31 Ocak 2016 Pazar

Yarın Girişimcilik Zirvesi’nde buluşuyoruz!

Etohum’un 2016 yılında yatırım yapacağı ve yıl boyunca destek vereceği girişimleri açıklayacağı Girişimcilik Zirvesi, yarın yani 30 Ocak’ta düzenlenecek. 

Girişimcilik ekosisteminden birçok önemli ismi buluşturacak olan Girişimcilik Zirvesi, bu yıl Etohum’a gelen 2500 başvuru arasından seçilen 16 girişimin de ilk kez açıklanacağı etkinlik olacak. Bir süredir Etohum’la birlikte mentorluk ve eğitim kampında bulunan girişimler, Etohum Yatırımcı Kulübü üyelerine de bir kez sunum yapma imkanı elde etmişti. 16 girişim arasında oyun, mobil, e-ticaret, bulut teknolojileri gibi farklı alanlardan girişimler bulunuyor.

Girişimcilerin yanı sıra birçok önemli konuşmacı da Girişimcilik Zirvesi’nde sahne alacak: Hasan Aslanoba, Murat Şahin, Kenan Çolpan, Ozan Sönmez, Burak Büyükdemir ve daha birçok önemli isim.

Katılımın ücretsiz olduğu Girişimcilik Zirvesi’nde bu linkten kayıt olabilirsiniz.

 

29 Ocak 2016 Cuma

Girişimlerin sıkça yaptığı 3 pazarlama hatası

Yeni girişimler için çok önemli ama çok zor bir şeydir pazarlama. Özellikle ürün ve kanal ile ilgili çalışmalar yeni yeni otururken düşük maliyetle maksimum sonucu verecek bir pazarlama geliştirmek hiç de kolay değil. Elbette buna tecrübesizlik de eklendiği zaman işler zorlaşıyor ve hatalar artıyor. Peki bu konuda en sık görülen 3 hata ve bunların çözümü neler? 

1 – Israr bıkkınlık yaratabilir

Uygun fiyatlı pazarlama dendiğinde akla gelen ilk yöntemlerin başında mailing ve telefonla pazarlama geliyor. Bu tür pazarlama yöntemlerinde sabırlı olmak ve red cevaplarında moral bozukluğu yaşamamak gerek. Fakat potansiyel müşterilere yaklaşımınızı çok dikkatle planlamanız gerekiyor. Çok fazla ısrar ederek, çok sık e-mail göndererek bağlantıyı henüz kuramadan kopabilirsiniz. Benzer şekilde sürekli insanların karşısına çıkan reklamlar da bazen can sıkıcı olabilir. Bunun için ulaştığınız kişileri ve ulaşma sıklığınızı takip edin. Tepki ve isteklerine göre davranmaya çalışın. Eğer ilgi göstermiyorlarsa birkaç ay ara verin ve sonrasında kendinizi hatırlatın.

2- Zaman kaybetmeyin

Eğer pazarlama yapmaya başlamak için iyi bir bütçenizin olmasını, belirli bir kullanıcı sayısına ulaşmayı bekliyorsanız boşuna zaman kaybediyorsunuz. Ürün ya da hizmetiniz hazır olduğu anda siz de pazarlama yapmaya hazırsınız demektir. Başlarda bunu yaparken kendinize çok güvenmeyebilirsiniz. Ancak sizin sorumluluğunuz ürünü müşteriyle buluşturmak. Eğer potansiyel bir müşteri, ürünle ilgilenebilecek birini görürseniz hemen atlayın!

3- Pazarlama kurdu olmanıza gerek yok

İnsanlar pazarlama yapmak için özel yetenekler gerektiğine inanırlar. Elbette yetenekli bir pazarlamacının farkı hissedilir. Ancak mutlaka bir pazarlama kurdu olmanıza gerek yok. Önemli olan ürününüze güvenmeniz ve insanlara güven vermeniz. Böyle bir durumda yeni ve heyecanlı olmanız da size avantaj sağlayabilir.

27 Ocak 2016 Çarşamba

Stockholm nasıl Avrupa’nın bir numaralı teknoloji merkezi haline geliyor?

İsveç’in başkenti yolculuk etmesi kolay bir yer ve ziyaretçilere havaalanından Stockholm’un merkezine gitmek için taksiye para harcamaktansa, trenin çok kullanışlı olduğu söylendiğinde İsveç değilmiş gibi hissettiriyor. Stockholm, aşırılığa kaçmanın yoğun olarak görüldüğü bir yerdir. En iyi seçenek, daha yavaş ve sakin bir yaşam tarzı seçmektir – araba kullanmak yerine yürümeyi seçin, kredi kartlarınızı atın ve akışına bırakın.

Bunların birçoğu doğru olsa bile, bu şehirde kredi kartlarını hemen kullanmayı bırakmak büyük ihtimalle iyi bir seçenek değil. Zira nakit para kesinlikle ilk tercih değil ve küçük restaurantlar bile kredi kartı veya alternatif dijital ödeme platformları konusunda ısrar ediyorlar.

Stockholm aşırı modern bir şehir olarak da nitelendirilebilir. Burası hamile bir erkeğin bebek arabasıyla yürümesinin garip olmadığı bir yerdir.

Öte yandan kuzey şehri görünümünün altında, burada Londra, Berlin ve Paris ile en önemli teknoloji startup merkezi olma konusunda yarışan bir startup faaliyet alanı var.

STING’in CEO’su ve kurucusu olan Par Hedberg’e göre, Stockholm’un Kuluçka Merkezi, hızlandırıcıları, beraber çalışma ortamı ve melek yatırımcı networkünün karışımı ile, Stockholm’un üstünlüğü tartışma götürmezdir.

Par Hedberg, Stockholm’un merkezindeki STING’in ofisinde onunla buluştuğumda “Geçen sene, teknoloji alanında risk sermayesi pazarında dünyanın 2. hızlı büyüyeni olarak derecelendirildik. Stockholm şu anda Avrupa’da en çok milyar dolarlık startupa sahip yeri. Bizim, Avrupa’nın startup başkenti olduğumuza hiç şüphe yok” dedi.

Stockholm, tabii ki de bir tarihe sahip. Skype ve Spotify burada kuruldu ve diğer girişimcilere ilham veren birçok örnek bulunmaktadır.

Bunlardan bir tanesi, Klarna Group’tur. 2005’te Stockholm’da kurulan Klarna, Avrupa’nın en hızlı büyüyen şirketlerindendir, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki online dükkanlar için güvenli ödeme çözümleri sunmaktadır.

Reuters’a göre, 2014’te şirket 319 milyon dolardan fazla bir gelir elde etmiştir ve satıcılara 9 milyar dolardan daha fazla değere sahip ürün satmalarına yardım etmiştir. 35 milyon kullanıcıya hizmet vermekte, 50.000 satıcı ile çalışmaktadır ve her gün 250.000’den fazla işlem gerçekleştirmektedir.

Sebastian Siemiatkowski, Klarna Kurucu Ortağı ve CEO’su, “Stockholm’un startup kültürü büyük oranda İsveç’in sosyal güvenlik ağından yararlanmaktadır. Yetenekleri ülkemize çeken mükemmel ücretsiz okullara sahibiz. Sosyal yardım sistemimiz girişimcilerin biraz daha kendilerine güvenerek risk almalarını sağlıyor. Bu, insanların daha yüksek risklere sahip olan şirketlerde çalışmalarının kolaylaşması demektir” şeklinde durumu ifade etmiştir.

Klarna’dan daha küçük ve teknolojiden ziyade daha çok tasarıma odaklanan bir şirket olan Doberman da, Stockholm’da işini başlatmanın faydalarından yararlanmıştır. Şu an New York ve Berlin’de ofisleri vardır. Doberman, kullanıcı deneyimine odaklanan bir tasarım şirketidir.

Doberman New York’un Yönetici Direktörü Anders Frostenson, “Şehir, yüksek hızlı internet ile kültürel olarak farklı özellikleri bir arada kullanan bir mühendislik ve tasarım kültürüyle beslenmiş, büyük bir orta sınıf jenerasyona sahiptir. Buna Vikingler’den beri süregelen ihracat bağımlısı, seyahat eden bir millet ve ortak çalışmaya dayalı bir kültür ekleyin. Bugünün deneyimsel ekonomisi ile birleştirin. Bir merkez için mükemmel bir furya” şeklinde ifade etmiştir.

Viking benzetmesi oldukça ilginçken, şehirlerinden denize açılan Stockholm şirketleri de bulunmaktadır. Acast, internet üzerinden ses ve görüntü dosyalarının aktarılmasını sağlayan podcasting teknolojisine odaklanmış, oldukça ilgi çekici bir startuptır.

Geçen sene Kasım ayında birçok Avrupalı’nın ABD hakkında düşündüklerine meydan okumak amacıyla, bu pazarı hedefleyerek işini ABD’ye genişletmiştir. Pazara hakim, yakın zamanda serinin son sürümlerini piyasaya sürerek kendini kanıtlamış olmasıyla Avrupa’da eşi olmayan bir markadır.

ABD Acast Stories’in Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Karl Rosander, “Acast’ı, Stockholm’da piyasaya sürmeden önce, podcast ekosistemindeki her şey bozuktu. Bizim bulduğumuz kullanılmayan bir kitlesel iletişim aracıydı ve kısa zamanda Avrupa’nın en büyük podcast şirketlerinden biri olduk. Acast’ı ABD’ye getirerek, bu alanda köklü değişimler yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuşmuştur.

Natalia Brzezinski Acast’ın parlayan yıldızlarından biridir ve onun Stand Out! Podcastinin özelliği, dünyanın en güçlü kadınlarından bazıları ile görüşmelerinin bulunmasıdır. İsveç’in eski ABD Büyükelçisi Mark Brezezinski’nin eşi olmasının yanı sıra, mükemmel bir kariyere sahiptir ve önümüzdeki sene yazın gerçekleşecek olan yeni kültürel teknoloji festivali olan Symposium Stockholm’un yeni CEO’sudur.

Natalia Brzezinski Stockholm’s Berns otelindekini etkinlikte, “Dünya’ya İsveç’in sadece havalı olduğunu değil, aynı zamanda öncülük ettiğini de göstermek istedim. Amerikalılar, İsveç’ten teknoloji, cinsiyet ve çevre konularında çok şey öğrenebilirler” demiştir.

Bunun dışında, arayan numara kullanıcıların telefonlarında kayıtlı olmasa bile, arayanının kimliğini gösteren uygulama olan Truecaller var. Her bölgedeki en büyük spam aramalarını engeller ve kullanıcıların istenmeyen çağrılarını rapor etmelerinde yardım eder.

Şirketin veritabanında 2 milyardan fazla numara bulunmaktadır ve Kasım 2015’te 200 milyondan fazla kullanıcısı bulunduğunu, Kleiner Perkins Caufield Byers, Atomico ve Sequoia Capital’den 80 milyon dolarlık fon aldığını açıklamıştır.

Truecaller CEO’su Alan Mamedi “Stockholm’de doğru startup kültürü ve mentalitesi gelişmiştir. Genç nesiller startupları daha fazla fırsata ve daha az riske sahip olarak görüyor. İsveç’in 10 milyonluk görece az nüfusu da bizi genişlemeye ve hizmetlerimizi deniz aşırı çeşitli bölgelere adapte etmeye zorluyor.”  şeklinde belirtmiştir.

Truecaller, Doberman, Acast ve Klarna belirli tipteki işleri temsil ederken, şehirde kurulmuş daha küçük bir startup olan Lifesum, en ilgi çekici haline gelebilir – bir keresinde neredeyse Bob Dylan’ı öldüren kan paraziti nedeniyle.

Histoplasmosis, kalbin çevresinde şişliğe yol açan ve hayati tehlike yaratan bir fungal enfeksiyondur. Dylan 1997’de bu paraziti kapmıştır. Bu hastalıktan nasibini alan bir başka kişi de, Lifesum COO’sudur. Histoplasmosis ile neredeyse ölüme yaklaşan deneyimler yaşayan, şirketin asıl ismi – Shapeup Club- ile iş modeli fikri bulan kişidir.

O zamandan beri uygulama Lifesum olarak tekrardan markalaştırılmış ve 2014’te 6.7 milyon dolarlık fon almıştır. Apple Watch piyasaya sürülürken seçilen 40 uygulamadan bir tanesidir.

“Ölümle sonuçlanabilecek deneyimler yaşamak, sağlıkla ilgili daha çok bilgi edinmeme yol açmıştır. Geleneksel sağlık hizmetlerini mobil ile birleştirdik, kalori sayacı gibi sağlıklı yaşamayı sağlayan bilgiler oluşturduk.” diyor Gners.

İsveç halkı ve dünyanın geri kalanı, Lifesum’un ürünlerinden muhtemelen faydalanıyorlar, ama Stockholm’un teknoloji topluluğunun Avrupa’nın diğer teknoloji merkezlerindeki topluluklardan muhtemelen daha sağlıklı olduğu açıktır.

Kaynak

21 Ocak 2016 Perşembe

Tek turda yapılmış en büyük yatırım rekorunu Çinli bir girişim kırdı

Çin’in adeta bir roket gibi yükselişte olan girişimcilik ekosistemi, güçlü yatırımcıları da çekiyor. Son yıllarda büyük şirketler çıkaran Çin, yeni girişimler astronomik yatırımlar yapabilecek yatırımcılara da sahip.

Dünyada Uber, Airbnb gibi Unicorn girişimleri konuşuyor olsak da Çinli girişimler de pek yabana atılacak cinsten değil. Henüz global anlamda çok başarılı şirketler çıkaramamış olsalar da sadece kendi ülkelerindeki potansiyeli değerlendirmeleri bile onlar için yeterli olabilir. Didi Kuadi’nin Uber karşısındaki güçlü duruşu da bunun en iyi örneklerinden.

Çin’de Alibaba, Didi Kuaidi, Xiaomi gibi önemli şirketlerin ardından şimdi de Meituan-Dianping adını duyurmaya başladı. Groupon ve Yelp’in iş modeli bakımından bir karması olarak nitelendirebileceğimiz Meituan-Dianping’in hikayesi aslında Didi Kuadi’ye benziyor. Onlar da Didi Kuaidi gibi çok ciddi rakiplerken birleşme kararı iki firmadan ortaya çıkmış bir şirket.

Bu birleşme sonrası yatırımcılardan daha fazla ilgi gören şirket, sonunda tek turda 3.3 milyar dolarlık bir yatırım elde etmiş. Bu da tek bir turda bir internet-teknoloji girişimine yapılmış en büyük yatırım demek. Çin’de tek çeyrekte yapılan toplam yatırımın da üçte birine eşit. Bu yatırım ile Meituan-Dianping’in değeri ise 20 milyar dolar olarak belirlenmiş.

Tüm dünyada 2015’in sonlarında görülen girişim yatırımlarındaki azalma, 2016’nın ilk çeyreğine de yansıyabilir diye düşünüyorduk. Ancak Meituan-Dianping’in yatırımı bu beklentileri şimdilik tersine çevirmiş oldu.

19 Ocak 2016 Salı

İşinizin yanında daha fazla özgürlük mü istiyorsunuz? İşte size 4 öneri

Yeni bir şirketi kurmak ve büyütmek her zaman çok zordur. Bazen maddi problemler yaşarsınız, bazen kapıdan çevrilirsiniz, bazen dibe vurursunuz, bazen gergin anlar yaşarsınız. Ancak şurası kesin ki zaman konusu her zaman sorun olur. 

İşinizin başlarda çok vaktinizi aldığını biliyoruz. Mesainin her anını, hatta geceleri bile değerlendirmeniz lazım ki sıfırdan çıktığınız bu yolda artılara geçebilesiniz.

Ancak hayatınızı tümüyle işinize ayırdığınız günler mutlaka bir yerde bitecek ve artık işinizin yanında kendinize daha fazla serbest  zaman ayırmak isteyeceksiniz. Bu zamanı yaratmak için size 4 tavsiyemiz var;

1- Eğitim verin

Sizin özgürlüğünüz, yanınızdaki kişilerin işlerini iyi yapmasına bağlı. Eğer kusursuz işleyen bir düzen kurabilirseniz, her seferinde geri dönüp kontrol etmeniz gerekmeyecektir. Bu sebeple başlarda fazladan biraz zamanı bu konuya ayırmanızı tavsiye ederiz. Uyumu artırmak, düzenin nasıl daha sağlıklı işleyeceğini anlamak ve belirli konularda çalışanlarınıza eğitim ve antrenman yaptırmak sizin faydanıza olacak.

2- Harcamalarınızı iyi yönetin

Hem şirket hem de kişisel harcamalarınızı yönetmeniz oldukça önemli. Zira gelirlere bağlı olarak harcamalarınızı da artırırsanız bir süre sonra paranın kölesi olmaya başlayacaksınız ve her zaman daha fazla para kazanmaktan başka çareniz olmayacak. Ancak kişisel ve şirket giderlerini iyi yönetirseniz kazandığınız para kasanızda kalacak ve böylelikle hem zamanınızı hem de iş gücünüzü daha ideal biçimde yönetebileceksiniz.

3- Önceliklerinizi belirleyin

Yapılacak işler listesi uzar gider. Eğer düzensiz bir listeniz varsa zihniniz çok dağılacak ve veriminiz düşecek. Bu da basit işler için bile daha fazla zaman harcamak demek. Eğer yapacağınız işleri akıllıca bir şekilde önceliklere göre sıralarsanız, bu hem daha verimli çalışmanızı hem de uzun vadeli işlere daha hazırlıklı olmanızı sağlayacak.

4- Sınırlar koyun

Bir şirkette çalışansanız, sınırlarınız bellidir: sabah 9 ve akşam 6 arası mesainizi şirket için harcamak zorundasınızdır. Bu saatler dışında ise özgür olursunuz. Söz konusu kendi şirketiniz olduğunda ise sınırlar ortadan kalkar. Bu aslında başlarda iyi bir şeydir. Sadece mesai düzeniyle çalışırsanız bazı şeyleri başarmanız çok uzun zaman alabilir. Ancak sınırları tamamen ortadan kaldırmak da doğru değil. Eğer işlerinizi yavaş yavaş yoluna koymaya başladıysanız, kendinize dinlenecek zamanlar ayırmalısınız.

Bu sebeple gün içerisinde belirli saatlerden sonra çalışmayın, haftanın bir gününü sevdiklerinizle vakit geçirmek için ayırın. Kendiniz için çalışıyor olsanız da sınırları korumanız şart.

Kaynak

16 Ocak 2016 Cumartesi

Etohum 2016 girişimleri Etohum Yatırımcı Kulübü karşısına çıktı

Etohum’un 2016’da destekleyeceği girişimler eğitim ve mentörlük aldıkları kamplara devam ederken bir yandan Etohum Yatırımcı Kulübü üyelerinin de karşısına çıkıyor.

Etohum 2016’da desteklemek için seçtiği yerli ve yabancı girişimcilerle mentörlük ve eğitim kamplarında buluşmaya devam ediyor. Bugün ise girişimciler Etohum Yatırımcı Kulübü üyelerinin karşısına çıkarak ilk sunumlarını yaptılar. İTÜ ARI 3 binasında oldukça kalabalık bir yatırımcı kitlesinin önüne çıkan girişimler, projelerini anlatma ve yatırımcılarla tanışma fırsatı buldular. Elbette bazıları da yatırım alma konusunda ilk görüşmeleri yaptı.

Etohum Yatırımcı Kulübü üyeleri ise girişimcileri herkesten önce görme ve projelerini dinleme fırsatı buldu.

Girişimcilerin isimlerini henüz açıklayamıyoruz zira eğtim ve mentörlük süreçleri tamamlandığında Etohum 2016 listesi Girişimcilik Zirvesi’inde duyurulacak

Girişimcilik Zirvesi 30 Ocak’ta İTÜ SDKM’de olacak. Ücretsiz olarak kayıt olup siz de orada yer alabilirsiniz.

14 Ocak 2016 Perşembe

Girişimcilik Zirvesi 2016 için geri sayım başladı!

Etohum’un 2016’daki ilk etkinliği olacak Girişimcilik Zirvesi için geri sayım başladı. Değerli konuşmacıların ve girişimcilerin sahne alacağı etkinlikte ayrıca Etohum’un 2016’da destekleyeceği girişimlerin listesi de açıklanacak.

Bu yıl 7. yılını geride bırakan Etohum, 2016’ya hızlandırma sürecinde yaptığı değişiklerle başlamıştı. Bu değişiklikler çerçevesinde binlerce girişim arasından destekleyeceği girişimleri belirleyen Etohum ekibi, hem yerli hem de yabancı girişimlerden oluşan listeyi ilk kez Girişimcilik Zirvesi’nde duyuracak.

Girişimcilik Zirvesi’nde her yıl olduğu gibi bu yıl da birçok önemli konuşmacı sahne alacak; Hasan Aslanoba, Murat Şahin, Kenan Çolpan, Ozan Sönmez, Burak Büyükdemir ve daha birçok önemli isim. Değerli konuşmacıların yanında geçmiş yıllarda Etohum sürecine seçilmiş girişimciler de güncel hikayelerini paylaşmak için sahnede olacak.

Bu yıl İTÜ SDKM’de düzenlenecek olan Girişimcilik Zirvesi’ne ücretsiz olacak bu link üzerinden kayıt yaptırabilirsiniz.

width="1000" height="589" frameborder="0" allowfullscreen="allowfullscreen">

12 Ocak 2016 Salı

Lean Startup nedir? Girişiminiz Lean Startup felsefesini uyguluyor mu?

1980’lerde Steve Blank’in temellerini attığı, 2000’li yıllarda olgunlaşan Lean Startup hareketi bir girişimin zaman ve para kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmesini sağlamak üzerine yoğunlaşan bir hareket. Aslında bugün girişimcilik ile ilgili bir hızlandırıcıya ya da bir kuluçka merkezine katılan girişimler Lean Startup’ın birçok parçasına aşina olmuş durumda. Ancak tüm felsefeyi anlamanız ve uygulamanız da size farklı katkılar sağlayabilir.

Lean Startup kavramı aslında felsefi açıdan bakıldığında 1900’lerin başına dayanan bir geçmişe sahip. Özellikle Ford’un seri üretim konusunda yaptığı atılımların ortaya çıkardığı yeni üretim ve geliştirme stratejileri endüstri dünyasını etkilediği kadar girişimcilik dünyasına da etki etti.

Lean Startup felsefesi girişimlerin ürün geliştirme süreçlerini kısaltmayı ve deneyim tabanlı çıktılarla müşteri tercihlerine dair hızlı sonuçlar elde edebilmesini sağlamayı amaçlıyor. Yani büyük şirketlerin çok gizli ve uzun süren Ar-Ge süreçlerinin aksine ”Minimum Viable Product” ile en düşük maliyetle konsept ortaya çıkarmak ve erken seviye prototipleri direkt olarak küçük müşteri kitleleriyle ile birlikte test etmeyi öğütlüyor. Test ettikçe yeni veriler elde ediyorsunuz ve bu veriler ürününüzü geliştirmenizi sağlıyor. Bazen de hatanızı farkediyorsunuz ve yeni bir fikirle pivot ediyorsunuz. Amaç, bu döngü içerisinde mümkün olduğunca hızlı hareket etmek.

Böylece hem maliyetler düşüyor, hem de yatırım alıp ölçeğinizi büyük müşteri kitleleriyle daha büyük risk almadan önce önemli geri bildirimler elde etmiş oluyorsunuz.

Dolayısıyla Lean Startup, kendi kendinize hızlanmak anlamına geliyor.

Peki Lean Startup felsefesini gerçekten anladığınızı düşünüyor musunuz? O zaman bu testi yaparak sonucunuzu görebilirsiniz.

Lean Startup hakkında daha detaylı bilgi isterseniz en iyi kaynak hiç şüphesin Eric Ries’ın aynı isimli kitabı. Daha hızlı bilgi istersniz de bu sunuma göz atabilirsiniz.

 

9 Ocak 2016 Cumartesi

İş Planı nasıl oluşturulur?

Bir iş planı hangi bölümlerden oluşmalı? Hangi başlıkları içermeli? İşte bir iş planında bulunması gereken 7 bölüm!

Özet

İş planı çerçevesinde özet baş sayfada olacaktır. Bu özet, okuyucuya sizin ne istediğinizi söylemesi çok önemli. Genellikle iş sahibinin ne istediği 8. sayfada yer alır. Özette ne istediğinizi açıkça belirtin.

İş tanımı

İş tanımı, genelde işin bağlı olduğu endüstrinin kısa bir tanımı ile başlar. Endüstrinin tanımını yaparken güncel durumu anlattığınız gibi gelecekteki olasılıklardan da bahsedin. Ayrıca bu endüstride, sizin ürününüzün lehine veya aleyhine olabilecek bütün yeni ürünleri ve gelişmeleri de içeren çeşitli piyasa koşulları hakkındaki bütün bilgiyi verin.

Pazarlama stratejileri

Pazarlama stratejileri, titiz bir pazar analizinin ürünüdür. Pazar analizi, girişimcinin, pazarın bütün özellikleriyle haşır neşir olmasını sağlar. Böylece hedef pazar belirlenir ve şirket satıştan aldığı payı biriktirecek şekilde konumlanabilir.

Rakip analizi

Rakip analizinin amacı pazardaki rakiplerinizin güçlü ve zayıf yanlarını belirlemek; size açık ara avantaj kazandırabilecek stratejiler geliştirmek, sizin pazarınıza yeni rakipler gelmesi nedeniyle oluşabilecek rekabeti önlemek için bariyerler koymak ve ürün geliştirme aşamasında istismar edilebilecek zayıf yanları belirlemektir.

Tasarım ve geliştirme Planı

Tasarım ve geliştirme planının amacı ürününün tasarım tanımı ile beraber, üretim anlamındaki gelişimi, pazarlama stratejisi ve şirketin kendisini anlatan bir tablo oluşturmak ve şirketin amaçlarına ulaşmasını sağlayacak bir gelişim bütçesi belirlemektir.

Operasyon ve yönetim Planı

Operasyon ve yönetim planı işin sürekli bir biçimde nasıl işleyeceğini anlatmak için oluşturulur. Operasyon planı, yönetim ekibinin sorumlulukları, şirketin her bir departmanına verilecek görevler, operasyonlara bağlı olan sermaye ve harcama gereksinimleri gibi organizasyonun lojistiği ile ilgili özelliklerin altını çizer.

Finansal faktörler

Finansal veri, her zaman iş planının bir yerinde olmalı. Fakat bu, onun daha önlerde yer alan iş konsepti veya yönetim ekibi gibi materyallerden daha az önemli olduğu anlamına gelmez.

7 Ocak 2016 Perşembe

Startupların Başarısız Olmasının 7 Gerçek Nedeni (ve Aslında Ne Yapılması Gerektiği)

Piyasa araştırması yapan bir firma olan CB Insights, yakın bir zamanda 135 başarısız startupla ilgili bir “ölüm sonrası raporu” yayınladı. Raporun bir parçası olarak, bu startuplarda görev almış insanlara neden bu şirketlerin başarısız olduğu soruldu.

Bu çalışma, startupların başarısız olmasının 20 nedenini ortaya çıkardı. Bununla birlikte bahsedilen nedenler, her biri belirli bir duygusal veya düşünsel sınırlamadan oluşan 7 kategoriye ayrılmıştır:

Ürüne Aşık Olmak (%85)

Başarılı girişimciler her zaman kendilerine çok güvenirler ve aslında bu iyi bir özelliktir. Kendine güvenmeyen biri karşılaşabileceği durumlara karşı gelerek kendi işini kuramaz.

Fakat kendi düşüncelerinizin mükemmelliğinden emin olduğunuzdan piyasanın nabzını tutmaya tenezzül bile etmediğinizde, özgüven kibre dönüşür. Ürüne aşık olmak startupların başarısız olmasına şu şekillerde neden olur:

Piyasada böyle bir ürüne veya hizmete ihtiyaç olmaması: 47%Ürünün piyasaya sürülme zamanının doğru seçilmemesi: 13%İş modeline ihtiyaç duyulmaması veya iş modelinin eksikliği: 17%Network’un/ danışmanların kullanılmaması: 8%

Çözüm: Kendinize güveninizi, savunmaya geçmeden eleştirileri kabul etme alçak gönüllülüğü ile yumuşatın.

İleriyi Görememe (55%)

Startuplar, çok fazla analiz ve düşünme nedeniyle hiç bir aksiyon alınmaması durumunu kaldıramaz. Bu nedenle her şeyin öngörülemeyeceğini ve girişimlerin doğası gereği bilinmezleri bünyelerinde barındırdıklarını kabul etmek doğru davranış olacaktır.

Klişe bir söyleyişte de ifade edildiği gibi “ planlamada başarısız olmak, başarısızlığı planlamaktır”. İleriyi görememe, startupların başarısız olmasına şu şekillerde neden olur:

Nakit paranın tükenmesi: 29%Fiyatlandırma / Masraf sorunları: 18%Finansman / yatırımcı ilgisinin olmaması: 8%

Çözüm: Bir miktar nakit paranızı elinizde tutun, böylece karşınıza çıkan ilk kasiste tükenip iflas etmeyeceksiniz.

Kibir (47%):

Girişimcilerin bir çoğu “eğer daha iyi bir fare kapanı üretirlerse bütün dünyanın onların kapısını aşındıracağına” inanır. Eğer pazarlama ve satış ikinci planda kaldıysa bu klasik mühendislik kendini beğenmişliği, pazarlama ve satışı tehdit eder.

Maalesef, iş dünyası zayıf pazarlama veya yanlış kurgulanan satış çabaları nedeniyle başarısızlığa uğramış mükemmel ürünlerle dolu. Kibir startupların başarısız olmasına şu şekillerde neden olur:

Başka ürünlerin rekabet üstünlüğü sağlaması: 19%Zayıf pazarlama: 14%Müşteriyi ihmal etme: 14%

Çözüm: Mühendis alımına dikkat ettiğiniz kadar pazarlama ve satış alanında çalışacak kişileri de şirketinizin bünyesine katmaya özen gösterin.

Bencillik (36%):

Startuplar yetenekli, deneyimli, enerjisi yüksek ve konusunda uzmanlaşmış çalışanlara ihtiyaç duyarlar.

Yine de, girişimler her zaman bir takım çalışmasının ürünüdür ve takımın içindeki kaprisli bir kişi bu kollektif çalışmanın başarısız olmasına neden olur. Bencillik startupların başarısız olmasına şu şekillerde neden olur:

Doğru ekibin kurulmaması : 29%:Ekip ile yatırımcılar arasındaki uyumsuzluk: 13%

Çözüm: Yeni yayımlanan ve bilimsel çalışmalar sonucunda ortaya çıkan ekip oluşturma hakkındaki “Team Genius” kitabını okuyabilirsiniz.

Üstünkörü Yaklaşım (34%):

Büyük şirketler baştan savma bir iş yaptıkları zaman ya markalarının ünü sayesinde bu işten kurtularlar ya da bu sorunu para ile çözmeye çalışırlar.

Girişimciler özenli ve hiç bir şeyin gözden kaçmadığına emin olmalıdırlar. Unutmayın, deha denilen şey detaylara verdiğiniz önem ve işinize gösterdiğiniz özendir. Üstünkörü bir yaklaşım startupların başarısız olmasına şu şekillerde neden olur:

Kötü ürün:  17%Kötü lokasyon: 9%Yasal zorluklar: 8%

Çözüm: Eğer biraz daha büyük resmi görmeye eğilimli biriyseniz, ortağınızı detaylara önem veren kişiler arasından seçin.

Dengesizlik (%30):

İş/özel hayat arasındaki dengesizliğin stres yarattığı ve kötü kararlar alınmasına yol açtığı konusunda bir çok makale ve kitap yayımlanmıştır. Yine de bir çok startup gece-gündüz çalışma modeli üzerine kurulmuştur. Dengesizlik startupların başarısız olmasına şu şekillerde neden olur:

Odaklanma becerisinin kaybolması: 13%Tutku eksikliği: 9%Psikolojik yıpranma: 8%Esnek Olamamak (17%):

Bir startupın, kurumsal işletmeye karşı en büyük avantajı değişime daha hızlı ayak uydurmasıdır.

Yine de doğal bir insan davranışı olarak bir yöntemin çalışmadığı kanıtlansa bile onu yapmaya devam etme eğilimi karşımıza çıkmaktadır. Esnek olamamak startupların başarısız olmasına şu şekillerde neden olur:

Pivot kötüye gider: 10%Pivot başırısız olur: 7%

Çözüm: Yönünüzü değiştirmeniz gereken bazı noktaları en başta planlayın. Değişim kaçınılmaz olduğunda ona direnmek yerine onu kabul edin.

http://www.inc.com/geoffrey-james/the-7-real-reasons-startups-fail-and-what-to-do-instead.html

5 Ocak 2016 Salı

Startupları başarılı iş modellerine dönüşen girişimcilerden 8 ipucu

Bir startup ile başarılı büyük bir şirket arasındaki farklar genellikle birkaç (belki de daha fazla) yıl, bir miktar şans, sıkı bir çalışma, vizyon ve zamanlamadır. Başarılı girişimlerin, şirketlerin ve kurumların büyük bir çoğunluğu bir zamanlar startuptı. Eğer bir girişimciyseniz veya bir startupınız varsa, yeni işletmelerin %90’dan fazlasının başarısız olduğunu zaten biliyorsunuzdur. Istatistikler sizin lehinize görünmüyor ve bu öğrenilecek en zor derslerden biri.

Fakat sizden önce birileri bu yollardan geçtiyse neden bu karışık ve zor dersi kendi başınıza öğrenesiniz? Bir zamanlar sizin pozisyonunuzda olan çok başarılı CEO ve kurucular tavsiye vermeye hazırlar ama siz onları dinlemeye hazır mısınız?

Öncelikle 5 ünlü girişimciyle başlayalım ve daha sonra 3 gelecek vaat eden girişimci ile devam edelim.

Elon Musk, Tesla, Solar City & Space X 

Musk için eleştiriyi kabul etmek hayati: Musk, “Kafanızdaki herhangi bir düşünce için alabildiğiniz kadar fazla insandan geri bildirim alın… Eleştirel geri bildirimlerin peşinden koşun. Onlara neyin yanlış olduğunu sorun. İnce eleyip sık dokuyarak neyin yanlış olduğunu ortaya çıkarmak durumundasınız” şeklinde tavsiye vermektedir.

İnsanlar genellikle sorunların veya yanlışların ortaya çıkarılmasından hoşlanmazlar fakat bu sizin girişiminizi daha da güçlendirecektir.

Unutmayın: Onların tavsiyelerini dinlemek veya onlarla aynı fikirde olmak zorunda değilsiniz. Ama ne kadar çok geri bildirim alırsanız, işletmeniz hakkında doğru karar vermek için o kadar çok bilgiye sahip olacaksınız.

Steve Jobs, Apple

Jobs’un bu kadar naif bir tarafı olduğu kimin aklına gelirdi? İşe duyulan sevginin, işe alım kararlarında öncü bir faktör olduğunu düşünüyor. “Deneyimli birini işe alırken, yeterlilik önde gelir. Gerçekten zeki olmalılar. Ama benim için asıl konu, Apple ‘a aşık olacaklar mı? Çünkü eğer Apple’a aşık olurlarsa, gerisi kendiliğinden gelecektir. Apple için en iyisini yapmak isteyecekler; kendileri için, Steve için veya başka biri için değil”

İşinizin ne kadar büyük veya küçük olduğu önemli değil. Girişiminiz her zaman sizin bebeğiniz olacak. Çocuğunuz söz konusu olduğunda yaptığınız gibi; neşe kaynağınızı en az sizin kadar sevecek bir dadı tutmak istersiniz. Bebeğinizi sağlıklı ve mutlu büyütecek olan şey budur.

Steve Ells, Chipotle

“Chipotle’ın nasıl görüneceği ve tadının nasıl olacağı konusunda  güçlü bir öngörüm vardı” diye hatırlıyor Ells. Şimdilerin en çok bilinen fast-food restoranları zincirininden birininin tarihi üzerine konuşurken. Tarih bölümü okuduktan sonra yemek yapma tutkusu nedeniyle aşçılık okuluna giden Ells, küçük bir mahalledeki taqueriada yemek yerken, Chipotle’ın ekonomik modeli için ilham bulur. Aşçılık okulunda okurken ve restoranda çalışırken öğrendiklerini “fast foodu daha iyi bir hale getirmek” için kullanır.

Ells’ten öğrenilmesi gereken dersler neler? Doymak bilmez iştahınızı takip etmeniz gerekiyor. Alanınızdaki farklı görüşleri ilk elden öğrenmeli ve daha iyisini yapmak için benzersiz bir yol aramalısınız.

Richard Branson, Virgin

Branson, 20 yaşındayken kurduğu Virgin’den beri projelere karşı tutkusunu hiç kaybetmemiş bir girişimci. Business Insider’a verdiği bir röportajda “Virgin’i Batı Londra’da bir bodrum katında kurduğumda ortada büyük bir plan veya strateji yoktu. Bir imparatorluk kurmayı amaçlamamıştım. Benim için bir girişim kurmak, gurur duyulan bir şeyi yapmakla, yetenekli insanları bir araya getirmekle ve diğer insanların hayatında fark yaratacak bir şeyler ortaya çıkarmakla ilgilidir” şeklinde belirtmiştir.

Tabii ki başarıyı sadece tutkuda bulamazsınız. Eğer İngiliz edebiyatı okumuş bir kitap tutkunuysanız ve arama motoru optimizasyonu konusunda herhangi bir deneyiminiz yoksa; büyük ihtimalle bu konuda başarılı olamayacaksınız. Sıfır tutkunuz, sıfır tecrübeniz ve mücadele edeceğiniz çok şeyiniz olacak. Neleri sevdiğinizi biliyorsunuz. Hayatınızı kazanmak için onlara doğru giden bir yol bulun.

Jerry Murrell, Five Guys

“Bunlarla beraber patates kızartması ister misiniz?” cümlesi Murrel’i zengin yapan cümledir. Murrel, 4 oğlu üniversiteye gidecek yaşa gelene kadar (ama üniversiteye gitmek istememişler) başarıya ulaşamamıştır.

Jerry ve oğulları Five Guys markası haline gelmişlerdir. Bu gerçek bir aile şirketidir ve öğle yemeğinden sonra Murry hala hisse senetleri ve bonolarla ilgili olan asıl işinde çalışır.

“Biz en iyi satıcının müşterimiz olduğunu fark ettik. Müşterinize doğru şekilde davranın, dışarı çıkacak ve sizin reklamınızı yapacaklar. En başından beri insanların bütün paramızı yemeğe yatırdığımızı bilmelerini istiyorum. Bu nedenle dekorasyon sade kırmızı-beyaz renkli karolardan oluşmaktadır. Paramızı dekorasyona harcamıyoruz veya tavuk kıyafeti giymiş çalışanlarımıza da. Ama biz işin yemek tarafını abartıyoruz.” (Kendimize Not: Ürünü öne çıkarma konusu için çok güzel bir örnek)

Kalite ve tutku. Bunlar Five Guys’un gerçek “gizli bileşenleri” ve herhangi bir girişim için mükemmel temeller.

Josh Manion, Ensighten

Ulusal satranç şampiyonu olan bir kişi size başarılı bir girişimci olmak konusunda nasıl yardım edebilir? Birlikte görelim! Manson’a göre “Satranç problem çözme, iş ve normal hayata yaklaşım açısından gerekli dikkati göstermek için harika bir araçtır”. Bu tabi ki hemen dışarı çıkıp bir satranç şampiyonu olmak zorundasınız demek değil. Fakat bu tarz odaklanma ve eleştirel düşünme becerilerini  işinize uyarlayabilirsiniz.

Manion, daha iyi bir fırsatın gelebileceği durumlarda, girişimcilerin karşına iyi bir fırsat çıksa bile beklemeleri konusunda tavsiyelerde bulunuyor. Girişimcilere kazanmanın  önceden hazırlanmış iyi bir planla olabileceğini hatırlatıyor. Çünkü küçük kararlar dahi oldukça önemlidir. Zaman yönetimi satrançta da iş hayatında da çok kritiktir.

Ron Bodkin, Think Big Analytics

Bodkin, “Bir yatırımdan güzel bir geri dönüş alabilmek için iyi bir strateji ve yol haritasına ihtiyacınız var. Yolculuğun farklı noktalarında işinizde düzeltmeler yapmanız gerekmektedir. Önemli olan şey tırmanarak yükselmenin maliyetini azaltmak”.  Evet, Bodkin çoğunlukla big data üzerine çalışmalar yapmaktadır. Fakat bu yaklaşım herhangi bir girişimcinin macerasına uyarlanabilir.

İş fikriniz  bir iş planına sahip olmalıdır. Bununla birlikte esnek olmak girişiminiz için hayatidir. Bütçeyi göz önünde bulundurmanız, sadelikten yana olmanız ve planda sürekli olarak değişiklik yaşanmasına rağmen gerekli olduğunu bilmeniz, Bodkin’e göre başarının temel taşlarını oluşturur.

Vincent Mifsud, ScribbleLive

Birçok startup ciddi miktarlarda para harcamaktadır. Tabiki büyümek için paraya ihtiyacınız var ama eğer sizin öncelikli stratejiniz sadece para harcamaksa, kendinizi başarısız olmaya hazırlayın. Bir kere ekibiniz para harcama kültürüne alışırsa, bundan geri dönmek ve paranın hesabını tutmak oldukça zor olur.

“Bunun yerine yatırımlarınıza odaklanın, özellikle iş pazarlamaya geldiğinde bahsi içerik üzerine yatırın, reklam üzerine değil; ve gerçekçi kararlar vermenizi kolaylaştıracak yöntemler kullanın.”

Mifsud, konunun tam üstüne basıyor. Bugünün hızla gelişen dünyasında, ilham ve bilgi verecek, aynı zamanda müşterilerinizi eğitecek içerikler üzerine odaklanın. Bugün işe yarayan şey budur.

İşte bu 8 girişimci bir zamanlar şuan sizin durduğunuz noktada duruyorlardı.

Onların öğütlerini kendi işiniz için uyarlamanız gerekmektedir. Bunları yaparsanız, belki zorluklarla daha az mücadele edecek, daha uzun ömürlü olacak ve bugün olduğunuzdan daha büyük bir hacme sahip olacaksınız.

Kaynak: The Inc

3 Ocak 2016 Pazar

2015’i güzel anılarla hatırlayacağız

2015 yılı Türkiye’de birçok sektör için sıkıntılı geçti. Özellikle iki seçim atlattığımız bir yılda ekonomik anlamda belirsizlik yaşanması birçok sektörü etkiledi. Ancak girişimcilik ekosistemi umut vadeden büyümesini sürdürdü. Yepyeni girişimciler – girişimler ekosisteme katıldı, bazıları önemli yatırımlar aldı, bazıları kendi başına büyüdü. YemekSepeti Türkiye’nin en büyük exit’ini gerçekleştirdi, 500 Startups bölgeye özel bir fon duyurdu, yeni VC’ler kuruldu. 

”Umut vadeden” demek belki birkaç yıl öncesine kıyasla fazla mütevazi davranmak gibi görülebilir. Evet, ekosistemimiz birkaç yıl öncesine kadar çok daha olgun durumda. Ancak global pazarlara açılıp, değerini çok yüksek seviyelere yükseltebilen girişimlerin seviyesi oldukça az. Elbette söz konusu girişimcilik olduğunda her şey maddiyatla ifade edilemez. Ancak daha fazla girişim çıkarmanın yolu daha fazla yatırımdan geçiyor ve bunu elde etmenin en iyi yolu servetini girişimcilikten elde etmiş yatırımcılar.

Etohum olarak da 2015’i güzel anılarla hatırlayacağız. Bu yıl da yolumuz gelecek vadeden girişimlerle kesişti, bazılarıyla ortaklıklar kurduk. Üstelik sadece Türkiye’de değil, Pakistan’dan Bangladeş’e kadar dünyanın birçok farklı bölgesinde erken aşama yatırımları yaptık. Çok başarılı geçen Startup Turkey ve Etohum San Francisco konferansının ardından global çapta bir Startup Istanbul düzenledik ve başta Steve Blank olmak üzere birçok ismi konuk ettik.

2016’ya girerken Etohum süreci biraz değişikliğe uğradı. Ayrıca bu yıl 1776 Challenge Cup’ın İstanbul ayağını da ilk kez Etohum düzenledi. Hedef daha girişimciye ilham vermek, daha büyük etkinlikler düzenlemek ve elbette 2017’ye girerken girişimcilik ekosistemini daha da büyütmek!

Herkese iyi yıllar diliyoruz!