29 Aralık 2015 Salı

Foursquare iki yılda yarı yarıya eridi

Bir dönemin ”unicorn” girişimlerinden biri olan Foursquare, gerçekleştirdiği bölünme sonrasında da aradığını bulamadı. Şirket, yeni yatırım turunda 2013 yılındaki değerinin yarısından daha az bir değerlemeyle yatırım almayı planlıyor.

2009 yılında kurulan Foursquare, Facebook ve Twitter ile birlikte unicorn girişimler arasında yer alan bir girişimdi. Etkisi ülkemize de yansıyan Foursquare, lokasyon tabanlı ‘check’in’ modeliyle birçok yeni girişime de ilham vermişti. Fakat büyümeyi yavaşlayan şirket, bir bölünme kararı alarak yeni bir stratejiye geçmek zorunda kaldı. Ancak istenen yükseliş halen yakalanabilmiş değil. Öyle ki Foursquare yatırımcıların karşısına çıktığında değerlendirmesi 2013 yılındaki değerinin yarısının altına düşüyor.

Recode’un haberine göre Foursquare, 20 ila 40 milyon dolar arasında bir yatırım için yeni bir yatırım turu başlatmış durumda. Yatırımcılar şirketin değerini 250 milyon dolar civarında belirliyor. Oysa ki şirket 2013 yılında 650 milyon dolar civarında bir değerlemeyle yatırım almıştı. Yani 2 yılda Foursquare yarı yarıya eridi.

Foursquare’in aynı zamanda şirketin satış opsiyonunu da değerlendirmeyi düşünüyor ancak görünüşe göre henüz bir alıcı çıkmış değil.

Foursquare, check’in uygulamasını Swarm olarak kendinden ayırdıktan sonra daha fazla kullanıcı datası içeren ve reklam modeliyle para kazanmayı hedefleyen tarafına güveniyor. Geçmişte VC’lerin yanı sıra Microsoft gibi büyük bir şirket de buna yatırım yapmıştı. Ancak beklenen kullanıcı artışı gelmeyince veri tarafında da bir güçlenme gerçekleşmedi.

Düşüş trendine bakılırsa Foursquare’in dayanacak fazla zamanı yok. Bu da bir satış ya da spin-off’un muhtemel olduğunu gösteriyor. Eğer CEO Dennis Crowley şirketi bu noktadan yeniden büyük başarılara taşıyabilirse, bu girişimler arasında yeni bir Steve Jobs hikayesi yazmasını sağlayabilir. Ama bu kolay olmayacak.

26 Aralık 2015 Cumartesi

Türkiye’yi 1776 Challenge Cup’da temsil edecek girişimler belli oldu

Washington merkezli 1776 VC tarafından düzenlenen 1776 Cup Challenge’a katılacak girişimler, 25 Aralık’ta İTÜ ARI 3’te düzenlenen etkinlikle belirlendi.

Bu yıl Etohum’a başvuran 2000’in üzerinde girişim arasından seçilen 20 girişim, 1776 Cup Challenge finallerine katılabilmek için sahneye çıktı. İTÜ Maslak kampüsünde yer alan ARI 3 binasında gerçekleştirilen etkinliğe girişimcilerin yanı sıra Etohum kurucusu Burak Büyükdemir, İTÜ Teknokent Genel Müdürü Kenan Çolpan ve SecureDrive kurucusu Murat Şahin gibi isimlerin yer aldığı jüri üyeleri de katıldı.

Girişimlere 2,5 dakikalık sunum süresinin tanındığı etkinlikte soru-cevap yapılmadı ve tüm sunumların ardından değerlendirme sürecine geçildi. Değerlendirme sonucunda 1776 Challenge Cup’ın Dubai’de düzenlenecek bölge finallerinde Türkiye’yi temsil edecek 3 girişim belirlendi. Seçilen girişimler (sıralama olmaksızın): Positive Enerji, MagPos, Evreka.

1776 Challenge Cup bölge finalleri 11 Şubat 2016’da Dubai’de düzenlenecek.

24 Aralık 2015 Perşembe

Son 7 yılın istatistikleri

Etohum başvuruları bu yıl temmuz ayında başladı ve 22 Kasım’da sona erdi. 2015 yılı içerisinde 2505, 2008 yılından bu yana ise toplam 10.566 başvuru aldık. 2015 yılında bize başvuranlar arasından 500 kişiyle Skype üzerinden görüştük ve bir eleme süreciyle 120 girişimciyi bir sonraki aşamaya geçirdik. Bu 120 girişimcinin tümüyle 1 hafta boyunca yüz yüze görüştük ve ardından seçim sürecini gerçekleştirdik.

Etohum olarak seçtiğimiz girişimlere ortaklık önerisi sunduk ve Türkiye’den 16 girişimle birlikte aralık ayından şubat ayına kadar sürecek olan mentörlük dönemine başladık. Mentorlüklerin verildiği Etohum kampına bu yıl sadece ortak olduğumuz girişimleri davet ettik.

Kurulduğumuz 2008 yılından bugüne kadar Etohum sürecinde 251 girişimci seçtik. Bunların %65’i halen faal, %35’i ise kapanmış durumda. Faal durumda olan 165 girişimden 113’ü yani %45’lik bölümü büyümek ve gelişmek için çalışmaya devam ediyor. Seçilen toplam 251 girişimin %10’u yıldız şirket oldu (Yıldız: melek yatırım – VC yatırımı aldı ya da kendi gelir modellerini oluşturup kâr elde ediyor). %4’lük bir bölümü ise çok hızlı büyüyen girişim haline gelmiş durumda ya da yüksek değerlemelerden yatırım aldı.

Etohum olarak 2008’den bu yana seçtiğimiz toplam 251 girişimden 64’üyle ortaklık kurduk. Bunlar arasından Evidea.com, Connected2me, Pembepanjur.com, bookme.pk diğerlerinden farklı olarak hızlı büyüme göstermeyi başardılar. Bu da %6’lık bir orana denk geliyor. 37 tanesi yani %58’i yaşıyor ve büyümeye çalışıyor. % 36’sı ise kapandı veya pasif durumda.

Bugüne kadar Etohum’a seçilmiş ve oldukça başarılı olmuş girişimleri aşağıdaki şekilde sayabiliriz. Bu listeye ek olarak onlarca girişim de melek yatırım aldı büyümelerini sürdürüyorlar.

Malzemem.com > evidea > Emre Kurttepeli ve Tiger Global yatırım yaptıInfodif > Hasan Aslanoba ve melek yatırımcılar yatırım yaptıGrupanya > melek yatırımcılar ve Intel VC yatırım yaptıConnected2me > 15’e yakın melek yatırımcı ve 500 Startups yatırım yaptıFiloline.net > parcadeposu.com > 212 yatırım yaptıAnneysen > Hasan Aslanoba ve melek yatırımcılar yatırım yaptıInvidyo > Selçuk Saraç yatırım yaptıOde.al > Sanko yatırım yaptıPembepanjur.com > 18 melek yatırımcı yatırım yaptıSmartnews > satın alındıBetikus > gideros > 15 yakın melek yatırımcı yatırım yaptıUnisbul.com > kariyer.net / ilab yatırım yaptıParlakbirgelecek > 500startups yatırım yaptıApsiyon > Yıldırım Holding yatırım yaptıVolt > Hasan Aslanoba yatırım yaptıObilet.com > Hasan Aslanoba ve Earlybird yatırım yaptıIyibilir.com > Doğa Holding satın aldıOtoredi > satın alındı

Etohum süreci değişiyor

Bugüne kadar Etohum kampı sürecine 40’a yakın girişim seçiyorduk ve kamp sonrasında beğendiğimiz girişimlere ortaklık öneriyorduk. Bu yıl sürecimizi değiştirdik ve sadece ortaklık yaptığımız girişimleri seçerek kampa başladık. Etohum girişimlerle %5 nominal hisse değerinden ortak oluyor ve 2 yıl içinde kullanılmak üzere %5‘de girişimciyle belirlenen pazar değerinden opsiyon alıyor. İkinci yüzde 5’lik opsiyon maksimum 20.000 USD olabiliyor. Bu değer girişimin bulunduğu seviyeye göre belirleniyor. Girişimcilerle imzaladığımız 2 sayfalık anlaşma protokolümüzü buradan okuyabilirsiniz.

Bu yıl seçtiğimiz girişimcilere Bernard Huang, Ross Kingsland, Eamonn Carey, Sean Percival, Niko Bonastos, Marvin Liao, Andrea Barrica, Melissa Perri, Aaron Ginn, Dave Zohrob, Vivek Boray, Justin Mares, Bas van den Beld, Hiten Shah, Jamie Quint ve Türkiye’den bir çok mentörümüz destek oluyor. Ocak ayında ilk olarak yatırımcı kulubümüze sunum yapacak olan girişimler, şubat ayında Startup Turkey Konferansı, haziran ayında San Francisco’daki Demo Day ve ekim ayındaki Startup Istanbul Konferansında yatırımcılarla bir araya gelecek.

22 Aralık 2015 Salı

Beyin göçü ve Samuel Eto’o

Yazar: Alper ŞAŞMAZ – Sanayi ve Teknoloji Uzmanı – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Öncelikle beyin göçü ne demektir herkesin bildiğine eminim ama yine de yazayım. Beyin göçü, büyük uğraş ve kaynaklarla yetişen bilim insanı, mühendis, araştırmacı gibi nitelikli insan gücünün ilgisizlikten ve imkânsızlıklardan ötürü kendisi için daha iyi olacağını düşündüğü ülkeye göç etmesidir. Ülkemiz açısından da beyin göçünün engellenmesi çok önemli bir konudur. TÜBİTAK’ın öncülük etmiş olduğu programlar kapsamında başka ülkelerde yaşayan bilim insanlarımızın geri döndürülme çabaları devam etmektedir. Son 8 yılda toplam 600’e yakın araştırmacımız Türkiye’ye geri dönmüş vaziyettedir. Bu çalışmalar gerçekten dikkate değer ve önemli gelişmeler. Umarım sayıları giderek artar.

Çoğunlukla beyin göçünden anlaşılan şey insanımızı kaybetmemek oluyor. Son zamanlarda Nobel ödüllü bilim insanımız Prof. Dr. Aziz SANCAR için de aynı şey konuşuldu. Ve dünyanın dört bir tarafında yaşamını sürdürmekte olan nice nitelikli insanımız için de. Fakat burada bir saniye duralım istiyorum. Yukarıda beyin göçünün tanımıyla bizim anladığımız şey arasında ciddi farklar bulunuyor bence. Çünkü ülkemize olabilecek yabancı beyin göçünü tartışmıyor ve üzerinde hiç durmuyoruz. Olayı sadece gideni geri getirmek gibi algılıyoruz.

Evet, bugün vurgulamak istediğim konu ülkemize nitelikli göçmenlerin gelmesinin sağlanmasıdır. Dünyada bu işi çok iyi yapan ülkelerin başında gelen ABD’de en başarılı teknoloji şirketlerinin %60’ı birinci ve ikinci nesil göçmenler tarafından kurulmuştur. Keza AB ülkeleri de bu konuda son derece başarılı göçmen politikalarıyla kalifiye insan gücünü elinde tutmayı sağlamıştır. Hala birçok ülke başarılı bilim adamlarını, araştırmacılarını ve girişimcilerini kendi ülkelerine çekme gayretindedir.

Teknoloji girişimciliğin çok ama çok önemli olduğu günümüz dünyasında ülkeler uluslararası katılıma açık hibe destek programlarını yürüterek genç ve yetenekli beyinleri ülkesine taşımak istemektedir. Birkaç örnek program olarak Exist (Almanya), Sirius (İngiltere), Start-Up Chile (Şili), French Tech Ticket(Fransa) gösterilebilir. Bu liste daha da uzatılabilir.

Türkiye’de ise uluslararası başvurulara açık teknogirişimcilik destekleri maalesef bulunmamaktadır. Her geçen gün yeni destek programları açılmasına rağmen bu konuya gereken önem verilmemiştir. Son zamanlarda Girişimcilik Destek Paketi kapsamında işini kurmak isteyen gençlere 50.000 TL karşılıksız destek ve 100.000 TL’ye varan faizsiz kredi imkânı sağlayacak bir program daha açılacaktır.  Açıkçası ben ülkemizde yeni bir destek programının gerekli olduğunu düşünmüyorum. Böyle düşünmenin nedeni ise hali hazırda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından yürütülen programlar için yeterli başvurunun gelmemesidir. Yani yeni bir destek ihtiyacı söz konusu değildir. Esas ihtiyacımız ülkemizdeki nitelikli insanların artırılmasıdır.

Bu kapsamda mevcut durum değerlendirilecek olursa teşvik ve hibe programlarının uluslararası başvurulara açık hale getirilmesiyle yabancı beyin göçünü sağlayabiliriz. Tüm dünya bu konuda sağlam adımlar atarken bizler de seyirci kalmamalı üzerimize düşeni yapmalıyız. Futbolda olduğu gibi menajerlik sistemini kurarak dünyanın çeşitli yerlerindeki yeni yetenekleri keşfetmeliyiz. Zaten ülkemizde melek yatırımcılar, fon kuruluşları ve yatırım ağları bu konuda yeterli networke sahiplerdir. Bu sayede ülkemize yüksek kalifiyeli insanları getirerek daha fazla başarılı olabiliriz. Sonrasında girişimciliğin Roberto Carlos’ları Sivas’a, Samuel Etoo’ları Antalya’ya mutlaka gelecektir. Tek yapmamız gereken onların buraya gelmesini sağlayacak programları hayata geçirmek olacaktır.

Görsel: Kürşat Zaman

 

19 Aralık 2015 Cumartesi

Whatsapp Brezilya’da Yasaklandı

Yazar: Said Murat – Brezilyadan.com

İnternet alemini kasıp kavuran ve milyonlarca üyesi ile her kıtada kendini kanıtlamayı başaran Whatsapp, Brezilya’da Yasaklandı.

Brezilya’da mahkemece görülen ceza soruşturmaları davaları sonrasında 17 Aralık 2015 tarihi itibariyle Whatsapp’a erişimin engellenmesi kararı alındı.

Akşam 23:30 (16 Aralık) itibariyle 3G ve 4G kanallarından Whatsapp’a erişim engellendi. Daha sonrasında Wi-Fi ve diğer tüm ağlardan erişim de engellendi. 48 saatlik bir engel olduğunu dile getirenler olsa da, bu durumu zamanla göreceğiz.

Gece yarısı tüm sosyal medya platformlarından Brezilyalılar ‘Nasıl engellenir? Erişim özgürlüğü istiyoruz!’ şeklinde paylaşımlarla protestolara başladılar.

Mark Zuckerberg, hem İngilizce hem Portekizce olarak yasağı kınadı. ConnectBrazil etiketi ile Facebook sayfasından seslenen Mark, Brezilya’dan Whatsapp’a erişen 100 milyon aktif üyesi olduğunun altını çizip, mahkeme kararının özgürlüğü kısıtlamaması gerektiğini dile getirdi. 2014 yılında Facebook ailesine kattığı Whatsapp’ı her geçtiğimiz güncelleme ile geliştirmeye devam eden Mark ve ekibi, Brezilya’dan erişim alamıyor şuan. Yüz milyon üye de, hiç de azımsanacak bir rakam değil tabi ki. ‘Facebook Messenger ile iletişim kurmaya devam edebilirsiniz, ancak biz bu yasağın kaldırılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz’ diyen Mark, Brezilya’da yaşayanların #ConnectBrazil etiketi ile sesini duyurmasını rica ediyor.

São Bernardo do Campo Birinci Suç Mahkemesi tarafından alınan karar sonrası, Whatsapp’a gelen erişim engeline sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyüyor. Mahkeme tarafında duranlar ‘Whatsapp etkisiyle binlerce kullanıcı GSM operatörlerini iptal ettirdiğini ve Whatsapp’ın illegal bir iletişim platformu olduğunu’ savunuyor.

Erişim engeli ne kadar sürer, ne zaman sona erecek ve girişimcilik pazarına inanılmaz katkıda bulunan Brezilyalılar Whatsapp’a ne zaman erişerek özgür iletişime kavuşacaklar, merak konusu.

17 Aralık 2015 Perşembe

Etohum 2016’da 16 Türk, 5 yabancı girişimi destekleyecek

Etohum 2016 yılında sürecinde değişikliğe gidiyor ve özellikle girişimci seçimlerinde global bir stratejiye geçiş yapıyor. Bu yıl 1771 Challenge Cup’ın İstanbul ayağını ilk kez düzenleyecek olan Etohum, ayrıca bu yıl 15 girişim yerine 16 Türk ve 5 yabancı girişim seçerek toplamda 21 girişimciyi destekleyecek.

Şimdiye kadar Girişimcilik Zirvesi’nde Etohum 40 ve Etohum 15 listelerini açıklayan Etohum, bu yıl 21 girişim duyuracak. Bunun sebebi Türkiye’den çıkan girişimlerin yanında 5 yabancı girişimin de eklenmiş olması. Temmuz ayından bu yana 2500 başvuru arasından yüzlerce girişimciyle birebir görüşen Etohum ekibi, yoğun ve zahmetli seçim sürecini tamamladı. 16 Türk girişimin yanı sıra Etohum bu yıl Hırvatistan, Nijerya, Bangladeş, Hindistan, Pakistan’dan 5 girişime daha ortak oldu.

Tüm girişimler 30 Ocak 2016’da İTÜ SDKM’de düzenlenecek olan Girişimcilik Zirvesi’nde açıklanacak.

30 Ocak 2016’da düzenleyeceğimiz Girişimcilik Zirvesine katılmak isterseniz kayıt olabilirsiniz.

15 Aralık 2015 Salı

Girişimcilik konusunda Türkiye’ye model ülke hangisi?

Yazar: Alper ŞAŞMAZ – Sanayi ve Teknoloji Uzmanı – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Bir soruyu bu aralar karşılaştığım herkese soruyorum. Birbirinden farklı cevaplar alıyorum. Soru sadece “ Türkiye’ye en çok benzeyen ülke hangisi ?” Aldığım bazı cevapları paylaşmak istiyorum. Pakistan, Yunanistan, İtalya, İspanya, Azerbaycan, Rusya, Şili, Brezilya, Meksika ve Arjantin ülkemize en çok benzetilen ülkeler. Toplamda yirmiye yakın ülke Türkiye’ye benzetildi. İstediğim tam cevabı henüz alamadım.

Evet, soruyu yanlış sormuştum çünkü hangi özelliği ile benzediğini de belirtmek gerekiyordu. Aslında bu soruyla varmak istediğim nokta tamamen şuydu. Bizim ekonomik ve refah seviyesi olarak örnek almamız gereken ülke ya da ülkeler hangileriydi? O yüzden model ülkeleri bularak onların başarılı alanlardaki uygulamalarının ülkemize transferinin mümkün olup olmadığını görmekti. Çünkü bulabildiğim örnek çalışmalar beni tatmin etmemişti.

Önümüze yıllardır konulan ithal hedefler, belirlenen rol modeller ve stratejilerin uyumlu olmadığı çok açık görünüyor. Örneğin Güney Kore 1980 yılında ekonomik olarak aynı durumda iken arayı teknolojik bir devrimle fazlasıyla açması ve bu konu üzerine yazılan rapor, makale ve tezlerde sürekli Türkiye ile kıyas yapılması pek anlam ifade etmiyor bence. Ya da Finlandiya eğitim sisteminin bizim ülkemizde uygulanabilmesinin tartışılması da. Aynı şekilde İsviçre, ABD, Singapur, İrlanda ve Almanya’nın da…

Gelişmekte olan Türkiye için belirlenen stratejileri çok yönlü ele almak gerekiyor diye düşünüyorum. Yüzyılların ürünü olan inanç sistemimiz, kültürel yapımız, stratejik konumumuz, demokrasi anlayışımız, terör gibi bölgesel ve coğrafik sorunlarımız vb. birçok önemli parametreden bağımsız yapılan değerlendirmeler ve yapılan mukayeseler çok fazla karşılık bulmamakta. O bakımdan daha özgün modeller üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor.

Bu noktada ne yapmalıyız peki? Öncelikle ülkemizi çok iyi tanımamız gerekiyor. Ne yapabileceğimizi ve kapasitemizin ne olduğunu görmemiz de. Mevcut şartlarla ülkenin kendisine has özelliklerinin dışına çıkılarak başarılı olunamayacağını da anlamamız gerekiyor. Yani Akdeniz bölgesinde çay yetiştirmenin mümkün olmadığını bilmemiz lazım. Hayal ettiğimiz ülke ile gerçek Türkiye’yi karıştırmamalı ve makul çözümler üzerine kafa yormalıyız. Ülkemizin kaldıramayacağı yükleri ve sorumlulukları vermek bizi bir adım öteye taşıyamayacaktır.

Ülkemizde bu konularda çalışma yapan tüm herkese önemli görevler düşmektedir. Yere sağlam basan hedeflerin belirlenmesi ve yeni stratejilerin ortaya konulması hayati önem taşımakta. Kabul etmekte zorlansak da ülke gerçekleri ile yola çıkarak farklı parametreler üzerinde düşünmeliyiz. Belki de yeni baştan öncelikli alanlar bulmalıyız. Geçmişte edindiğimiz tecrübe ve verilerle başarılı olabileceğimiz alanları tespit edip o yönde çalışmalar yapmalıyız. Aksi takdirde gelişmiş ülkelerin özgünlüğünü, markalarını konuşmakla vakit geçirmeye devam edeceğiz. Konunun en başında sorduğum soruya tekrar gelecek olursak da rol model olabilecek ülkeleri belirlerken öncelikle ülkemizde uygulanabilirliği kriterini en öne taşıyarak hareket etmeliyiz. Sonrasında eminim ki bu topraklar için en uygun tohumlar ortaya çıkacaktır.

Desnet Teknoloji Kurumsal Kimlik yenilendi, işte yeni yüzümüz!

 

Bu yıl 15. yılını dolduran Desnet’te hem 15. yılımıza yakışacak, hem de bize dinamizm katacak bir yenilenme sürecini başlattık 6 ay önce.

Hem çok yenilikçi ve vizyoner bir form tasarlamalı, hem de 15 yıllık bir geçmişe, deneyime yakışmalı, prestijli bir duruş sergilemeliydi.

Sıra doğru tasarımcı ile çalışma noktasına geldi. Onların “Brief” dediği bilgilendirme içeriklerini özene bezene hazırladık. Çünkü tasarımcı ile sözler vasıtasıyla anlaşmak çok zor, çünkü kelimelerle bir hayali tasvir ediyorsunuz ve sonuçta hayal ettiğiniz gibi bir sonuç bekliyorsunuz. Zor bir iş.

Uzun araştırmalar sonucunda dünyanın en iyi kurumsal kimlik tasarımcılarından biri olan ödüllü tasarımcı Fas’lı Mohamed Soukarta ile anlaştık. Süreç beklediğimizden biraz uzun sürdü ama sonuçta ortaya yukarıdaki tüm kriterlerimizi karşılayan bir sonuç çıktı.

Mohamed Soukarta çalışmalarını sürdürürken biz de DESNET YAZILIM olan şirket markamızı DESNET TEKNOLOJİ olarak yeniledik.

Yenilenmek gerçekten her şirkete iyi geliyor. Yeter ki doğru zamanı tutturun, ne erken ne de geç tam zamanında yenileyin. Ben bu süreçten bu dersi çıkardım.

Şimdilerde Desnet Teknoloji ne yapıyor?

– El Terminali ile Saha satış Otomasyonu

– El Terminali ile Depo Otomasyonu

- Özel çözümümüz olan VALEAsist El Terminali ile Vale Takip ve Kontrol Sistemi

– Özel çözümümüz olan KantinMobile Kartlı Kantin ve Yemekhane Otomasyonu

– Motorola El Terminali, Zebra El Terminali, Intermec El Terminali, Honeywell El Terminali, Zebra Barkod Yazıcı, Unitech Endüstriyel Tablet, Panasonic Toughpad gibi ürünlerde proje bazlı ya da proje devamı satışlar gerçekleştiriyor. Rakiplerinden farklı olarak mevcut, stoktaki ürünü her müşteriye satmak yerine doğru müşteriye doğru projeye doğru fiyatlı doğru ürünü teklif ediyor.

– Android tabanlı iş çözümleri, Android tabanlı otomasyon projeleri gerçekleştiriyor. Örneğin bir oto yıkama zinciriniz var, günde kaç aracın yıkandığını sistemde tutmak ve sisteme kayıt yapmadan araçların yıkanamamasını istiyorsunuz. Ayrıca araçların standart yıkama sürelerinden ne daha az, ne daha çok yıkanamamasını ve bunun da çalışanların inisiyatifine bırakmamayı istiyorsunuz. Desnet Teknoloji’deki uzman arkadaşlarım sisteminizin mevcut halini yerinde inceliyor, doğru çözümü tasarlıyor, çok kısa bir sürede de hayata geçiriyor.

Bir de 2 yıldır sürdürdüğümüz bir İKİNCİ EL EL TERMİNALİ departmanımız var ki burada da eski el terminallerinin tekrar hayata döndürülüp daha az bütçeleri olan ya da bu işe çok büyük bütçeler ayırmak istemeyen müşterilerimiz için çok ciddi fiyat avantajları sunuyor. İkinci El El Terminali de Desnet Garantisi ile sunuluyor.

Kısacası 15. yılında Desnet 15 yaşında bir şirket gibi tecrübeli, 15 yaşında bir genç gibi zinde, enerjik ve taze.

Bugüne kadar Desnet’te emeği olan tüm geçmiş mesai arkadaşlarıma, şu anda ekibimizi oluşturan değerli mesai arkadaşlarıma, bize güvenen ve işinin can damarını bize teslim eden değerli müşterilerimize can-ı gönülden teşekkür ediyorum.

İşte DESNET TEKNOLOJİ Kurumsal Kimlik Çalışması. 

Emekleri için değerli tasarımcımız Mohamed Soukarta’ya sonsuz teşekkürler. İşte Soukarta’nın diğer çalışmaları 

Thanks for our new corporate identity work to our valuable corporate branding consultant and designer Mohamed Soukarta, here is the other works of Soukarta 

Desnet Teknoloji – El Terminali – Saha Satış Otomasyonu – Depo OtomasyonuDesnet Teknoloji – El Terminali – Saha Satış Otomasyonu – Depo OtomasyonuDesnet Teknoloji – El Terminali – Saha Satış Otomasyonu – Depo OtomasyonuDesnet Teknoloji – El Terminali – Saha Satış Otomasyonu – Depo OtomasyonuDesnet Teknoloji – El Terminali – Saha Satış Otomasyonu – Depo OtomasyonuDesnet Teknoloji – El Terminali – Saha Satış Otomasyonu – Depo OtomasyonuDesnet Teknoloji – El Terminali – Saha Satış Otomasyonu – Depo OtomasyonuDesnet Teknoloji – El Terminali – Saha Satış Otomasyonu – Depo Otomasyonu

12 Aralık 2015 Cumartesi

Magic Leap 827 milyon dolarlık yeni bir yatırımla AR alanında güçleniyor

Son dönemde Augmented Reality – Artırılmış Gerçeklik alanında dikkat çeken girişimlerden biri olan Magic Leap, henüz herkese gösterdikleri bir prototipi olmamasına rağmen yatırım almaya devam ediyor.

Özellikle Oculus’un etkisiyle son dönemde trend sanal gerçeklik yönüne kaymış olsa da bazıları halen artırılmış gerçekliğin de bir şansı olduğunu düşünüyor. Sanal gerçekliğin aksine tümüyle sanal bir dünya yaratmayan bu teknoloji, sanal görüntüleri gerçek dünyadaki objelerle etkileşime sokabiliyor. Aslında bu iki teknoloji de uzun zamandır bilinen teknolojiler, ancak yeni girişimler onları bambaşka seviyelere taşıyor.

Magic Leap’in ürününü henüz kimse görmemiş olsa da şirketin artırılmış gerçeklik tecrübesini özel bir gözlük kullanarak yaşattığı söyleniyor. Elbette geçmişte gördüklerimizden çok daha başarılı olsa gerek. Zira şirketin son yatırım turunda aldığı miktar 827 milyon dolar. Üstelik bu ilk yatırım turu da değil. Geçtiğimiz yıl Google Ventures da şirkete 500 milyon dolaylarında bir yatırım yapmış ve Google’ın iki üst düzey yöneticisi Magic Leap’in yönetim kuruluna dahil olmuştu.

width="858" height="470" frameborder="0" allowfullscreen="allowfullscreen">

Bu yatırım turunda ise özellikle Alibaba’nın önemli bir pay sahibi olduğu söyleniyor.

Magic Leap’in kurucusu Rony Abovitz, başarıyla yeni tanışan biri değil. Bir önceki girişimi olan Mako Surgical’i 1.65 milyar dolara satan Abovitz, ardından Magic Leap’e yoğunlaşmış. Kendisinin bir TED konuşması da bulunuyor. Görünüşe göre bu ismi gelecekte daha sık duyacağız.

width="858" height="470" frameborder="0" allowfullscreen="allowfullscreen">

10 Aralık 2015 Perşembe

Bangladeş’te Uber değil BDcabs kazanıyor

Bangladeşli bir girişim olan BDcabs, Uber’in girmek istemediği ülkede farklı iş modeliyle önemli bir çıkış yakalamış duruma. BDcabs’i bizim için önemli kılan ise Etohum’un yatırım yaptığı şirketlerden biri olması.

Asya’da yeni nesil taksi hizmetleri konusunda önemli bir çekişme var. Tüm dünyada gücünü gösteren Uber, DidiKuaidi gibi rakipler karşısında zorlanıyor. Zira Asya’da da çok güçlü yatırımcılar ve özellikle Çinli girişimciler bunu avantaja çevirmesini biliyor. Ancak Asya’nın esas zorluklarından biri de ülkelerin kendine has iç dinamikleri. Trafik farklı, kullanıcı talepleri farklı, yasalar farklı. Bu sebeple bazı ülkelerde dünya devleri değil, lokal girişimler pazarı domine etmeyi başarıyor.

Bangladeşli BDcabs de bunlardan biri. Erken aşamada Etohum’dan yatırım alan BDcabs’i başarılı kılan elbette Bangladeş’in dinamiklerini çok iyi biliyor olması. Ancak onlar sadece bir Uber taklidi olmak istememişler. Bunun yerine kendi iş modellerini ve sistemlerini geliştirmeyi tercih etmişler. Bu durum onların Bangladeş’te hem de dünyada dikkat çekmelerini sağlıyor.

BDcabs’in modelinde kendi araçlarıyla hizmet veren, normal sürücüler bulunmuyor. Bunun sebebi güvenlik endişesi. Bangladeş’te özel şoförler pek güvenilir değil. Nitekim kullanıcılar da taksi şirketlerine daha çok güveniyor ve onları tercih ediyor. Bu durum Hindistan’da Uber sürücüsünün karıştığı tecavüz skandalına benzer durumlar yaşamalarını önlüyor.

BDcabs aslında bir tür aracı kurum olarak çalışıyor. Kendi yazılımını taksi, araç kiralama ve özel taşımacılık şirketlerine sunan BDcabs, onlarla çeşitli anlaşmalar yapıyor. Bir kullanıcı, BDcabs uygulamasını açtığında lokasyonu belirleniyor ancak ona en yakın sürücü önerilmiyor. Öncelikle kullanıcıya ne zaman hizmet istediği soruluyor. Eğer anlık bir hizmetse bunu muhtemelen bir taksi karşılayacak demektir. Dolayısıyla istediği taksi kendisine yönlendiriliyor. Ancak isterse hizmeti daha sonraki bir zaman için de talep edebiliyor. Bu bir kiralık araç ya da özel şoför hizmeti olabilir. Yani dilerse 2 saat sonra kendisini havalimanından alacak bir VIP minibüs talep edebilir.

Dolayısıyla BDcabs aslında sürücüler ya da araçlarla direkt olarak ilgilenmiyor, bunun yerine taşımacılık şirketleriyle anlaşma yaparak onlara müşteri yönlendiriyorlar.

Nakit, kredi kartı ve mobil ödeme kabul eden BDcabs, Bangladeşte’te birkaç aydır faaliyette olmasına rağmen günlük 300-400 çağrıya ulaşmış durumda. Öyle ki Asya bölgesinde önemli bir yayın olan Tech In Asia‘nın da dikkatini çekmişler.

8 Aralık 2015 Salı

Türkiye’nin ilk Google Geliştirici Zirvesi, 19 Aralık’ta İstanbul’da

Google Developers Launchpad programı çerçevesinde gerçekleştirilecek olan Türkiye’nin ilk Google Geliştirici Zirvesi, 19 Aralık’ta İstanbul’da. Teknik bir etkinlik olan bu zirveye davet edilecek girişimler başvurular arasından seçiliyor.

Google Developers Launchpad programı başarılı uygulamalar oluşturulmasına ve ölçeklendirilmesine destek sağlamak için Google tarafından kurulmuş bir program. Bu program; girişimlerin, uygulama geliştirme, dağıtma ve para kazanmasına olanak tanımak için, Google altyapısı (cloud, firebase), kullanıcı deneyimi yorumları, topluluk danışmanlığı ve program etkinlikleri gibi olanaklar sağlıyor. Etohum’un da üyesi olduğu bu programa zirveden bağımsızı olarak dilediğiniz zaman başvurabilirsiniz.

Google Developers Summit ise yine Google tarafından dünyada birçok farklı ülkede düzenlenen bir etkinlik ve bu yıl ilk kez Türkiye’de de organize ediliyor.Etkinlik, dünyanın dört bir yanından gelecek Googler’lar ile kod laboratuvarları ve teknik konuşmalar içeriyor. Bu sebeple hem katılımcı hem de girişimci tarafında teknik bilgiye sahip kişilere hitap ettiğini söyleyebiliriz. Nitekim Google, zirveye sadece davet üzerine katılımcı – girişimcileri kabul ediyor.

Google ekibi girişimcilerde aradıkları kriterleri kapalı tuttuğu için verebileceğimiz tek tavsiye bir Android uygulamanızın bulunması olabilir. Başvurmak için bu formu doldurabilirsiniz:

6 Aralık 2015 Pazar

Uber yeni bir yatırım turuyla değerini 62 milyara yükseltebilir

Girişimcilik dünyasında ‘Unicorn’ dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Uber, parıldamaya devam ediyor. Kurulalı 5 yıl olmasına rağmen 10 milyar dolardan fazla yatırım alan Uber, yine 2.1 milyar dolarlık bir yatırım arayışında.

Uber henüz bu konuda bir açıklama yapmadı ancak Bloomberg’e göre 2.1 milyar dolarlık yatırım turu için hazırlıklar başlamış durumda. Elbette şimdiye kadar 10 milyar dolar yatırım almayı başaran Uber’in bu turda da yatırımcı bulması zor olmayacaktır. Bu yüksek yatırım miktarına rağmen…

Uber’in değerlemesi ise onu zirveye taşımaya aday. Bloomberg’e göre Uber, bu yatırım turunda 62.5 milyar dolar değerleme üzerinden yatırım alacak. Bu da onu Xiaomi’nin önünde, dünyanın en değerli girişimi olarak zirveye yerleştirebilir.

Değeri Silikon Vadisi’nin önemli şirketleriyle aynı seviyede olmasına rağmen Uber halen olgun bir şirket olduğunu düşünmüyor. Gelen baskılara rağmen CEO Travis Kalanick, Uber’in henüz halka açılmaya hazır olmadığını ve birkaç yıla daha ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Uber şuan 67 ülkede faaliyet gösteriyor ve sadece ABD’de 8 milyondan fazla kullanıcısı var. Ancak Uber hem yeni kullanıcı ve sürücüler kazanmak, hem de lobi faaliyetleri yürütmek için yüksek giderler harcıyor. Ayrıca şirket son zamanlarda yemek ve dağıtım faaliyetlerine de adım atıyor. Dolayısıyla Uber, giderleri yüksek olmasına ve henüz tüm dünyada iş modelini oturtamamış olmasına rağmen çok büyük bir şirket ve eğer beklenen hedeflere erişirlerse değeri birkaç yüz milyar dolar ile ifade edilir hale gelebilir.

4 Aralık 2015 Cuma

Baba olan Mark Zuckerberg, hisselerini yeni organizasyonuna devrediyor

Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’in eşi ilk çocuklarını dünyaya getirdiğinde alışık olunmadığı şekilde bir tatile çıkacağı söyleniyordu. Ancak Mark Zuckerberg beklenmedik bir hamle yaparak eşiyle birlikte insanlık adına çalışacak yeni bir organizasyon kurduğunu ve hisselerinin %99’unu bu organizasyona bağışlayacağını duyurdu.

Bu organizasyonun duyurusunun Zuckerberg’in baba olduğu zamana denk gelmesinin sebebi; yeni Chan – Zuckberg organizasyonu, dünyada insanların özellikle de çocukların eşitliği ve refahı üzerine çalışacak. Amaç dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek için mümkün olduğunca çaba göstermek.

Bu amaç doğrultusunda organizasyonun duyacağı maddi kaynak, Mark Zuckerberg’in Facebook’taki hisselerinden gelecek. Zuckerberg, Facebook’ta sahip olduğu hisselerin %99’unu bu organizasyona devredecek. Facebook’un şimdiki değeri üzerinden düşünürsek Zuckberg’in bağışladığı hisselerin değeri 45 milyar doları buluyor. Ancak hisselerin hepsi hemen satılmayacak. Yapılan bildiride organizasyona kaynak sağlamak için 3 kez, 1 milyar dolardan fazla olmamak kaydıyla hisse satışı yapılacağı duyuruldu. Mark Zuckberg ise Facebook’daki CEO’luk görevine devam ederken yönetim kurulundaki rolünü de sürdürecek.

Özel yatırımlar yapacak

Chan – Zuckerberg oluşumu, Bill – Melinda Gates Vakfı’na benzer bir imaj çizse de aslında bir vakıf değil. Bir Limited şirket olarak düzenlenen oluşum, sosyal sorumluluk projeleri ve gerektiğinde kural değişikliği gibi konularda aktif rol alırken bir yandan da yatırımlar yapacak. Şirketin yatırımlarından elde edeceği gelir de yine şirket projeleri için harcanacak.

Yapılan açıklamaya bakılırsa organizasyonun iki amacı olacak; bunlardan birincisi dünya çapında yoksulluğun ve eşitsizliğin azaltılması olarak belirtilmiş. İkincisi ise insanoğlunun gelişimi ve refahı adına yürütülecek projeler; tıp, ekonomi ve bilgiye erişim. Dolayısıyla bu organizasyon bu alandaki girişimlere de yatırım yaparak bir VC rolüne de bürünebilir. Nitekim resmi açıklamada da ‘özel yatırımlar’ yapılacağı belirtilmiş.

1 Aralık 2015 Salı

Etohum’dan tohum yatırımı alan Bookme.pk, Myanmar’a açılıyor

Geçtiğimiz yıl Startup Istanbul’a katılan ancak finale kalamayan Bookme.pk, ardından Etohum’dan bir tohum yatırımı almıştı. Bu yatırımla birlikte yükselişe geçen Bookme.pk, kendi ülkesinde aldığı bir yatırımla büyümesine hız kattı. Şimdi ise ilk yurt dışı hamlelerini yapıyorlar.

Faizan Aslam tarafından kurulan Bookme.pk, Pakistan’da sinema, organizasyon ve konser biletlerini satan bir platform olarak pazarın en büyük oyuncularından biri konumunda. Bookme.pk’yı bizler için önemli kılan ise 2014’te Startup Istanbul ve Startup Turkey’de finale kalamamış olmasına rağmen Etohum’dan tohum yatırımı ve ardından da kendi ülkesinde yatırım almasıydı.

Bookme.pk, bugün ilk yurt dışı hamlesine imza attı. Gelişmekte olan bir pazar olan ve özellikle %50 mobil penetrasyona ulaşmasıyla dikkat çeken Myanmar pazarına giriş yapan Bookme.pk, hızlı bir yükseliş hedefliyor. Yerel partner olarak Lychee Ventures ile işbirliği yapacak olan Bookme.pk, Myanmar’ın birçok yabancı şirketin ilgisini çektiğini ve 2016’nın sonlarında %75 mobil penetrasyonla patlama yapacağını tahmin ediyor. Myanmar’ın nüfusu ise 52 milyon.

Bookme.pk’nın aldığı son yatırım sonrası tahmini değeri 4 milyon dolar olarak belirlenmişti.