst olmak anlamına gelir.

Günümüzdeki gibi pek rekabetçi zamanlarda, dürüstlüğün iş dünyasında size yararlar sağlayacağına inanmanın zor olduğunu biliyoruz. Fakat bir girişimcinin dürüst olmadan hem yatırımcıların hem de hedef kitlesinin gözünde güvenilir bir marka yaratması mümkün değildir. Kendini tamamen işe vererek güvenilir marka, güçlü şirket kültürü ve sağlıklı iş bağlantıları kurmak isteyen bir girişimci için müşterilerini, çalışanlarını, iş ortaklarını ve dahası kendini kandırmak verilebilecek en iyi karar değil.

DÜRÜSTLÜK VE MÜŞTERİLER 

Girişiminiz ve sunduğu ürün ve/veya hizmet ile hakkında dürüst olmak, müşterileriniz ile sağlıklı bir ilişki kurmanızı sağlar. Girişimci olarak ana göreviniz girişiminizi büyütmek ve arzuladığınız büyümeye ulaşabilmenizde müşteriler kilit rol oynar. İnanılmaz bir rekabetin olduğu iş dünyasında küçük bir şirketin müşterilerine güven sağlaması önemlidir. Müşterilerinize dürüst olursanız, onlardan geri dönüş istediğinizde elinize çöp veriler gelmeme ihtimali de artar.

DÜRÜSTLÜK VE ÇALIŞANLAR 

Girişimciler çoğunluklu sınırlı iş gücüne sahiptir ve başarısı sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen insanların yaratıcılıklarına bağlı olabilir. Şirketin başındaki kişi olarak çalışanlarınıza dürüst olmanız, çalıştığınız insanlarla iyi ilişkiler ve bağlantılar kurmanızı sağlar. İşle ilgili her şeyi olabildiğince transparan tutmanız, ekip üyelerinin aitlik hislerini perçinleyecektir. Kendini evinde hisseden çalışanlarınızın performanslarını yorumlarken dürüst olun ve onlardan da aynını bekleyin. Girişiminiz için çalışan insanların ne düşündüklerini söylemekten çekinmesi size zarardan başka bir şey getirmeyecektir. Onların gerçek fikirlerine sahip olmak ve sürekli dürüst görüşler çerçevesinde iletişim kurmak girişiminizin iş süreçlerini geliştirebilir.

DÜRÜSTLÜK VE YATIRIMCILAR

İş yatırım aramaya geldiğinde çoğu girişimci strese girer. Stresten kurtulmak için yapabileceğiniz en iyi şey, yatırımcılara karşı tamamen dürüst olmak. Girişiminizin güçlü yanlarını iyi belirleyin ve bunları olabilecek en iyi şekilde yatırımcılarla paylaşın. Daha da önemlisi, girişiminizin zayıf yönlerine ve problemlerine de atıfta bulunun ve bunları çözmek için yaptıklarınızı, planlarınızı paylaşın; bu şekilde dürüstlüğünüz bir güven ortamı yaratacaktır. Yatırımcılar, potansiyele sahip ve yatırım almaya değer girişimciler seçme konusunda büyük bir tecrübeye sahiplerdir ve her girişimin irili ufaklı problemleri olduğunu bilirler. Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek yatırımcıları şüphelendirir.

DÜRÜSTLÜK VE SİZ

Özellikle ortağı olmayan yalnız girişimciler için şirketlerinin gidişatı ile ilgili gerçekçi değerlendirmeler yapmak zordur. Girişimler, girişimleriyle ilgili her şey hakkında önce kendilerine karşı dürüst olmalılardır. Finanstan ürün geliştirmeye kadar işin her yönünü gerçekçi bir şekilde değerlendirmek önemlidir. Gerçeklerden kaçmak, bugünün sorunlarına yarın daha büyük ve can sıkıcı olarak karşınıza çıkma şansı vermekten başka bir şey değildir.

The post Girişimcilikte dürüstlüğün rolü appeared first on Etohum.

22 Ocak 2015 Perşembe

İlk büyük müşterinizi nasıl alırsınız?

Yeni girişimler için başlangıçtaki hedef basittir; ne yapıp edip hayatta kalmak ve büyüme için gerekli temeli oluşturmak. Bu sebeple yapılacak ilk iş şirkete gelir sağlayacak, çalışanların ya da ortakların yaşamasını sağlayacak işleri yapmaktır. Bu süreci atlatabilen girişimler yavaş yavaş büyümesine sürecine girerler.

Büyüme süreci başlangıç kadar sancılı olmayabilir. Ama yine de zorlu kararların alındığı, şirketin geleceğinin belirlendiği süreçlerden geçilecektir. Şirketin büyümesi ne kadar istikrarlı ve hızlı olursa geleceği de o denli sağlam olacaktır.

Şirketin büyümesi için tercih edilecek yöntemler elbette değişkendir. Son kullanıcıya yönelik şirketler mümkün olduğunca fazla kullanıcıya ulaşmayı ve gelir modelini geliştirmeyi hedef olarak belirlerken kurumsal alana yönelik şirketlerde hedef daha büyük müşterilerle çalışmaktır. Büyük müşteriler daha fazla gelir elde etmeyi sağlayacağı gibi gelecekteki işler için önemli bir referans oluşturacaktır.

Peki ilk büyük müşteriyi kazanmak için neler yapmalı?

- Ya hep ya hiç

Girişimciliğin kendisi risk almakla ilgilidir. Dolayısıyla ilk büyük müşteriyle çalışmak için de cesur olmak gerekir. Kendinize, işinize güvenin ve en büyük müşterileri hedefleyin. Toplantı koparmak için her fırsatı kullanın, ikna edici ve etkileyici her yöntemi deneyin.

- Risk alın

Bazı büyük başarı hikayelerinin arkasında çılgınca kararlar bulunur. Eğer en ufak risk almadan, sadece kesin olarak yapabildiğiniz bir seviyeden bahsederseniz kendinizi aşmanız mümkün olmaz. Bazen sizden beklenenler o an mümkün olandan fazla olsa bile fırsatı kabul edin. Geceli gündüzlü çalışarak imkansızı mümkün kılın. Bu başarılı girişimcilerin sahip olduğu bir sihir gibidir.

- Kendiniz için yapın

Bir girişimde en büyük ortak ya da pazarlama ekibi üyesi olun, yapmanız gereken şey meseleyi kişisel bir hedef olarak kabul etmek. Büyük bir müşteriyle görüşme ayarlayın, toplantıya gidin ve işi bağlayın. Emin olun, başardığınız her şeyin mükafatını er ya da geç alacaksınız. Başarıyı kendi başarınız, başarısızlığı da bir ders olarak görün.

Kaynak metin

The post İlk büyük müşterinizi nasıl alırsınız? appeared first on Etohum.

21 Ocak 2015 Çarşamba

2015′in ilk Etohum etkinliği Girişimcilik Zirvesi 31 Ocak’ta

2015′in ilk Etohum etkinliği 31 Ocak Cumartesi günü düzenlenecek Girişimcilik Zirvesi olacak. Birçok önemli konuşmacının sahne alacağı etkinlikte ayrıca 2015 yılında Etohum tarafından desteklenecek 15 girişim de açıklanacak.

Girişimcilik Zirvesi, Etohum’un yıl geneline yayılan 3 önemli etkinliğinden biri. 2014 yılının Kasım ayında sona eren Etohum başvurularında değerlendirmeye alınan 2 binin üzerinde girişimin içerisinde seçilen 15 girişim, Girişimcilik Zirvesi’nde açıklanacak ve önemli bir yolculuğa başlayacaklar. Bu yolculuğun finalinde yıl sonunda düzenlenecek Startup İstanbul’da birinci olan etkinlik belirlenecek. 2014′ün birinci seçilen projesi Connected2.me, önce 500 Startups’tan yatırım alarak Kaliforniya ofisine taşındı, ardından da 500 bin dolarlık başarılı bir yatırım turu geçirdi.

Girişimcilik Zirvesi Etohum 15 duyurusu öncesinde birçok önemli konuşmacıyı da katılımcılarla buluşturacak. Konuşmacılar arasında Müslim Bazkır gibi farklı girişim hikayeleriyle dikkat çeken isimlerin yanı sıra karikatürist Erdil Yaşaroğlu’da bulunuyor.

- Kenan Çolpan – İTÜ Arı Teknokent Genel Müdürü- Paul Doany – Doany & Partners- Selçuk Saraç – Sadece Hosting Kurucusu- Müslim Bazkır – Çevre Grup Temizlik- Fırat İşbecer – Monitise- Metin Altun – Tatil.com- Tuğberk Keselioğlu & Timur Tandoğar – Evidea.com- Mustafa Acet – İndirdik- Ozan Yerli – Connected2.me- Hasan Aslanoba – Aslanoba Capital

İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenecek Girişimcilik Zirvesi 2015′e bu linkten kayıt olabilirsiniz.

The post 2015′in ilk Etohum etkinliği Girişimcilik Zirvesi 31 Ocak’ta appeared first on Etohum.

20 Ocak 2015 Salı

Monument Valley Freemium’un tek yol olmadığını gösterdi

2014′ün en dikkat çekici oyunlarından biri olan Monument Valley, mobil oyunlarında farklı bir başarı hikayesi. Farklı bir hamle yapan Monument Valley ekibi, kendi rakamlarını da kendi açıklamış.

Mobil ve sosyal platform oyunlarında freemium modeli en geçerli gelir modeli haline geldi. Clash of Clans gibi oyunlar bu model sayesinde yüksek ve sürekli gelirler elde ederken bu modele geçmekte gecikmekle eleştirilen Angry Birds gibi oyunlar ciddi bir çöküş yaşadı. Ancak bu doğru yolun tek olduğu anlamına gelmiyor. Monuments Valley ise bunun en büyük göstergesi.

Monuments Valley hem çok yüksek bütçeli hem de geliştirilmesi çok zaman almış bir oyun. Üstelik tüm platformlarda 4 dolar gibi yüksek sayılabilecek bir fiyatla satılıyor. Buna rağmen 10 milyon indirmeye ve toplamda 5 milyon dolar ciroya ulaşmayı başarmışlar.

Ekibin kendi yayınladığı verilere göre oyunun ilk versiyonunu geliştirmek 55 hafta sürmüş. Genişleme paketi olan Forgotten Shores ise 29 haftada tamamlanmış. Bu iki sürecin toplam maliyeti 1.4 milyon doları bulmuş. Yıl sonunda elde edilen 5 milyon dolarlık gelir ekibin harcadıklarının karşılığını aldığını gösteriyor.

İndirim rakamları ilginç: toplamda 10 milyon indirilmeye ulaşan uygulama buna rağmen 2.4 milyon satış yapmış. Geriye kalan indirmeler korsan. Özellikle Android platformunda %95 oranında korsan indirme var. iOS’da ise %60′lık bir korsan oranı mevcut. Ancak bunlar geliştirici ekibi rahatsız etmemiş. Sonuçta buna önlem almak pek mümkün değil, dolayısıyla ücretsiz reklam olarak görmeyi yeğliyorlar.

Uygulamanın indirilme sıklığı verileri de dikkat çekici. En yüksek rakam oyunun lanse edildiği gün yakalanmış. Diğer yükseliş yaşanan günler ise Android lansmanı ve indirim günleri gibi yeni gelişmelerin yaşandığı günlerde olmuş.

Monuments Valley’in geliştiricisi USTWO’nun yayınaldığı rakamların tümüne buradan ulaşabilirsiniz.

Webrazzi aracılığıyla

The post Monument Valley Freemium’un tek yol olmadığını gösterdi appeared first on Etohum.

17 Ocak 2015 Cumartesi

Girişimlerin dev rakiplerine karşı avantajları

Girişimcilik pek zor bir meslek ve girişimciler çok sık bir şekilde aşılması yüksek efor isteyen zor durumlarla karşılaşıyor. Tüm bunlar doğru olsa da, girişimciliği yalnızca dezavantajları ele almamak, bardağın dolu tarafını da görmek gerekiyor. Girişimlerin gerçekten çok büyük avantajları var ki çoğu büyük şirket bunlara sahip olamıyor. İşte o avantajlardan beş tanesi:

Girişim ve ekip ruhuGünümüzde girişimler yetenekli genç çalışanların ilk tercihlerinden oluyor. Büyük şirketin bürokrasi ile öldürülen ruhu yerine, motivasyon ve vizyonerlik yeteneklerinin bizzat süreci şekillendireceği ve takdir edileceği girişimlere katılmayı tercih ediyorlar. Bu da birbirini destekleyen ve iş tanımının ötesine seve seve geçen insanlarla dolu bir ekibin ortaya çıkmasını mümkün kılıyor. Öte yandan, başarılı girişimlerin neredeyse tümü karşılıklı saygı üzerine kurulu şirket kültürleriyle dikkat çekiyor.

Girişim ve müşteriHer yeni gün, kısıtlı iş gücü ve zamana sahip olan girişim için yeni bir serüven anlamına geliyor. Fakat sıfırdan başlayan bir girişim, tüm bu çabaların ve başarıların ne ile mümkün olduğunun farkında: Müşteriler. Onlar olmasaydı bunların hiçbirini yapıyor olmazlardı ve bu nedenle başarılı girişimler müşteri ilişkilerinde uzmanlaşma yoluna gidiyor. Müşteri ile kurulan güçlü bağ, ilerleyen dönemlerde karşılıklı güven ilikisine ve müşteri sadakatine dönüşüyor. Bir girişim için müşterisine kendini özel hissetirmek önemlidir; büyük bir şirket gibi binlerce müşterisi olmadığı için de her birine özel olarak zaman ayıracak vakti iyi bir zaman yönetimi metoduyla bulmalıdır.

Girişim, motivasyon ve inovasyonBaşarılı girişimlerin başlarındaki girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun iyi liderler olduğunu fark etmişsinizdir. Liderler, motivasyonun yüksek tutulması ve yaratıcılığı iki kere düşünmek zorunda kalmadan konuşturma rahatlığı hissedilen bir ortam yaratmak için sürekli olarak ekibi cesaretlendirir. Girişimler inovasyon ile büyümeyi hedefleyen kurumlar olduğundan, liderin bu etkisi sürecin sonunda bir amacı ve değeri olan ürünler olarak meyvesini verir. Bu süreçte kâra değil, ürünün değerine odaklanmak da bir girişimi özel kılan etkenlerin başında gelir.

Girişim ve esneklikGirişimler, kısıtlı sayıda çalışanı olan genç firmalardır. Bu her ne kadar çoğu kişiye dezavantajları hatırlatsa da, bardağın dolu tarafına baktığımızda daha esnek, farklı yolları denemeye cesaretli ve beyin fırtınası üzerine kurulu iş süreçleri anlamına de geliyor. Esneklik iş dünyası için önemli bir kavramdır ve girişimler rekabette öne geçmek için gerektiğinde esneklik limitlerini zorlama kabiliyetlerini kullanmalıdır.

Girişim ve başarısızlıkKimse başarısızlık hakkında düşünmek istemiyor fakat bu girişimciler için unutulmaması gereken önemli bir gerçektir. Girişimciler, fikirlerinin ve onları hayata geçirmek için kurdukları girişimin başarısız olabilceği gerçeğinin farkındadır ve bu rüzgara karşı kürek çekmeyi göze almışlardır. Şayet girişim başarısız olursa, girişimci bu maceradan gerekli dersleri çıkartarak, bir sonraki girişiminde bu hatalardan kaçınabilir. Öte yandan, girişimlerin yaptıkları hatalar, büyük firmalara kıyasla daha kolay affedilir. Bunda, girişimlerin henüz kendi markalarını oluşturma yolunu yürümeleri ve bu yolda verdikleri yanlış kararları düzeltme şansına sahip olmalarının etkisi de büyük. Fakat büyük firmalar sürekli daha iyiye giden bir grafik seyretmelidir ve bu yolda yapılan en küçük bir hata bile uzun yıllar sonunda oluşturdukları markanın yaralanmasına sebep olabilir.

The post Girişimlerin dev rakiplerine karşı avantajları appeared first on Etohum.

Facebook mesai saatlerini de istiyor

Facebook, birkaç ay önce duyurduğu iş odaklı servisi Facebook at Work’ün test edilmeye başlandığını duyurdu. Servis, sosyal ağın mesai saatlerinde işlevsel bir şekilde kullanılmasını sağlayacak.

Facebook at Work, çalışanların profesyonel amaçlarla birbirlerinden haberdar olmalarını ve iletişim kurmalarını sağlayan kurumsal bir sosyal ağ. Şirket içerisinde kullanıma özel olarak geliştirilen servis, çalışanların kişisel profillerinden ayrı bir şekilde çalışma arkadaşlarıyla iletişim kurabilecek.

Çalışanların paylaşımları ve genel olarak bilgileri, yalnızca şirketin diğer çalışanları tarafından görülebilecek.

Büyük şirketlerin çoğu çalışanların işe konsantre olmaları için Facebook’a erişimi engelliyor. Facebook at Work ise henüz daha çoğunu bilmediğimiz işlevsel özellikleriyle, sadece ofisin değil iş süreçlerinin içerisine girmeyi amaçlıyor.

Facebook at Work yalnızca şirket içi kullanım odağında tasarlandığı için LinkedIn’i tehdit etmiyor olsa da, gelecekte yapılacak birkaç güncelleme ile bu durum değişebilir.

Testleri başlayan servisin yılın ilk çeyreğinde hem web sürümünün hem de iOS ve Android için mobil uygulama sürümünün sunulması bekleniyor.

The post Facebook mesai saatlerini de istiyor appeared first on Etohum.

15 Ocak 2015 Perşembe

e-Posta pazarlamasını etkin kullanmak için 4 öneri

Günümüzde sosyal medya pazarlamacılığı en az televizyon kadar etkili ve önemli bir hale geldi. Ancak bunun bir bedeli de var; artık sosyal medyada reklam yapmak hiç de ucuz değil. Elbette viral kampanyalar reklam maliyetlerini atlatmanın bir yolu fakat artık viral çalışmalar da iyice dallanıp budaklanmaya ve çoğu zaman reklamlardan biri maliyetli olmaya başladı.

Tüm bunlar online pazarlamacılık konusunda eski bir dostun yeniden gündeme gelmesini sağlıyor: e-posta pazarlamacılığı. Bir dönem klişe ve etkisiz görülen bu pazarlama yöntemi growth hacker’ların elinde yeniden doğdu ve taze yöntemlerle etkili hale gelmeye başladı.

Günümüzde e-posta pazarlamasında en önemli noktalardan biri kullanıcıya değer sunmak. Klasik reklam içerikleri e-posta’lar ilgi görmediği gibi itici bulunuyor. Bu sebeple 4 adımda kullanıcıya değer katacak bir e-posta pazarlama stratejisi belirlemek çok daha etkili sonuçlar elde etmenizi sağlayacak;

1- e-posta adreslerini toplayın

e-posta pazarlaması yapabilmeniz için elinizde e-posta adresleri olması gerekiyor. Bu sebeple güncel e-posta adreslerinden oluşan bir veri bankası yaratmak önemli. Bu zaman alabilen bir iş ve sürekli genişlemesi – güncellenmesi gerekiyor. Ama hızlı başlangıç için yapılabilecek şeyler de var; örneğin web sitenizi e-posta adreslerini toplamak için kullanabilirsiniz. Ayrıca LinkedIn listenizdeki kişilerin e-posta adreslerini de export etmeniz mümkün.

2- Giriş yapanları ödüllendirin

e-posta adresleri elde etmek için kullanıcılara farklı avantajlar sunmanız faydalı olacaktır. Uygulamanıza giriş yapan, e-posta almayı kabul eden kullanıcılara ekstra özelliklerden faydalanma fırsatı sunabilirsiniz. Eğer uygulama modeliniz buna uygun değilse kullanıcılara bir kerelik ödül verebilirsiniz. Bu bir e-kitap, indirim kuponu, oyun puanı vs. olabilir. Bu sayede kullanıcıları giriş yapmaya ve mail listelerine dahil olmaya teşvik edeceksiniz.

3- Kullanıcılarla etkileşimde kalın

e-posta listenizdeki kullanıcılarla etkileşimde kalmaya devam etmeniz, sizi hatırlamalarını sağlar. E-posta’nın içeriği ise kullanıcıların sizi ne kadar seveceğini, destekleyeceğini belirler. Daha önce de belirttiğimiz üzere reklam içerikli e-postalar kısa süre sonra gözden düşmenizi sağlar. Bu sebeple kullanıcılara popüler sitelerden faydalı linkler gönderebilir, yenilikler ve işbirliklerinden bahsedebilirsiniz. Bu sayede etkileşimiz devam edecek ve sizden gelen e-postalar ilgi görecek.

4- e-postalarınızın paylaşılmasını sağlayın

e-postalar da viral etki yaratabilir. Kullanıcılardan beğendikleri içerikleri arkadaşlarıyla paylaşmalarını isteyebilirsiniz. Bu ”davet et, kazan” şeklinde bir yöntemle olabileceği gibi onlara hazır metinler sunarak işlerini kolaylaştıracak yöntemlerle de yapılabilir. Böylece kullanıcılar faydalı buldukları içerikleri sosyal medya hesaplarında, arkadaşlarıyla paylaşacaktır.

 

The post e-Posta pazarlamasını etkin kullanmak için 4 öneri appeared first on Etohum.

14 Ocak 2015 Çarşamba

İngiltere mesajlaşma uygulamalarını yasaklamayı düşünüyor

İstihbarat her zaman önemli bir önleme yöntemi olarak dikkat kullanılmıştır. Günümüzde de ülkeler internet dünyasında mümkün olduğunca istihbarat elde etmeye çalışıyor. Son Sony hack olayında da gördüğümüz gibi bunu yapmak pek kolay değil. Olayları önceden önlemek mümkün olmadığı gibi geriye dönük araştırmalarla suçluları bulmak da zor.

Şimdi Charlie Hebdo dergisine düzenlenen terörist saldırılar da bu konuyu gündeme getirdi. Tartışmanın ortaya çıktığı nokta ise veri güvenliği ve kişilik hakları. Günümüzde birçok sosyal platform ve uygulama verilerini gizli tutuyor. Facebook ve Twitter gibi platformlar verileri talepler karşılığında paylaşıyor olsa da Snapchat ve WhatsApp gibi platformların verileri uçtan uca kriptolanıyor.

Kullanıcılar açısından bakıldığında bu iyi bir durum. Kimse kendi özel görüşmelerine ait verilerin paylaşılmasından hoşlanmayacaktır. Fakat özellikle güvenlik uzmanları ve hükümet yetkilileri gerektiğinde bu verilere ulaşmanın suçları önleyebileceğini dile getiriyor. Türkiye’de olduğu gibi diğer ülkelerde de fişlenme endişesiyle halk bu tür konulara sıcak bakmıyor.

İngiltere’de Başbakanı David Cameron ise bunu bir seçim kozu olarak kullanmaya karar vermiş. Şu sıralar seçim çalışmaları yürüten Cameron, yeniden seçilmesi durumunda kullanıcı verilerini gizleyen uygulamalara karşı bir sınırlandırma getirilebileceğini söylüyor. Cameron bir uygulama ismi vermedi ama özellikle Snapchat, WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamalarına dikkat çekti ve bu tür uygulamaların teröristler için bir güvenli iletişim yöntemi haline geldiğinden bahsetti. Sözlerini ise şu şekilde tamamladı; ”Buna izin vermeye devam edecek miyiz? Bence kesinlikle etmemeliyiz”

David Cameron bu talebinin tepki göreceğinin de farkında olduğundan verilere sınırsız erişim talep etmeyeceklerini, sadece istihbarat konusunda bazı veri paylaşım anlaşmaları talep edeceklerini söylüyor. Bu taleplere uymayan uygulamalar Amerika sınırları içerisinde yasaklanabilecek.

Elbette bunlar henüz birer fikirden ibaret. Gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceğini bilmediğimiz gibi ne kadar kamuoyu desteği bulacağını da ancak zamanla görebiliriz.

The post İngiltere mesajlaşma uygulamalarını yasaklamayı düşünüyor appeared first on Etohum.

13 Ocak 2015 Salı

Yıldızlı Projeler 2015 için başvurular başladı

Yıldız Teknik Üniversitesi IEEE Öğrenci Kulübü’nün 7.sini düzenlediği Yıldızlı Projeler Yarışması’nın kayıtları 15 Aralık 2014 tarihinde başladı.

25 Mayıs 2015 tarihindeki finalde projelerin değerlendirmesini Sanayi ve Bilim Kurulu beraber yapacak. Üniversitelerin gözde akademisyenlerinden oluşan Bilim Kurulu ve başarılı sanayicilerden oluşan Sanayi Kurulu sayesinde üniversite-sanayi işbirliği somutluk kazanacak. Ayrıca Final Günü’nde melek yatırımcıların proje sahiplerini yakından takip edeceği bir ortam olacak.

Yıldızlı Projeler de kategori sistemi ile projeler kendi alanlarındaki projelerle yarışacak ve her kategoride birden fazla proje destek bulabilecek.

Yarışma kategorileri;

- Elektrik, Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Enerji Verimliliği ve Kalitesi

- Mekanik, Mekatronik, Robotik ve Otomasyon Uygulamaları

- Bilişim, Elektronik, Telekomünikasyon ve Yazılım Uygulamaları

- Sağlık, Gıda, Biyoteknoloji, Kimya ve Malzeme Uygulamaları

Ön değerlendirmeyi geçen finalist projeler 23-24 Mayıs tarihinde girişimcilik ve sunum teknikleri hakkında 2 günlük bir eğitim alacaklar. Yıldızlı Projeler Yarışması’nın kazananları ise YTÜ Teknopark bünyesinde yer alan Prototip atölyesi ve kuluçka merkezindeki ofisleri kullanma hakkı elde edecekler. İngiltere Warwick Üniversitesi tarafından İnovasyon ve AR-GE eğitimi de verilecek ödüller arasında.

Yarışmaya T.C. veya K.K.T.C üniversitelerinde öğrenim gören ön lisans, lisans ve yüksek lisans öğrencileri katılabiliyor.

Başvuru linki

Başvuru için son tarih 2 Mayıs 2015.

The post Yıldızlı Projeler 2015 için başvurular başladı appeared first on Etohum.

12 Ocak 2015 Pazartesi

Apple’ın uygulama mağazası 2014′te %50 büyüdü

Söz konusu büyüme yüzdeleri olduğunda büyük şirketler için küçük artışlar bile çok önemlidir. Cirosu 1 milyon TL olan bir şirket için 1 milyon TL artış yakalayıp 2 milyon TL’ye yükselmek inanılmaz bir büyüme anlamına gelir. Büyük şirketler için ise bu 1 milyon TL’lik artış %0,001′lik artış anlamına gelir.

Bu açıdan baktığımızda Apple gibi dev bir şirketin çok yüksek yüzdeli büyüme rakamlarına ulaşması çok da sık gördüğümüz bir durum değil. Ancak 2014 yılında hali hazırda dünyanın en çok gelir elde eden uygulama mağazası olan App Store, müthiş bir büyüme yakalamış. Apple’ın açıklamasına göre 2014 yılında App Store uygulama satışlarından 15 milyar dolar ciro yapmış. 2013 yılında toplam 10 milyar dolarlık satış yapan mağaza böylece geçtiğimiz yılı %50 artış ile kapatmış oluyor.

Apple’ın App Store’da harcanan her dolar başına %30′luk bir gelir payı bulunuyor. Yıl sonunda bu pay sayesinde elde edilen gelir 4.5 milyar dolar olmuş. Geriye kalan yaklaşık 10 milyar dolar ise uygulama geliştiricilerin kasasına girmiş. Tüm bu rakamlar App Store için rekor anlamına geliyor.

İlginç şekilde App Store 2015′e de hızlı bir giriş yapmış ve iki rekor daha kırmış. Apple, 2015′in ilk gününün App Store tarihinin en çok uygulama indirilen günü olduğunu açıkladı. 2015′in ilk haftası ise App Store’un en iyi haftası olarak tarihe geçmiş. Sadece 7 günde 500 milyon dolarlık uygulama satışı gerçekleştirilmiş.

4.5 milyar dolar Apple’ın 182 milyon dolarlık geliri içerisinde küçük bir paya sahip olsa da App Store’un işletim giderleri oldukça düşük. Bu da uygulama mağazasının Apple’ın en verimli iş kollarından biri olduğunu gösteriyor.

Apple, uygulama mağazasının ekonomik etkilerinin yanında istihdam açısından sağladığı faydalara da dikkat çekmek istiyor.

Bu rakamların geliştiriciler ve mobil pazarı hedef alan diğer şirketler için de önemli bir mesajı var; gelişmekte olan pazarlar potansiyelini ortaya koyarsa mobil pazar bundan sonra da çok hızlı büyüyebilir. 2014′te özellikle Çin’de yaşanan yükseliş tüm pazarın büyümesini sağladı.

The post Apple’ın uygulama mağazası 2014′te %50 büyüdü appeared first on Etohum.

11 Ocak 2015 Pazar

Uber’in yeni rakibi bir mesajlaşma uygulaması

Ücretsiz mesajlaşma uygulaması Line, Japonya’nın başkenti Tokyo’da taksi hizmeti sunmaya başlıyor.

Yeni nesil ulaşım modelleri arasında global anlamda en popüler marka haline gelen Uber, birçok ülkede yerel rekabetle karşı karşıya kalıyor. Örneğin İstanbul’da klasik taksi hizmeti konusunda BiTaksi, Uber’in rakibi konumunda. Fakat Tokyo’da Uber’in karşısına çok farklı bir rakip çıkmış: ücretsiz mesajlaşma uygulaması Line.

Bir Japon şirketi olan Line, daha önce mesajlaşma uygulaması olarak duyurmuştu. Global anlamda 170 milyon aktif kullanıcıyla halen iyi bir noktada yer almaya devam ediyorlar. Fakat şirketin yayılma stratejisi rakiplerindne biraz farklı. Daha önce mobil oyunlar, bir antivirüs yazılımı ve kamera uygulaması geliştiren Line, şimdi de ödeme uygulaması Line Pay üzerinden Uber’e rakip oluyor.

Japonya’nın en büyük taksi şirketlerinden biri olan Nihon Kotsu ile işbirliği yapan Line, kullanıcılara uygulama üzerinden taksi çağırabilme imkanı sunuyor. Taksiler tümüyle Nihon Kotsu’ya ait ve bu konuda tüm süreci onlar üstleniyor. Line ise işin taksi çağırma ve ödeme alma kısımlarını üstleniyor.

Bu işbirliği şimdilik Tokyo’da hayata geçirildi. Fakat ileride tüm Japonya’ya yayılması bekleniyor. Nihon Kotsu’nun binlerce taksiden oluşan ağı sayesinde Line Taxi’nin Uber’den daha hızlı bir şekilde yayılması bekleniyor. Bakalım işin zorlu kısımlarıyla baş etmeyi başarabilecekler mi?

The post Uber’in yeni rakibi bir mesajlaşma uygulaması appeared first on Etohum.

9 Ocak 2015 Cuma

Metropol yaşamında hayatı kolaylaştırabilecek öneriler

Fransız Lape Hastanesi Uzman Psikoloğu Derya Deniz’e göre özellikle çalışan bireyler çok fazla uyaranla karşı karşıya kalıyor. Bireyin, hem dış uyaranlar hem de kişisel ihtiyaçlarından kaynaklanan iç uyaranlar sebebiyle bombardıman altında yaşamaya çalıştığını belirten Deniz, bu durumun da bireyin çok fazla zihinsel efor harcamasına, iletişim becerilerini ve karar alma mekanizmasını fazlasıyla kullanmak zorunda kalmasına neden olduğunu belirtiyor.

Bu sebeple büyük şehirlerde yaşayanlar için şu 10 öneriyi sunuyor:

1. İşi işte bırakın

Her işyerinde az ya da çok iş baskısı ve rekabet koşulları bulunmaktadır. Ancak birey elinden geldiği kadarıyla işi işte bırakmalıdır. İşle ilgili sorunları zihinde taşımak, iş dışındaki hayatı da olumsuz etkileyecektir.

2. Trafikte daha az zaman geçirin

Bireyin kendisine daha fazla zaman ayırması için trafikte geçirilen zamanı asgariye indirmelidir. Özellikle İstanbul’da günde 4 saatini yola harcayan kişilerin olduğunu biliyoruz. Bireyin günü daha kaliteli geçirebilmesi için evler, iş yerine yakın olarak ayarlanmalı ya da hızlı toplu taşıma opsiyonları tercih edilmeli.

3. Duygularınızın farkında olun

Hayat hızlı akıyor ve çok fazla seçim yapmak zorunda kalıyoruz. Sağlıklı bir ruhsal işleyiş için birey, duygularının farkında olmalıdır. Dünyayla ve kim olduğu gerçeğiyle teması asla kesmemelidir. Her birey asıl değerlerinin, varlığının, ihtiyaçlarının farkında olmalıdır.

4. Sosyal hayatı göz ardı etmeyin

Birey için en önemli değerlerin başında aile bireyleri ve sosyal çevre gelmektedir. Birey, ailesi ve arkadaşları ile bir araya gelmeli, yorgun da olsa onlara belli oranda vakit ayırılmalıdır.

5. Doğru ihtiyaçlara odaklanın

Daha iyi kariyer, daha iyi bir evde oturmak ve benzeri birçok nokta uzun çalışma saatlerini, sorumlulukları ve fedakarlığı beraberinde getirmektedir. İleriye doğru gitmek, insanın doğasında olan ve kötü olmayan bir olgu. Ancak doğru ihtiyaçlara odaklanarak, ihtiyaç olarak görülen unsurların ne kadarının ihtiyaç, ne kadarının ihtiyaç olmadığı belirlenmelidir.

6. Etkili İletişim Becerileri Edinmek

Günümüz dünyasında aktif ya da pasif iletişim biçimlerini oldukça fazla kullanıyoruz. Gün içerisinde bireyin yaşadığı sıkıntılar ve kendi içsel ihtiyaçları, doğru iletişim kurmayı engelleyebilir. İletişimde önyargılardan uzak olmak, açık fikirli olmak ve (suçlayıcı olmadan) ne istediğini iyi ifade edilmek, birçok alanda iletişim sıkıntılarını ortadan kaldırır. Kişinin, kendi ihtiyaç ve isteklerinin farkında olması bu anlamda önemlidir.

7. Doğadan kopmayın

Metropollerin en büyük sıkıntısı bireylerin doğayla baş başa kalabileceği yerlerin sınırlı sayıda olmasıdır. Doğa ile iç içe olmak, ruhsal ve fiziksel olarak önemli bir ihtiyaç durumundadır. Bireyin yabancılaşmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri doğayla bağının kopmasıdır. Bu yüzden birey kısa günlük gezilerle ya da hafta sonları doğayla baş başa kalmaya özen göstermelidir.

8. Daha az TV daha çok egzersiz

İşten eve dönüldüğünde bir koltuğa yığılma, yemekten sonra uzun saatler televizyon seyretme durumlarında birey pasif konumda kalmaktadır. Her gün düzenli egzersiz yapan kişilerde yapmayanlara oranla hem fiziksel hem de ruhsal düzelme daha fazla görülmektedir. Egzersiz yapmanın hem koruyucu hem de kaygıyı azaltıcı yönü var.

9. Sosyal ve kültürel aktiviteleri takip edin

Metropollerin en büyük avantajı, sanatsal, spor, entelektüel etkinliklerin yoğun gerçekleştiği merkezler olmalarıdır. Birey, sosyal ve kültürel faaliyetlere olabildiğince zaman ayırmalıdır. Bu tip aktivitelere ayırılacak zaman, bireyin duygularını olumlu yönde çalıştırarak, algılarını açacak ve daha iyi hissettirecektir.

10. Bir oluşuma üye olun

Büyük şehirlerdeki kalabalık, insanı bir anlamsızlık duygusuna itmektedir. Kişiler büyük şehirlerde yalnız olduğunu hissedebilir. Zaman darlığına ve sorumluluklara rağmen bireyin kendine yakın bulduğu bir görüşe, topluluğa, derneğe, kuruluşa üye olması; farklı insanlar ya da sorunlar için fayda sağlayıcı çalışmalar yürütmesi önemlidir. Bu durum bireylerin yaratıcılığını ve aidiyet duygusunu arttıracaktır.

The post Metropol yaşamında hayatı kolaylaştırabilecek öneriler appeared first on Etohum.

8 Ocak 2015 Perşembe

Avrasya’nın girişimleri ve yatırımcıları Startup Turkey’de buluşacak

Bu yıl Etohum tarafından yedincisi düzenlenecek olan Startup Turkey, üç gün boyunca 700 katılımcı, 150′den fazla yatırımcı ve 100′ü aşkın girişimciyle 26-28 Şubat tarihlerinde Antalya’da gerçekleşecek. Ukrayna’dan Hindistan’a, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Azerbaycan’a kadar birçok ülkenin temsil edileceği yılın en büyük internet etkinliği, dünyada internet sektörüne yön veren konuşmacıları paneller ve networking seanslarında buluşturacak.

Türkiye’nin önde gelen hızlandırıcı programı ve erken aşama yatırımcısı Etohum, sadece davetlilere açık olan 7. Startup Turkey organizasyonunu, 26-28 Şubat tarihleri arasında Antalya’da Regnum Carya Golf & Spa Resort’ta gerçekleştirecek.

Yeni ekonomide isim yapmış Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen melek yatırımcılarını, mentorlarını, iş adamlarını ve internet girişimcilerini ağırlayacak olan etkinlik, Avrasya’nın en büyük internet buluşmalarından biri olarak hem girişimciler hem de yatırımcılar adına deniz aşırı iş fırsatları için bir kez daha verimli bir ortam yaratacak.

Yatırımcıların ve risk sermaye şirketlerinin yeni girişimlerin sunumlarını dinleme ve ilgilendikleri yatırımı belirleme şansına sahip olduğu etkinlikte, sektörün önde gelen isimleri de farklı konu başlıkları altında düzenlenecek panel ve konuşmalar aracılığıyla geçtiğimiz senenin gelişmelerini ve performanslarını değerlendirme olanağı bulacak.

ETOHUM 15 GİRİŞİMLERİTechCrunch’ın Avrupa’daki girişimler için düzenlenen en iyi etkinlikler arasında gösterdiği Startup Turkey, aynı zamanda programın iki saatini de 2015′in yatırım yapılacak en başarılı 15 girişimine ve “Startup Pitches” olarak adlandırılan girişimcilerin yatırımcı sunumlarına ayıracak. Bu yıl yaklaşık 2.500 başvuru arasından başarıyla sıyrılan bu girişimler, 31 Ocak’ta düzenlenecek olan “Etohum Girişimcilik Zirvesi”nde hem kendilerini tanıtma hem de Startup Turkey’ye katılma hakkı kazanmak için mücadele edecek.

Etohum 15 girişimlerine, Yunanistan, Bulgaristan, Pakistan, Ukrayna, Mısır, Ürdün, UAE, Hindistan, Azerbaycan, Romanya, Macaristan gibi çok sayıda ülkeden girişimci eşlik edecek.

SPEEDNETWORKING: 30 SANİYEDE ETKİLİ TANIŞIKLIKStartup Turkey’nin her yıl dört gözle beklenen geleneksel seanslarından biri de, Ertuğrul Belen yönetiminde gerçekleştirilen speednetworking etkinliği. Kısa sürede çok sayıda insanla tanışma imkânı yaratan ve bilimsel bir altyapıya sahip farklı bir toplantı türü olan speednetworking, 50 ila 100 kişinin yaklaşık iki saat içerisinde hızla ama etkili bir şekilde tanışmasını sağlıyor. Kişiler tanışma istasyonları arasında belli bir sistemle ilerliyor ve her istasyonda sadece beş dakika geçirerek salondaki herkesle tanışabiliyor. ‘Etkili tanışıklık’ yaratan speednetworking’de önemli olan, klişe diyaloglar ile ilerlemek yerine ilginç ve merak uyandırıcı noktaları ön plana çıkartmak çünkü akılda kalıcı sözler, daha sonraki ayrıntılı sohbetler ve daha derin iş bağlantılar için atılmış birer tohum olarak girişimcilerin geleceğini etkiliyor.

The post Avrasya’nın girişimleri ve yatırımcıları Startup Turkey’de buluşacak appeared first on Etohum.

7 Ocak 2015 Çarşamba

Sorunları fırsatlara dönüştürme sanatı

Çoğu girişimci, maceralarının bir bölümünde işler planladıkları için gitmediği için umutsuzluğa kapılmıştır. Her girişim, önceden tahmin edildiğinden daha sık bir şekilde problemler ile karşılaşır ve bu durum en tutkulu girişimcilerin dahi cesaretini kıracak kadar yorucu hal alabilir.

Sorunlar, iş dünyasının ayrılmaz parçalarındandır ve yolu irili ufaklı sorunlarla kesişmeyen hiçbir girişim olmamıştır. Sıkı çalışıp yine de sorunlarla karşılaşan girişimcilerin yapması gereken, sorunu kabul etmek ve onu fırsata çevirmenin yollarına odaklanmak olmalı.

Beklenmedik problemler başarılarımıza gölge düşürmek için her köşe başında bizi bekliyor. Çevremizdeki her şeyi biz kontrol etmiyoruz; bu nedenle olası böyle bir sorun yaşandığında suçlu hissetmek anlamsız. Üzülebilirsiniz fakat kendinizi suçlayamazsınız; yenildiğinizi düşünmemeniz gerektiğini hatırlatmaya bile gerek duymuyoruz.

Her hayırda bir şer yoktur fakat pek riskli bir yer olan iş dünyasında, bazen daha da ileriye gidebilmek için beklenmedik rahatsız edici durumların içine girip, ardından kucak dolusu kazanım ile çıkmanız gerekebiliyor.

DURUMU KABULLENİN

Sorunları fırsatlara çevirme yeteneğini zihninizi eğiterek kazanabilirsiniz. Durumu kabul etmeli, gerçekten olduğu gibi, ne bir fazla ne bir eksik şekilde görmeli ve kabul etmelisiniz.

Değiştirebileceğiniz şeylere odaklanın, şartları değerlendirin ve söz konusu problemi asla olduğundan daha umutsuz görmeyin. Sorunu çözmeye değin, yeni fırsatlar için kaynağa dönüştürmeye çalışın. 

SORUNA DEĞİL ÇÖZÜME  ODAKLANIN 

Sorunun kendisine değil, içinden çıkma yöntemlerinizin sonuçlarına odaklanın. Sorunun size verecek hiçbir şeyi yok fakat onu çözmek için deneyeceğiniz çözümlerin size katacak çok şeyi var.

Sorunlar, kendimizi beklenmedik durumlar olmadığı takdirde asla içine girmeyeceğimiz konumlarda bulmamıza sebep olur. Aslına bakarsanız, bu kendinizi konfor bölgesi dışında sınamanız ve istenmeyen bir durumdan kazanımlarla çıkmanız için büyük bir fırsattır.

SEÇENEKLERİNİZİ DEĞERLENDİRİN

Neler yapabileceğinizi bir düşünün. Evet, istemediğiniz beklenmedik bir duruma düştünüz fakat buna üzülerek zaman kaybetmek yapabileceğiniz en büyük hataların başında geliyor. Bu durumdan çıkmak için neler yapabileceğinize dair bir liste hazırlayın; listedeki seçeneklerden birini veya durum buna elverişli ise birkaçını seçin. Sorunla mücadelede aktif kalmak ve bir plana sahip olmak kritik önem taşıyor. Karşılaştığınız sorun ne olursa olsun, sürekli aktif kalmaya ve sonuç ne olursa olsun girişiminizin serüvenine devam etmesine odaklanın.

The post Sorunları fırsatlara dönüştürme sanatı appeared first on Etohum.

6 Ocak 2015 Salı

Kararsız müşterilere hitap etmenin yolu: 3 işletim sistemli telefon

Günümüzde akıllı telefonlarda marka ve donanımın yanında ekosistem ve kullanıcı deneyimi de çok önemli bir yer tutuyor. Samsung, Apple gibi devlerin yanında 1 yılda adından söz ettirir hale gelen Xiaomi bunun en canlı örneği; Android ekosisteminin kolaylığı, uygun fiyat ve güzel deneyim.

Ancak her yıl yeni bir Facebook doğmadığı gibi Xiaomi gibi başarı hikayelerini de pek görmüyoruz. Zira çok fazla markanın bulunduğu bu pazarda farklı şeyler yapmak o kadar da kolay değil. Üstelik tek bir doğru da yok.

Bu konuda Alcatel’in tercihi ise kesinlikle farklı olmuş. Şirketin Pixi 3 adını verdiği yeni akıllı telefon serisi 3G ve 4G seçeneklerinin yanı sıra 3.5, 4, 4.5, 5 inçlik ekran seçenekleri var. Yani bağlantı ve ekran seçenekleri konusunda neredeyse tüm ihtimaller cepte. En önemli mesele olan işletim sistemi konusunda ise mümkün olan tüm ihtimaller kapsanmış: Pixi 3 Android, Windows Phone ve Firefox OS ile çalışabiliyor. Pazarda işletim sistemi olarak geriye tek seçenek olarak iOS kalıyor ki o da 3. parti üreticilere açık değil.

Elbette dual boot cihazların deneyim açısından çok başarılı olamadığı bir gerçek. Ama bu stratejiyi kendi işlerinize uyguladığınızı hayal ederseniz aklınıza ilginç ihtimaller gelebilir. Akıllı telefon doğru alan mıdır bunu bilemiyoruz, ama bu stratejisinin işe yarayacağı alanlar var.

Alcatel henüz cihazın fiyatını açıklamadı. Ancak özellikle 3.5 inçlik modelin hesaplı olacağı açıklandı. Alcatel’in bir başka farklı hamlesi de Palm markasını kullanma yönündeki adımlar. Şirket 2015 yılında bir dönem PDA cihazlarıyla popüler olan Palm markasını yeniden canlandırmayı düşünüyor. Palm en sonra HP bünyesi altındayken cihazlar piyasaya sürmüştü.

Kısacası donanım alanında fikirleri olanlar bu aralar Alcatel’i yakından takip edebilirler.

The post Kararsız müşterilere hitap etmenin yolu: 3 işletim sistemli telefon appeared first on Etohum.

5 Ocak 2015 Pazartesi

Dünyanın en büyük Rubik Küpü’nü çözmek kaç saat sürer?

Sizlere bu kez farklı bir meydan okumadan bahsetmek istiyoruz. Rubik’in Küpü (ya da Rubik Küpü) ilk icat edildiğinden beri zekayı zorlayan ama çözmesi büyük bir keyif veren farklı bir oyuncaktır. Ancak bildiğimiz Rubik Küpü aslında bu oyuncağın sınırlarını temsil etmiyor. Zira birçok kişi 4x4x4 bir Rubik Küpü’nü geliştirdiği teknikle saniyeler içinde çözebiliyor. Bu sebeple Kenneth Brandon isimli bir adam, sınırları zorlamaya karar vermiş.

Brandon, 17x 17x 17 bir Rubik Küpü’nün çözmeye karar vermiş. Elbette bu kadar karmaşık bir küpü her yerde bulmak mümkün değil. Küp, özel sipariş üzerinde Oskar Van Deventer tarafından üretilmiş.

Böylesine karmaşık bir küpü çözmenin zorluğu inanılmaz fazlalıktaki kombinasyondan geliyor. Hesaplamalara göre 6.69 x 10 üzeri 1054 yani 6′dan sonra binden fazla basamakla ifade edilebilecek kadar fazla kombinasyon mümkün. Yapmanız gereken bunlar arasından doğru olanı bulmak. Kenneth Brandon bunu yapmak için 7,5 saat harcamış.

Elbette bunu tek bir günde tamamlamamış. Çözüm süreci toplamda 5 güne yayılmış. Brandon, 5x 5x 5  bir küpü çözmekle 17x 17x 17 bir küpü çözmek arasında çok fark olmadığını söylüyor. Teknik çok farklı değilmiş. Ancak tahmin edebileceğiniz üzere 17x 17x 17 bir küpü çözmek büyük sabır istiyor.

The post Dünyanın en büyük Rubik Küpü’nü çözmek kaç saat sürer? appeared first on Etohum.

3 Ocak 2015 Cumartesi

2015′te her gün yapmanız gereken 5 şey

Yeni yılın yeni başlangıçlar için güzel bir tarih olduğu kesin. 2014′ü iyisiyle kötüsüyle geride bırakırken geçmişteki tecrübelerden öğrenecerek çok şey olduğunu ve yıl bitmeden önce yapmanız gerekenleri sıralamıştık. Şimdi ise sırada 2015′in güzel bir yıl olması için alınması gereken kararlara geldi.

Elbette 2014′te iyi yaptıklarınızı devam ettirin. Ama iyi gitmeyen bir şeyler varsa önce girişimci olarak kendinizi daha üst seviyeye taşımalı ve zaman kaybını ortadan kaldırmalısınız. Bunu sağlamak için size her gün uygulayabileceğiniz 5 önerimiz var;

1- Odaklanın

Güne başlarken en önemli şey odaklanmaktır. İyi bir uyku, iyi bir kahvaltı, giyindiniz ve hazırsınız. Kendinize birkaç dakika ayırın ve güne konsantre olun. Her gün, yıl sonundaki hedeflere giden küçük adımlar olacaktır. Her günün değerini bilin ve hedeflerinize ulaşmak için yenilmez olun!

2- Günlük hedeflerinizi belirleyin

Evden çıkarken o gün içindeki hedefleriniz belli olmalı. Böylece akşam olduğunda günün ne kadar başarılı geçtiğine dair bir fikriniz olacaktır. Ayrıca hedeflerinizi önceden belirlemek size zaman da kazandıracaktır. Gerekirse notlar alın, hatırlatıcı ya da alarmalar kurun.

3- Bilgilerinizi tazeleyin

Günlük işlerinize odaklanmak kişisel gelişiminizi kötü etkileyebilir. Elbette işlerinizi tamamlamak önemli ama zamanla geri kaldığınızı hissedebilirsiniz. Bunu önlemek için hem kendi sektörünüzü hem de gündemi takip etmeye çalışın. Web sitelerini, dergileri okumaya vakit ayırmaya çalışın.

4- Her şeyin iyi çalıştığından emin olun

Web sitenizin, blogunuzun iyi çalıştığından emin olun. Sosyal medya hesaplarınızı da kontrol etmeyi unutmayın. Olabilecek en kötü şeylerden biri sizi arayan birinin çalışmayan bir web sitesiyle karşılaşmasıdır.

5- Telefon edin, tanışın

Elbette sadece internet ve sosyal medyayla da olmaz. İnsanlara telefon edin, sesinizi duyurun, kendinizi hatırlatın. Eğer katılacağınız etkinlikler varsa kartvizit alışverişi yapın, kahve için ve sohbet edin.

Girişimciler kendi günlük ritüellerini daha da geliştirebilirler. 2015 sizin yılınız olsun!

The post 2015′te her gün yapmanız gereken 5 şey appeared first on Etohum.

2 Ocak 2015 Cuma

Sadece fotoğrafları kullanarak parmak izi kopyalamak mümkün mü?

Ursula von der Leyen

Alman hacker’lar bunu iddia etmekle kalmamış kanıtlarmışlar da. Üstelik Alman milli savunma bakanının parmak izini kopyalayarak.

Alman Chaos Computer Club hacker grubu, daha önce de parmak izinin güvenliğini sorgulatan çalışmalar yapmıştı. Onların adını duyuran çalışma Apple’ın iPhone 5S ile birlikte kullanıcılara sunduğu TouchID sistemini yanıltma yönündeki çalışmalarıydı. Bir parmak izinin fotoğrafını çekip ondan yeni bir kopya yaratabiliyorlardı.

Şimdi ise bu çalışmayı çok daha zor bir yöntemle de yapmayı başarmışlar: sıradan fotoğraflar kullanarak, bir kişinin parmak izini kopyalamak. Bunu kanıtlamak için yüksek profilli birini seçmişler: Alman savunma bakanı Ursula von der Leyen.

Bakanın konuşmaları esnasında çekilen basın fotoğraflarını kullanan hacker’lar, farklı açılardan çekilen fotoğraflarla birlikte parmak izinin tam bir kopyasını çıkartmayı başarmışlar. Bu parmak izinin her sistemde kullanılabileceği düşünülüyor. Dolayısıyla parmak izi sisteminin güvenilirliliği açısından ciddi bir endişe oluşabilir.

Elbette parmak izini kullanmak için cihazlara fiziksel erişime sahip olmak gerekiyor ki, söz konusu savunma bakanı olduğunda bu birçok kişi için pek de kolay değil.

Yine de yakında önemli devlet adamlarını etkinliklerde eldiven takarken ya da parmaklarını gizlerken görürseniz şaşırmayın.

Kaynak: BBC

The post Sadece fotoğrafları kullanarak parmak izi kopyalamak mümkün mü? appeared first on Etohum.