31 Aralık 2013 Salı

Yatırımcılarınızla Doğru İletişimi Nasıl Kurabilirsiniz?

Yeni girişimlerin başarı oranlarını arttırabilmesi için şirketteki hemen her somut değişimi yatırımcılarına bildirmesi önemlidir. Tohum aşamasındaki bir şirketin CEO’sunun yatırımcılarını; heyecanlı, meşgul ve şirkete bağlı tutabilmesinin en kolay yolu,  onları şirketten haberdar etmekten geçer. Tohum aşamasında bir şirket olarak yatırımcılarınızla ilişkilerinizi nasıl yürütmelisiniz? Hangi durumlarda yatırımcılarınızla iletişime geçmelisiniz?

Yatırımcılarla tutarlı bir biçimde iletişimde olmak

Eğer şirketiniz daha çok yeniyse her ay ya da iki ayda bir yatırımcılarınızla iletişime geçmeniz önerilmektedir. Eğer düzenli olarak yönetim kuruluyla ya da danışmanlarınızla görüşüyorsanız, şirketteki gelişmelerden bu toplantıda söz etmeniz en doğru yaklaşımdır. Genellikle bu görüşmeler telefon aracılığı ile yürütülmektedir. Bu görüşmelerden önce ya da görüşmeler sırasında şirketinizle ilgili gündem maddelerini yazılı olarak danışmanlarınıza, yatırımcılarınıza ve akıl hocalarınıza göndermeniz akıllıca olacaktır. Yazılı olarak gönderdiğiniz toplantı metninin ardından yapacağınız telefon görüşmesi çok daha hızlı ve verimli geçecektir.

Şirketinizin mevcut durumunu, nelerle uğraştığını, alması gereken zorlu kararları kısa ve net biçimde bildirmelisiniz. Yatırımcılarınızın şirketinizle ilgili tüm haberleri yakından takip etmediğini, son gündem maddelerinden, son etkinliklerden haberdar olmadığını görmek sizi şaşırtmasın. Yatırımcılarınızın sizinle aynı çerçeveyi yakalayabilmesi için şirkette son dönemde gerçekleşen stratejik haberleri, yaklaşımları, sorunları bir özet halinde onlarla paylaşmalısınız.

Şirketinizde yakın dönemde nakit sıkıntısı yaşanacak mı?

Yatırımcıların düzenli olarak bilgilendirilmesi gereken en önemli konu şirketinizin nakit akışının nasıl devam ettiğidir. Geçen 90 gün içerisinde şirketin nasıl bir performans sergilediğini anlatmak, yatırımcılarınıza şirketinizin gelecekteki ilerleyişinin nasıl olacağını gösterir. Finansal konularda temel olarak özetlenmesi gereken gündem maddeleri; son üç ayında elde edilen gelir, yapılan toplam harcamalar, aylık net nakit akışı ve şirketin gelir gider dengesidir.

Üç aylık periyotlar, şirketin trendinin nasıl gittiğini göstermeye yardımcı olur. Bu veriler sayesinde yatırımcılar şirketin net olarak ne kadar harcadığını görüp, ne zaman paranızın biteceğini ve ne zaman yeniden yatırıma ihtiyaç duyacağınızı görebilirler. Bu durum oldukça yararlıdır çünkü genelde yatırımcılar ve girişimciler ne zaman yatırım yapılması, hangi durumlarda harcamaların kısılması gerektiği ve hangi şartlar altında yeniden paraya ihtiyaç duyulacağı konusunda farklı görüşlere sahip olma eğilimindedir. Bu yüzden yatırımcıları şirketin finansal durumu konusunda güncel tutmak, herhangi bir sürprizle karşılaşmanızı önleyecektir.

Hedef pazarınızla ilgili stratejinizde ya da yaklaşımınızda büyük bir değişiklik kararı var mı?

Yatırımcıların bilgilendirilmesi gereken konularda şirketin finansal durumundan sonra en önemli husus, şirketin şimdiye kadar izlediği stratejilerde büyük değişiklikler yapmaya karar vermektir. Bu değişiklik şirketin orijinal fikrinden tutun da şirketin hedef kitlesi, pazarlama yaklaşımı ya da yönetimsel herhangi bir durumun değişikliği olabilir. Bu kararların yatırımcılarla yapılan aylık toplantılarda ya da telefon görüşmelerinde gündeme getirilmesi oldukça önemlidir. Şirketin odak noktasında ya da ürün şartlarında 10 ila 20 derecelik bir kayma mı görüyorsunuz? Ürünün piyasaya sürülmesi biraz gecikecek mi? Planladığınızdan tamamen farklı bir pazara girmeyi mi düşünüyorsunuz? Şirketinizle ilgili kesin bir değişiklik üzerine çalışmaya başlamadan önce yönetim kurulunuzla ya da danışmanlarınızla görüşmeniz önemlidir.

Şirketin iç işleyişi ya da takımla ilgili tartışmaya değer önemli bir gelişme var mı?

Son dönemde şirketin gelişimini etkileyecek kritik bir işe alım yaptınız mı? Şirket için kritik olan birisi işten ayrıldı mı? Takımla ilgili gündeme getirilmesi gereken önemli gelişmeler var mı? Eğer şirket ortaklarından biri ayrılmayı düşünüyorsa ya da insan kaynakları ile ilgili önemli bir değişiklik varsa bu durumu yatırımcılarınıza uygun bir şekilde bildirmeniz önemlidir.

Şirketinizin performansı ile ilgili son durum nedir?

Henüz gelir elde etmeyen şirketlerin bile düzenli olarak takip etmesi gereken temel performans göstergeleri bulunmaktadır. Bu göstergelere örnek olarak aylık aktif kullanıcısı sayısı, kayıtlı kullanıcılar gibi değerleri göstermek mümkündür. İşinizin performansını gösteren temel ölçütlerin neler olduğunu ve bu hedefleri yakalamak için hangi yöntemleri izlediğinizi yatırımcılarınıza raporlayabilirsiniz.

Yukarıdaki gündem maddelerinin yanı sıra geliştirdiğiniz ürünle ilgili gelişmeleri bildirmek, yeni yatırım planlarını konuşmak ya da tavsiye almak için yatırımcılarınızla iletişime geçmek şirketinizin gelişimi için oldukça etkili bir yaklaşımdır.

 

 

Kaynaklar:

4 things to put in your monthly update to investors

The Why and How Of Updating Your Angel Investors

 

 

 

The post Yatırımcılarınızla Doğru İletişimi Nasıl Kurabilirsiniz? appeared first on Etohum.

27 Aralık 2013 Cuma

Finansal İlişkilerinizle Uyum İçerisinde Misiniz?

Şirketler binlerce iş fonksiyonunu eşzamanlı yürüten dinamik yapılardır. Büyümekte olan bir şirketin iş fonksiyonları her bir girdi için bir çıktı üretecek şekilde uyumlu olarak yürütülmek zorundadır. Örneğin satış rakamları üretim maliyetlerinden yüksek olmalıdır. Satış fiyatı ile üretim maliyeti arasındaki fark şirketin genel giderlerinden yüksek olmalıdır.

Finansal ilişkiler düzgün olarak sıralandığında şirket büyüme gösterecektir. Eğer finansal ilişkilerin sırası alt üst edilirse şirkette finansal problemler ortaya çıkar. Bir şirkette bu ilişkileri gösteren bir dizi matematiksel işleme  “Performans Ölçümleri” adı verilmektedir. Karlılık bir şirketin izleyebileceği en önemli performans ölçümüdür.

Yöneticilerin çoğu müşterilerinden elde ettikleri kazancı izlemek için satış hacmini ölçer. Bazı yöneticiler işi bir adım daha ileriye taşıyarak bu satış rakamlarından ölçülen üretim maliyetini çıkararak şirketin gerçek karlılığını elde edebileceğini düşünmektedir. Fakat bir şirketin gerçek karlılığı satış hacminin ve üretim maliyetinin ölçülmesi ile ortaya çıkmaz. Her iki durumda da şirketin gerçek gider kalemleri  (operasyon maliyetleri, pazarlama, yönetim ve idari maaşlar) göz ardı edilmektedir. Bu yüzden işletme sahipleri yalnızca büyük resmin bir kısmını görmektedir.

Eğer bir şirket ürettiğinden daha yüksek bir fiyata ürün ya da hizmetlerini satıyor, elde ettiği gelir üretim maliyetleri ile birlikte şirketin diğer giderlerini karşılamaya yetiyor ve üstüne şirketin yeniden yatırım yapabilmesi için yeterli para kalıyorsa ancak o zaman şirketin karlı bir işletme olduğu söylenebilir. Bu yüzden şirketin karlılık durumunu izlemek için en iyi yaklaşım:

Ürün ya da hizmetin üretiminden ve satışından sonraki durum ileİşletmenin tüm operasyon maliyetlerinin çıkarılmasından sonraki durumun ölçülmesidir.

Performans ölçümleri; iki ya da daha fazla sayı içeren basit matematiksel denklemler ile belli zaman dilimlerinde alınan çeşitli veri noktalarının kullanılması ile üretilen daha karmaşık trend analizleri arasında değişim gösterir. Performans ölçümleri şirket yöneticilerini finansal araçlar kullanarak işinin performansını ölçmesine, bir kriz durumu oluşmadan önce sorunların adreslenerek proaktif bir biçimde yönetilmesine olanak sağlar.

 

Kaynak:

Are your Financial Relationships in Harmony?

 

The post Finansal İlişkilerinizle Uyum İçerisinde Misiniz? appeared first on Etohum.

26 Aralık 2013 Perşembe

Globale Giderken: Aynı Anda Birden Fazla Yerde Olmanın Sırrı

Yaklaşık 2 yıl önce yerel bölgelerde benzersiz seyahat deneyimlerini rezerve edebileceğiniz, tasarlayabileceğiniz ve talep edebileceğiniz Vayable platformu kullanıcıları ile buluşmuştu. San Francisco’da küçük bir ekiple kurulan ve yaklaşık 70 kadar yerel danışmanla işe başlayan Vayable , bugün yüzlerce ülkede 5000’den fazla bu topluluğun üyesi olan kişiyle faaliyetini sürdürmektedir.  

Vayable’ın kısa bir süre içerisinde dünya genelinde büyümesi akıllara şu soruyu getiriyor: Aynı anda birden fazla yerde nasıl bulunabilirsiniz?

Eğer şirketiniz büyük bir işletmeyse yeni yöneticiler işe alarak dünyanın çeşitli yerlerinde ofisler açmanız mümkündür. Fakat henüz yolun başında olan bir girişim şirketiyseniz aynı anda birden fazla yerde olmanın daha yenilikçi bir yolunu bulmanız gerekmektedir. Uzak lokasyonlarda faaliyet gösterecek şirket merkezleri, uzaktaki temsilcilerle görüşmeler ayarlamak, yeni ilişkiler geliştirmek ve online kanalda büyümek… Bunların her biri dünya pazarında iş geliştirmek isteyen girişimcilerin aşması gereken zorluklardır. Bakın Vayable tüm bu zorlukları nasıl aşmış?

İşe arka bahçenizden başlayın

Öncelikle fikirlerinizi bulunduğunuz konumda test edin, ilişkiler geliştirin. Arka bahçenizden öğrendiklerinizle yola çıkın. Bir işe başlarken o işi büyütmek için yatırım yapmadan önce irtibata geçilmesi gereken kilit kişileri belirlemeli ve onlarla iş ilişkisi geliştirmelisiniz.  Eğer dünya çapında aktif müşterileriniz varsa uçağa atlamadan önce işe Google Hangout,  Facebook grupları ve e-posta ile başlamalısınız.

Belirli bir konumda ne zaman olacağınızı bilin

Yeni bir pazarda belireceğiniz ya da belli bir pazarda bir topluluğu harekete geçireceğiniz her seferde size somut ve akıllıca belirlenmiş iş hedefleri rehberlik etmelidir. Stratejik olarak fırsatları takip edin ve hedeflerinizi tüm takımınız ve topluluğunuzca bilinir hale getirin.

Gereksiz yüklerinizden kurtulun

Hızlı hareket edin. Bir yerden bir yere gereksiz eşyaları taşımakla, hava alanlarında bagajınızı beklemekle vakit kaybetmeyin. Yolculuğunuzu ya üç günlük ya da üç haftalık uzunluklara göre ayarlarsanız, her zaman daha rahat hareket edebilirsiniz.

Ortak çalışma alanlarını tercih edin

Ek masraflardan kurtulmanın ve iş ağınızı geliştirmenin en iyi yolu ortak çalışma alanlarını kullanmaktır. Pek çok şehirde etrafı farklı topluluklarla çevrilmiş ortak çalışma alanları bulunmaktadır. Vayable işini büyütürken Paris’te Mutinerie’de, New York’ta Fueled Collective’te ve San Francisco’da RocketSpace’te çalışmıştır. Tüm bu ortak çalışma alanları aynı zamanda güçlü girişim topluluklarının bulunduğu yerlerdir.

Korkusuzca irtibat kurun

Bir yere gittiğinizde vaktinizi ve paranızı daha verimli harcamak için elinizden geldiği kadar çok toplantı yapmalısınız. Gittiğiniz her yerde kimlerle konuşacağınızı bilin ve toplantılarınızı önceden ayarlayın. Biriyle görüşme ayarladığınızda her zaman orada sınırlı vakit geçireceğinizi karşınızdakine bildirin ve o kişiden o bölgede başka kimlerle görüşmeniz gerektiğini öğrenin. Gün içinde beklenmedik toplantıların karşınıza çıkma ihtimaline karşı programınızda yarım saatlik boşluklar bulundurun.

Bulunduğunuz yerde o bölgenin yerlileri ile konuşun

Yolda geçirdiğiniz zaman evdekinden çok daha değerlidir. Bu yüzden gittiğiniz yeri yüzeysel olarak geçmediğinizden emin olmak için, o bölgede yaşayan, bölgeyi tanıyan insanlarla konuşun. Onlara ne yapmak istediğinizi nerelere gittiğinizi ve kimlerle tanıştığınızı anlatın. Bulunduğunuz bölgede bir şey atlamadığınızdan emin olmak için tavsiyelerini alın.

 

Kaynak:

Going Global: The Secret to Being Everywhere at Once

The post Globale Giderken: Aynı Anda Birden Fazla Yerde Olmanın Sırrı appeared first on Etohum.

25 Aralık 2013 Çarşamba

Girişiminizin Bir Kişiliği Var Mı?

Dünyanın en iyi markalarını ve şirketlerini düşündüğümüzde genellikle görüntülerle duyguları aynı anda harekete geçiren marka kimlikleri olduğunu görürüz. Virgin Airlines, karizmatik kurucusu Richard Branson ile birlikte birinci sınıf hizmeti ve eğlenceyi sunmak için çalışan bir şirkettir. Apple markası, tasarladığı ürünlerle kullanıcılarına sadeliği ve şıklığı hissettirmek için çalışır. Nike; size harekete geçebileceğinizi hissettirmek için “Just Do It” sloganını kullanmaktadır.

Tabi ki bu büyük şirketler mesajlarını iletmek ve kültürlerini kişilerle eşleştirmek için pazarlama ve marka aktivitelerine milyon dolarlar harcamaktadır. Fakat yüksek rekabetin olduğu iş dünyasında, dünyayla iletişime geçebileceğiniz, kim olduğunuzu, nasıl çalıştığınızı ve müşterilere ne sunduğunuzu anlatmanın pek çok yolu vardır. Şirketinize bir pazar oluşturmak için kalabalığın ortasında durup hatırlanmaya değer olmanız gerekmektedir.

Şirketinize dürüstçe bakın. Gerçekten istediğiniz enerjiyi, değeri ve kişiliği yansıtıyor mu? Bunu yapmanıza yardımcı olabilecek, inandığınız değerlerle şirketiniz ve hedef pazarınızı uyumlu hale getirecek belirli üç adım bulunmaktadır.

Şirketinizin temel değerlerini yeniden keşfedin

Eğer hâlihazırda şirketinizin temel değerlerinin neler olduğunu belirlediyseniz gerçekten iyi bir iş çıkarmışsınız demektir. Eğer belirlemediyseniz, öncelikli olarak yapmanız gereken iş, bu değerlerin neler olduğunu bulmaktır.  Temel değerlerinizin ve inançlarınızın neler olduğunu anlamak ve anlatmak; çalışanlarınızın, olası müşterilerinizin, mevcut müşterilerinizin ve iş ortaklarınızın gerçekte neye inandığınızı bilmelerini sağlar. Bu şekilde sizden neyi bekleyip beklememeleri gerektiğini, bu değerlerle nerede uyup uymadıklarını anlayacaklardır.

Video hazırlayın

İnsanlar diğer insanlarla iş yaparlar bu yüzden işinize kendi kişiliğinizi yansıtmanın, şirketinizin temel değerlerini anlatan, müşterilerine bağlılığını ve topluluğuna kattığı değeri gösteren videolardan daha kolay bir yolu yoktur. Şirket videolarınızı hazırlarken eğlenin ve tüm şirketinizin bu videoya dâhil olmasını sağlayın. Bu videoları web sitenize koyun ve sosyal medyada paylaşın. Eğer iletişimde bulunduğunuz insanlara sürekli doğru mesajı verdiğinizden emin olmak istiyorsanız, bir video bunu sizin yerinize gerçekleştirecektir. Teknolojik imkânlar sayesinde kendi başınıza kolayca yapamayacağınız bir işi bu şekilde başarmış olacaksınız.

Telefon görüşmelerini kişiselleştirin

Birisi şirketinize telefon ettiğinde, o kişiye şirketinizin nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu göstermek için harika bir fırsata sahip olursunuz. Şirketinizde şu an gelen aramalar nasıl yanıtlanmaktadır?  Şirketteki tüm çalışanların müşteri telefonlarına yanıt verirken şirketinizin değerlerini yansıtan bir cümle ile arayan kişiyi karşılamasını sağlamak, işinizin kişiliğini yansıtmak için etkili bir yoldur. Şirket telefon sistemlerinizde kullandığınız teknolojiye bağlı olarak vermek istediğiniz mesajı sesli yanıt sistemine kaydedebilir, müşterilerinizin telefonda sizi beklerken kurumsal mesajınızı dinlemesini sağlayabilirsiniz.

Yukarıda özetlenen bu basit yaklaşımlar şirketinizin temel değerleri ile doğrudan iletişim kurulmasını sağlayacaktır. Eğer çalışanlarınız telefonlara yalnızca şirket adı ile yanıt veriyorsa, şirketin temel değerleri net değilse, elinize kamerayı alıp hala bir video çekmediyseniz kalabalığın ortasında ayakta duran, hatırlanmaya değer bir şirket olma yolunda büyük bir fırsatı kaçırıyorsunuz demektir. Şirketinizin hatırlanmaya değer olması için ilkelerinin olmasını, bir kişiliğinin olmasını sağlayın ve bunu tüm dünyaya yansıttığından emin olun.

 

Kaynak:

Does Your Business Have Personality?

The post Girişiminizin Bir Kişiliği Var Mı? appeared first on Etohum.

24 Aralık 2013 Salı

Satın Alma Sürecinizi Yöneten Kişileri Tanıyor Musunuz?

Birçok girişimci hedef pazarının kim olduğunu belirlerken herkesin bu segmentte yer aldığını hissettiği için başarısız olmaktadır. Geliştirdiğiniz ürün gerçekten herkese ya da her şirkete fayda sağlıyor olabilir fakat herkes bu ürünü satın alma kararını verme yetkisine ya da yeteneğine sahip olamaz. Başarılı bir satış ortamı oluşturabilmek için bu yüzden karar vericilerinizin demografik özelliklerini bilmek durumundasınız.

Son kararı verecek olan müşteri seviyesi mi, insan kaynakları mı, başkan vekili mi, evdeki eş mi, yoksa bölüm yöneticisi mi? Ortamda tek bir karar verici mi bulunuyor yoksa birden fazla mı? Eğer birden fazla ise her biri için ürün ya da servisinizin sağladığı belirli faydalar nelerdir?

Her bir satın alma kararında dört satın alma rolünün olduğunu hatırlamakta yarar var:

1.       Çeki yazan kişi2.       Ürün ya da servisin teknolojik özelliklerinin problemi çözüp çözmediğini değerlendiren kişi3.       Ürün ya da servisi direkt kullanacak olan kişi ya da kişiler4.       Satın alma sürecini yöneten kişi ya da kişiler

Her bir satış rolünün nasıl görev aldığını bilmek bir satış sürecini başarılı bir şekilde yürütmek için gerekli ve önemlidir.

Satın alma sürecini yöneten kişi/kişiler

Eğer bir ürünü B2B ya da B2C satmayı hedefliyorsanız, ortamda birden fazla satın alma süreci bulunuyor demektir. Bu yüzden satın alma sürecini yöneten kişiye ya da kişilere ihtiyacınız olacaktır. Son dönemlerde araba satın almak gibi yapılan büyük bir kişisel harcama için tavsiye verdiğiniz kişileri düşünün. Eğer bir karı-koca ekibi için pazarlık ediyorsanız onları önceden beğendikleri bir arabayı gördüklerinde heyecanlı davranmamaları ve ortada önemli bir durum yokmuş gibi davranmaları konusunda uyarırsınız. Araba galerisindeki satış ekibi de araba satın alacak çiftlerin önceden sözleştiğini bilir ve ortaya zekice planlanmış bir fırsat sunarak çiftlerin birbirleri ile konuşmasını sağlar. Böylece içeriden bilgi alarak satışı kendi istediği şekliyle yönlendirebilmiş olacaktır.

Aynı olay bir iş kolu için de geçerlidir. Örneğin bir yazılım ürünü satıyorsunuz ve orta düzey bir yönetici ile iletişime geçtiniz. Bu kişinin o şirkette ürünü değerlendiren kişi olduğunu farz edelim. Bu kişi yazılımın mevcut problemlerini tüm yönleri ile çözüp çözmediğini değerlendirecektir. Fakat bu kişinin sattığınız ürünü değerlendiriyor olması, başarılı bir satış gerçekleştireceğinizi garantilemez. Bu yüzden süreci başarı ile tamamlamak için ürünü kullanacak kişilere ve parayı ödeyecek kişiye ihtiyacınız vardır.

Diyelim ki teknolojik olarak ürünü değerlendiren kişi, problemin bu çözüm ile tamamen karşılanabileceği kanısına vardı. Bu aşamaya geldiğinizde ürünü değerlendiren kişiden, diğer karar vericileri ikna edebilmeniz için gerekli olan bilgileri edinmelisiniz. Aşağıdaki sorular ek bilgi almanızda size yardımcı olacaktır:

Çözümünüz ürününüzü kullanacak kişilerin işini nasıl kolaylaştırmaktadır?Son kullanıcıların yazılımınıza kolayca adapte olabilmesi için neler gerekmektedir?Problemin çözülememesinin şirkete finansal etkisi nedir?Çeki yazacak kişinin araştırdığı diğer ürünler neydi? Bu ürünleri satın almamasının sebepleri nelerdir?

Neden ve nasıl soruları bilgi almak için oldukça önemlidir. Parayı ödeyecek kişinin kullandığı satın alma süreci nedir? Karar vericilere “doğru” çözüm nasıl görünmektedir? Satın alma sürecini yöneten kişi, bir satış sürecinin en değerli parçasıdır.

Satış sürecini yöneten kişi resepsiyon görevlisi gibi şirketin giriş seviyesinde olan biri de olabilir. Bu kişiden alacağınız en değerli bilgi, şirketin içerisinde süreçlerin nasıl ilerlediğini öğrenmektir. Süreci yöneten kişi şirketle birebir bağlantısı olmayan bir danışman da olabilir. Fakat bu kişinin bağlantıları, şirketi tanıyor olması satış sürecini başarı ile kapatmak için oldukça kıymetlidir.

Son kullanıcılar

Bu kişiler sunduğunuz ürün ya da servisi birebir kullanacak kişilerdir. Muhtemelen bir şirkette çalışırken yönetim ekibinin size bir dizi yazılım, donanım ürününü ya da yeni bir süreci tanıttığına şahit olmuşsunuzdur. Ürüne bakar, dokunursunuz. Diğer çalışanlarla bu yeni ürün hakkında fikir alışverişi yaparsınız. Tüm bu süreçlerden sonra ancak o ürünün sizin için doğru olmadığına karar verirsiniz. Eğer ürünü kullanmak zorsa, işinizi kolaylaştırmıyorsa, formatı bir öncekinden farklıysa ve mevcut iş yükünüze yeni bir yük ekliyorsa o ürünle çalışmak istemezsiniz. Böylece proje başarısız olur.

Bu yüzden son kullanıcının ürünü benimsemesi kritiktir. Son kullanıcıları kazanmanın en iyi yolu eğer mümkünse onlara ürünün ücretsiz versiyonunu sunmaktır. Deneme süreci sonlandığında ürünü kullanan kişiler değerlendirmelerini iletecek ve ürünü derecelendirecektir. Eğer ürünün deneme süresinde son kullanıcıların çoğunu kazanırsanız diğer karar vericilerin sizi tercih etmesinde büyük bir etki oluşturmuş olacaksınız.

Ürünü değerlendiren kişi

Bu kişi ürünün şirketin gereksinimlerini karşıladığından emin olmakla görevli kişidir. Ürünün boyutu doğru mu? Diğer donanım, yazılım ya da elektrik altyapısı ile birlikte çalışabiliyor mu? Kullanımı kolay mı?  Bu ürünün kullanılabilmesi için şirketin ek bir fiziksel binaya donanıma ya da ekstra çalışana ihtiyacı olacak mı?

Bu kişi çoğu zaman sizi yarış dışı bırakmak için sebepler arayan kişidir. Size hayır demek için mutlak bir sebep arayacaktır. Bu kişiler genellikle küçük nedenlerden dolayı birçok kişiyi eleyerek hâlihazırda tanıdıkları ve gereksinimlerini bilen kişilerle çalışmak isterler.

Diğer bir yandan ürünü değerlendiren kişi aynı zamanda sizi diğer karar vericilere önerebilecek en uygun kişidir. Bu yüzden bir ürün değerlendiriciye giderken en iyi şekilde hazırlanmalısınız. Bu kişinin minimum ihtiyaçlarını bilmek size uzun vadede satış başarısı getirecektir.

Ödemeyi yapan kişi

Ödemeyi yapacak kişi dışındaki tüm karar vericilerin kendisine göre bir ajandası, bir ihtiyaçlar listesi vardır. Özellikle bu kişi başkan ya da üst yönetim seviyesinden biriyse daha da dikkatli olmalısınız. Diğer tüm alıcılar şimdi burada olanla ilgilenirken, üst yönetimden bir kişi işin gelecekte nasıl olacağını hesaplamaktadır. Bu kişi yalnızca şimdiki giderleri ve etkiyi değil, projenin uzun vadedeki maliyetini ve etkisini düşünür.

Bu kişiyle girilecek en iyi pozisyon, çözümünüzün tüm yönlerinin boş bir zeminde nasıl göründüğünü anlatmak olacaktır. Eğer ürün kabul görürse bu şirketin bir iş ortağı olacak ve bu çözümle ilgili vizyonun nasıl olacağını inşa edeceksiniz.

Eğer son karar verici ile sürecin erken dönemlerinde tanışma fırsatınız varsa, bu kişiye çözümünüzün şirketle nasıl örtüşeceğini göstermek yararınıza olacaktır. Eğer karşı karşıya kalınan problemi çözme konusunda gerçekten yardımcı olabiliyorsanız, şirketin görüştüğü diğer firmaların çözümleri sürekli sizin çözümünüzle karşılaştırılıyor olacaktır. Bu durum avantajınıza olacaktır.

Bu yüzden son kararı veren kişiyle görüşürken bir danışman, bir yol göstericisi hatta bir iş ortağı gibi davranın. Uzun vadede sunduğunuz ürün ya da servisin şirketin zorluklarını nasıl çözdüğünü, gelecekte nasıl çözeceğini gösterin.

Son olarak satın alma sürecindeki her bir karar verici sizi kendi frekansında dinler. Sattığınız ürün her ne olursa olsun, her bir karar vericiye onun için ne sunduğunuzu göstermelisiniz. Süreçteki her bir karar vericinin ihtiyaçlarını ve şirketteki pozisyonlarını bilmek size en büyük avantajı sağlar. Unutmayın, eğer siz karar vericilere istediklerini verirseniz, onlar da size istediğinizi verecektir.

Kaynak

Know your target market

 

The post Satın Alma Sürecinizi Yöneten Kişileri Tanıyor Musunuz? appeared first on Etohum.

21 Aralık 2013 Cumartesi

Youtube’da Şirketinizin Tanıtımını Nasıl Yapabilirsiniz?

Birçok insan işinin tanıtımını Youtube’da yapmaktan çekinmektedir. Aslında Youtube’da en çok izlenen videoların çoğu profesyonel olmayan çekimlerdir. Videolarda genel olarak biri kameranın karşısına geçip en iyi neyi biliyorsa onu kaydedip Youtube’da yayınlamaktadır. Bu yapabilmek için herhangi bir pahalı cihazınızın olmasına gerek yoktur. Bu yüzden bir tanıtım videosu hazırlayıp aşağıdaki tavsiyelerle başarılı bir tanıtım kampanyası yürütmeniz mümkündür.

İşe yarayan yöntemleri kopyalamak

Tekerleği yeniden icat etmenin anlamı yok. Genel olarak videoların içeriği ya eğlenceli, ya garip ya da yararlı içeriklerdir. Bir öğleden sonranızı Youtube’deki videoları izleyerek nelerin başarılı olduğunu keşfetmek için harcayın. Sizin bulunduğunuz pazarda en çok izlenen, en çok yorum alan ya da en çok abone olunan videoları bulun. Onların doğru yaptığı şeyler nedir?

Anahtar kelimeleri her yere koymak

İnsanların sizin videonuzu bulmasını sağlamanın en iyi yolu video başlığında, video tanımında ve etiketlerde anahtar kelimeler kullanmaktır. Anahtar kelimenize benzer kelimeleri bulmak ve etiketlerinize eklemek için Google’ın anahtar kelime aracını kullanabilirsiniz. Örneğin videonuzun içeriği domates yetiştirmekle ilgiliyse anahtar kelimenizi aşağıdaki gibi yerleştirebilirsiniz:

Başlık: Domates nasıl yetiştirilir

Tanım: http://www.SitenizinAdresi.com – Nasıl domates yetiştirildiğini bilmek ister misiniz?

Etiketler: domates yetiştirmek, domates nasıl yetiştirilir, kendi domateslerinizi yetiştirin

Popüler videoların anahtar kelimelerini kullanmak

Alanınızla ilgili popüler videoları bularak kullandıkları etiketleri kopyalayın. Bu şekilde videonuz “Önerilen Videolar” başlığı altında listelenecek ve videonuzun beğenilirliği artacaktır.

İlgi çekici bir küçük resim belirlemek

Videonuzun listeleneceği küçük resmi düzenlemek için hesabınıza gidip à Videolarım àDüzenle seçeneğini seçin. Buraya insanların ilgisini çekecek bir küçük resim ekleyin.

Youtube kanalını özelleştirmek

Videolarınızı Youtube’a eklemeden önce kanalınızı daha ilgi çekici olacak şekilde düzenleyin. Bu alana şirketiniz ya da kendiniz hakkında bilgiler ekleyerek, bu sayfadan şirketinizin web sitesine bir link verin.

Videonun tanıtımına link eklemek

Eklediğiniz videonun tanıtım kısmına videoyu izleyenlerin doğrudan sitenize erişebilmesini sağlayacak bir link ekleyin.

İnsanları harekete geçirmek için çağrı yapmak

Youtube’da insanları harekete geçirmek için aşağıdaki çağrıları kullanabilirsiniz:

Lütfen bu videoyu derecelendirinBeni Twitter’dan takip edinBeni Facebook’ta bulunVideolarıma abone olunDaha güzel videoları izlemek için blogumu ziyaret edinKendi sitenizde bu videoyu kullanınLütfen yorumlarınızı bırakınBu videoyu arkadaşlarınıza gönderinKanalımı ziyaret edin

Youtube her zaman videoların üzerine yazı eklemenize izin vermektedir. Bu yazı alanlarını insanları harekete geçirmek için kullanın.

Yumuşak satış

İnsanlardan videonuzu izledikten hemen sonra bir şeyler satın almasını talep etmemelisiniz. Çoğu insan bir video izleyerek satın almaya hazır hale gelmez. Daha iyi sonuçlar almak için bir pazarlama stratejisi geliştirmelisiniz. Örnek verecek olursak:

Youtube’da Videoyu İzle à Bloguma Git ve Daha Çok Video İzle à Özel Videolarımı İzlemek İçin Kayıt Ol (Bu yolla izleyenlerin e-posta adreslerini alabilirsiniz) à Düşük Fiyatlı Bir Ürünün Satışını Deneyin à Bir Önceki Önerdiğiniz Ürünü Satın Alan Kullanıcılara Daha Yüksek Fiyatlı Bir Ürün Satmayı Deneyin

Video Geri Bildirimleri

Sizinkine benzer videoları araştırın ve eğer içerikler birbiri ile uyuşuyorsa bu videolara geri bildirim olarak kendi videonuzu gönderin. (Fakat spamlemeyin) Bu şekilde benzer videoları izleyen kişileri sizin videonuzu izlemesine teşvik edebilirsiniz. Bu da videonuzun trafiğinin artmasını sağlayacaktır.

Oynatma listesi oluşturun

Oynatma listeleri videolarınızın birçok insan tarafından izlenmesini sağlamak için oldukça etkili bir yoldur.

Videonuzu yeni bir oynatma listesine ekleyinBenzer konuda başka insanların oluşturmuş olduğu en iyi videoları bu listeye ekleyinOynatma listeniz için ilgi çekecek zekice bir isim seçin

 

Youtube sosyal bir ağdır

Youtube yalnızca bir video paylaşım sitesi değildir, aynı zamanda bir sosyal ağdır. Buradan arkadaşlarınızı ekleyebilir, onlara mesaj gönderebilir, gruplara davet edebilir, kendi grubunuzu oluşturabilir ve Youtube kullanıcıları ile etkileşime geçebilirsiniz.

Videolarınızın tanıtımını yapın

Youtube’a bir video yüklemek yeterli değildir. Aynı zamanda eklediğiniz videoların tanıtımını yapmalısınız. Bunun için aşağıdaki fikirleri kullanabilirsiniz:

Videolarınızı sitenizin bloguna gömülü olarak ekleyinVideonuzun Youtube linkini arkadaşlarınıza e-posta ile gönderinTanıdığınız insanlardan videonuzu çevresindekilerle paylaşmalarını isteyinVideonuz hakkında bir makale hazırlayın ve bunu forumlara gönderinVideonuzu Facebook, Linkedin, Twitter ve diğer sosyal ağlarda paylaşınİnsanlardan paylaşmasını isteyin. Sosyal ağlarda bir şey paylaşırken “Lütfen Retweet Edin” ya da “Arkadaşlarınızla Paylaşın” demek gerçekten işe yarıyor.

Kaynak:

12 Tips for Using YouTube to Promote Your Business

 

 

 

The post Youtube’da Şirketinizin Tanıtımını Nasıl Yapabilirsiniz? appeared first on Etohum.

20 Aralık 2013 Cuma

Dijital Yaşamınızı Güncelleyin

Bazen verimsizlik değiştirilemez

1870 yılında daktilo icat edildiğinde, hızlı yazmak tuşların sıkışmasına neden oldu. Böylece sıkışma olasılığının azaltılması, boşa zaman ve etkinlik kaybının önüne geçilmesi için sık kullanılan harfler (sd gibi) yan yana getirilerek günümüz klavye düzeninin oluşturulmasını sağladı.Q düzeni olarak adlandırılan klavyeye bakarsanız neden bu değişime ihtiyaç duyulduğunu görebilirsiniz. Birilerinin daktilo sıkışıklığından şikâyet etmesinden günümüz klavyesine geçilmesinden sonra aslında bir dizi daha etkili klavye tasarımı üretildi. Fakat insanlar alıştıkları bu düzeni bırakmak istemiyorlar. Daha iyi bir yol olmasına rağmen biz insanlar alışkanlıklarımıza takılıp kalırız. . Ekonomistler bu olayı kilitlenme fenomeni olarak adlandırmaktadırlar.

Her birimizin kendine has geliştirdiği alışkanlıklar vardır ve yalnızca birkaç teknoloji ya da hizmet bu alışkanlığı değiştirmemizi ve kendimizi geliştirmemizi sağlar. İşte bunlardan birkaçı:

E-posta

Birincisi, e-posta silmek artık geçmişte kalan bir olaydır. Eğer hala e-postalarınızı siliyor ya da “posta kutunuz dolu” mesajı alıyorsanız eski bir alışkanlığa takılıp kalmışsınız demektir. Google’ın Gmail’i epostalarınızı arşivlemeniz için size oldukça büyük bir alan sağlamaktadır. Gelecekte hangi epostanın işinize yarayacağını asla bilemezsiniz, bu yüzden mailleri arşivlemek önemlidir.

İkincisi, e-posta kutunuzu yapılacak işler listesine göre düzenleyebilirsiniz. Böylece e-posta kutunuzun boş olması şu anda yapılacak kritik bir işinizin olmadığı anlamına gelir. Geliştirilen Mailbox mobil uygulaması ile size gelecekte hatırlatılmasını istediğiniz işlerle ilgili e-postaları  “Bugün”, “Bugünden Sonra”  ya da belli bir zaman diliminde gösterilmesi için düzenleyebilirsiniz. Bir e-posta ile ilgili işaretlediğiniz zaman dilimi geldiğinde, o e-posta; posta kutunuzda tekrar belirecektir.

Mesajlaşma

Mesajlaşma ile ilgili olarak WhatsApp , farklı platformlar arasında oldukça başarılı çalışan bir uygulamadır. Kariyeriniz bu mesajlaşma planına bağlı değildir fakat bu uygulama ile kolayca dünyanın herhangi bir yerinden yurtdışında olduğunuzu ya da olacağınızı bildirebilirsiniz.

Twitter’a gelecek olursak, pek çok insan neden Twitter’ın gerekli olduğunu anlamakta ya da nasıl kullanacağına dair zorluklar yaşamaktadır. Mesajlarınızı Tweet olarak düzenlediğinizde bu platformu kullanmaya hazırsınız demektir. Bir gruba mesaj atmak yerine tweet atın. Güzel bir fotoğraf mı çektiniz, tweetleyin. Bu ortamdan aynı zamanda insanlara cevap da yazabilirsiniz. Twitter’ın bir diğer sihirli yanı ise buradan şirketlere ya da ünlülere mesaj atabilirsiniz. Başlangıçta mesajlaşmanın daha kapalı ve doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyor olsanız da bir kez normal mesajlaşma yerine Twitter kullanmaya başladığınızda ve insanlar size cevap verdiğinde kendinizi daha rahat hissedeceksiniz. Bu şekilde sosyal ağlarda daha akıcı bir şekilde konuşmaya başlayacaksınız.

Telefonlar

Telefonlarla ilgili yaşanan bir kilitlenme anı da herkesin sabit hatlardan cep telefonlarına atlaması ve bir daha geriye bakmaması olarak düşünülebilir. Sabit hatlarda kalmak Q-Klavye ’de kilitlenmek gibi görünse de yeni telefon teknolojileri ile ofis yönetimi oldukça kolay bir hale gelmiştir. AT&T’nin Syn248 sistemi gibi sabit hatlarda otomatik sesli mesaj ve yönlendirme servisleri işinize oldukça büyük bir esneklik kazandırabilir.

Yenilikler karşısında bir klavye olmayın!

E-posta, mesajlaşma ve telefonlar hepimizin her gün kullandığı ve alışkanlıkların en zor değiştirilebildiği iletişim formlarıdır. Gelen kutunuzu yeniden düzenlemek, mesajlaşma yerine Twitter kullanmak ya da yeni bir telefon sistemi kullanmak işkence gibi görünebilir. Yeni bir zorlukla karşılaştığımızda oturup daktilo hikayesini hatırlamalıyız. Bir daktilo gibi kilitlenen ve değişmeyen biri haline gelmek istemezsiniz. İyi bir işin anlamı çevik olmak ve pazardaki gelişmelere, yeniliklere adapte olmak demektir. Bu değişimleri takip edip etmemek tamamen size kalmış…

 

Kaynak:

Upgrade your digital life

The post Dijital Yaşamınızı Güncelleyin appeared first on Etohum.

18 Aralık 2013 Çarşamba

Olası Müşterilerinizle Nasıl İletişime Geçmelisiniz?

Yeni müşteriler elde etmek için bilgi toplamak bir işin can damarıdır. Bunun için birçok yöntem bulunmaktadır: web, basılı tanıtım dokümanları, doğrudan posta, tele pazarlama, fuarlar ve satış temsilcilerinin soğuk temasları… Birçok işletme sahibi listelenen her bir sürecin kişi başına düşen maliyetinin ne kadar olduğunun farkında değildir.

Birçok senaryoda satışı tamamlamak için satış temsilcilerine ihtiyaç vardır. Fakat diğer pazarlama metotlarını kullanarak şirketinizin marka bilinirliğini ve kredisini arttırıp, gelecekteki müşterilerinizi hazırlamak ve satışları başarı ile kapatmak mantıklı değil midir?

Olası bir müşteri ile iletişime geçmeden önce kiminle karşı karşıya olduğunuzu bilmelisiniz. Satışçıların çoğu ihtiyaç duydukları bilgiyi alabilmek ve satış yapabilmek için randevu almaya çalışır. Ve çoğu zaman ancak bir arpa boyu yol kat ederler. İşi bu şekilde yürütmek yorucu ve cesaret kırıcıdır. Bu yüzden pek çok satış yöneticisi kotasını dolduramamakta ve uzun süren eforların sonunda satışı kapatamamaktadır. Bu yüzden ürünü satın almak isteyen ve satın almaya hazır olan kişileri hedefleyerek onlar hakkında araştırma yaptığınızda, süreci iyi yönetebilir ve başarılı bir iletişim kurabilirsiniz.

Hazırlanın. Görüştüğünüz kişiyi ve iletişimde olduğunuz şirketi tanıyın. İletişime geçeceğiniz şirkette şu an neler olduğunu biliyor musunuz? Şirket başka bir şirket tarafından mı satın alınıyor yoksa başka bir şirketi mi satın alıyor? Karları yükselişte mi yoksa düşüşte mi? Şirketin web sitesinde ya da internette şirketle ilgili haberlerde belirgin bir değişiklik ya da oluşum var mı? İletişim kurmak istediğiniz kişi hakkında ne biliyorsunuz? Bu kişi şirkette yeni mi? Son zamanlarda bir terfi mi almış? Şirket ya da görüşeceğiniz kişi ile ilgili Facebook ya da diğer ortamlarda herhangi bir bilgi var mı?

Görüşmeden önce konuşmanızın bir metnini hazırlayın. Pek çok kişi ürününün zaten çok iyi olduğunu, zaten müşterilerin kendiliğinden bu ürünü satın almak isteyeceklerini düşünür. Bu kişiler asla bir cümleyi ikinci kez kurmazlar, bu yüzden bilgi toplarken ve randevu alırken neyin işe yarayıp neyin yaramadığı konusunda bir fikirleri yoktur. Konuşmanızın bir metninin olması bir robot gibi davranmanızı gerektirmez. Hazırladığınız metin ile kurduğunuz cümlelerin tutarlı olması yeterlidir.

Hazırladığınız metne yeni cümleler eklediğinizde kendinizi test edin. Olası müşteriler üzerinde daha iyi sonuçlar alıyorsanız, bu kelimeleri kullanmaya devam edebilirsiniz. Aksi takdirde eski metninizi kullanmak isteyebilirsiniz.

Kendinize bir hedef belirleyin. Olası müşteriler için araştırma yapmak, bilgi toplamak satış sürecinin genelde en az sevilen aktivitelerden biridir. Bu süreç koşu bandında koşmak gibidir, eğer süreç boyunca kendinize bir hedef belirlemezseniz canınız ilk yandığında o ortamdan uzaklaşmak isteyeceksiniz. İşinizin türüne, pazarın büyüklüğüne ve satış sürecinin uzunluğuna göre her gün için listenize yeni olası müşteriler eklemeniz önerilmektedir.

Yeni olasılıkları listenize ekleyene kadar çalışmaya devam etmelisiniz. Her bir gün ve hafta için belirli sayıda randevu ayarlamayı hedef olarak belirleyin. Bunu yaparak pek çok satış temsilcisinin ya da iş adamının düşmüş olduğu hataya düşmeyeceksiniz.

İyi bir CRM yazılımı kullanın. Yeni bir müşteri kazanmak için harcadığınız eforun sonuçlarını takip etmelisiniz. Sadece randevu ayarladığınız yeni olası müşterileri değil, kaybettiğiniz ya da asla müşteriniz olmayacak kişileri de takip ediyor olmalısınız. Şimdiye kadar tamamladığınız süreci ya da satış ekibinizin eforunu sıfırdan tekrar yapmak maliyetli bir iştir. Bu yüzden CRM verilerinizi haftalık olarak analiz etmek için kendinize vakit ayırın. Görüşmekte olduğunuz insanlar, satışa dönen görüşmeler, satıştan elde edilen gelir ve müşteriden elde edilen geliri öncelikli olarak takip etmeniz önerilmektedir. Bu şekilde ne kadar etkili çalıştığınızı görmüş olacaksınız. Aynı zamanda etkinliği arttıran trendleri de görme şansına sahip olacaksınız.

Süreçte bir gerileme ya da durağanlık fark ettiğinizde olabildiğince hızlı düzeltmek için nedenlerini bilmeniz gerekir. Bu yüzden hangi müşteriden ne kadar kazandığınızı bilmek oldukça motive edici bir bilgidir. Bu bilgi, her iletişime geçtiğiniz kişinin size ne kadar getirdiğini bilmek demektir. Eğer bir kişiyle her görüşmeniz size 1000 dolar kazandırıyorsa, o kişi ürünü satın alsın ya da almasın siz ve satış ekibiniz yeni müşteriler aramak için motive olacaktır.

 

Kaynak:

Prospecting/Target Marketing and Setting Appointments

 

The post Olası Müşterilerinizle Nasıl İletişime Geçmelisiniz? appeared first on Etohum.

17 Aralık 2013 Salı

Dönüşüm Optimizasyonu ve İlişkilendirmenin Artan Önemi

Bu makale Cemal Büyükgökçesu tarafından kaleme alınmıştır.

Sadece online, sadece offline veya karma iş modeline sahip olsun; perakendecilerin son dönemde en çok konuştukları kavramlardan ikisi: Dönüşüm Optimizasyonu ve İlişkilendirme (Attribution). Ve bu kavramlar, dünyanın hemen her yerindeki perakendeciler tarafından anlaşılmaya ve uygulanmaya çalışıyor. Yani belli bölgelere özgün öncelikler değil. Son 3 aydır Avustralya’nın en büyük perakendecileri ile dönüşüm optimizasyonu ve ilişkilendirme modelleme odağında projeler yapıyoruz. Bu çerçevede konu hakkındaki düşüncelerimi ve bu kavramların geleceği hakkındaki öngörülerimi paylaşmak istiyorum.

Avustralya perakende ekosisteminin en büyük önceliklerinden biri dönüşüm optimizasyonu, çünkü buradaki perakendecilerin e-ticaret dönüşüm oranları, İngiltere ve Amerika’daki muadillerinin gerisinde. Bunun birçok nedeni var:

- Avustralya online perakendecilikte olgun pazarlar içerisinde kategorize edilse dahi Amerika ve İngiltere olgunluğunda olduğu söylenemez. Avustralya fiziksel mağazacılığında kuvvetli birçok perakendecinin aşmaya çalıştığı sorun, online operasyonları fiziksel mağazacılığa entegre etmek ve kullanıcıya farklı kanallarda aynı rahatlıkta bir tecrübe yaşatabilmek. Avustralya’da fiziksel mağazacılığın kuvvetli birçok oyuncusu için e-ticaret operasyonları yatırım ve geri dönüş anlamında soru işaretleri içeriyor. Dolayısıyla, kullanıcının dönüşüm sürecinden ayrılmasına neden olan en önemli 3 konuya (taşıma ücreti, kullanıcı dostu online içerik iyileştirmeleri, online destek) yapılan yatırımlar yetersiz kalıyor.

- Avustralyalı tüketiciler için mağaza içi alışveriş yapmak oldukça konforlu, birçok büyük perakendecinin oldukça yaygın ve gelişmiş bir mağaza ağı mevcut, bu da tüketiciler için mağaza erişimini oldukça kolay kılıyor. Dolayısıyla “katalog” reklam modeline yapılan yatırımlar da oldukça fazla.

- Üstteki iki nedenin neticesinde perakendeciler, web sitelerini satış kanalından ziyade bir pazarlama kanalı olarak konumlandırıyor ve dijitale yapılan yatırımlar bu odakta gerçekleşiyor. Bunda, Amazon gibi büyük oyuncuların Avustralya pazarına henüz girmemiş olması da bir etken.

Bu tablo, e-ticaret dönüşüm oranlarının yükselmesi ve e-ticaretin perakendecilerin gelirlerindeki payını artırmasıyla dijital lehinde değişecek. %70’lere varan akıllı telefon ve %30 tablet penetrasyonuyla dünyanın en mobilize ülkelerinden biri olan Avustralya’da tüketici davranışı da son yıllarda büyük bir değişim geçiriyor. Sadece son 12 ayda tüketicilerin %72’sinin mobil cihazlardan ürün ve servis araştırdıkları ve %25’inin mobil ticaret yaptığı bir tüketici topluluğundan bahsediyoruz. Sadece Avustralya’da değil, dünyanın birçok pazarında da yaşanan bu değişim sürecinde, perakendecilerin e-ticaret operasyonları için dönüşüm optimizasyonuna odaklanmalarının ve doğru kaynak dağılımı için İlişkilendirme Modelleme konusuna eğilmelerinin önemi çok daha artacak. Dönüşüm Optimizasyonu ve İlişkilendirme kavramlarını kısaca tanımlamak gerekirse:

Online Dönüşüm Optimizasyonu: Dönüşüm (satış) odaklı bir çevrimiçi kanalın (websitesi, mobil site vb.) ziyaretçilerini müşteri yapma veya diğer bir deyişle ziyaretçilerin içerisinde dönüşüm gerçekleştirenlerin oranını artırma amaçlı yapılan çalışmalar bütünü.

İlişkilendirme: İlişkilendirme; istenilen sonuca ulaştıran kullanıcı davranışlarını tespit etme ve bu kullanıcı davranışlarına bir değer atama süreci demek. Bu süreç sonucunda pazarlamacılar, belirledikleri pazarlama hedeflerine (satışları artırmak, üye yapmak vb.) ulaştıran farklı davranış kümelerinden hangilerinin daha etkin olduğunu tespit eder ve bu davranış kümelerinin gerçekleştiği kanallara ve süreçlere daha fazla yatırım yaparlar.

Bu iki kavram birbirinden farklı da olsa kesiştikleri nokta dönüşümleri artırmaya destek olmaları. O nedenle dönüşüm optimizasyonu üzerinde çalışan bir uzman “ilişkilendirme modellemesini” dikkate almadan başarıya ulaşamayacağı gibi, “ilişkilendirme modellemesi” yapan bir uzman da “dönüşüm optimizasyonu” konusunu dikkate almadan tam verim alamaz. Alttaki şemada da görebileceğiniz gibi her iki kavramın esas amacı; “istenilen sonuçlara” ulaşma sürecini optimize etmek.

Dünyada (özellikle olgun pazarlarda) dönüşüm optimizasyonu konusunda uzmanlaşmış çok sayıda uzman ve kurum mevcut. Ayrıca e-ticaret dönüşüm optimizasyonu hakkında çok sayıda bilimsel araştırma, makale ve vaka çalışmalarını çevrimiçi bulmak mümkün. Diğer yandan “ilişkilendirme modelleme”; çok sayıda ekranın ve yeni kanalın (akıllı telefon, tablet, giyilebilir teknolojiler, akıllı TVler, oyun konsolları, vb.) tüketicilerin hayatına ve tüketim süreçlerine büyük bir hızla girmesiyle çok daha önem kazanan ve anlaşılmaya çalışılan bir konu. Avustralya örneğinde tüketicilerin en az %70’i alışveriş süreçlerinde birden fazla kanalla etkileşimde bulunuyor. Avustralyalıların %36’sı ise son 12 ayda aynı firmadan hem online kanaldan hem de mağaza içi alışveriş yaptıklarını söylüyor. Kullanıcı davranışlarındaki bu değişiklikler neticesinde aynı kullanıcıyı farklı kanallarda ölçümlemek zorlaştığı kadar, bu ölçümlemeyi yapabilmek firmaların gelecek stratejileri açısından son derece önemli bir hale gelmiş durumda. Eskiden sadece çevrimdışı pazarlama kanallarının etkinliğini pazar araştırmaları ile ölçümleyen pazarlamacılar, çevrimiçi dijital dünyanın tüketicilerin hayatında yer edinmesiyle önce çevrimdışı ve çevrimiçi pazarlama kanallarını karşılıklı ölçümlemeye başladılar. Ardından, çevrimiçi dünyanın birden fazla ekrana taşmasıyla çevrimiçi kampanyaların farklı ekranlar arasında ölçümlenmesi çalışmaları başladı. Son olaraksa, aynı tüketicinin çevrimiçi veya çevrimdışı tüm farklı kanallardaki davranışlarının aynı metriklerle bütünsel olarak ölçümlenmesi ve tüketicinin değerinin tespit edilmesi ihtiyacı doğdu. Universal Analytics kavramının gidermeye çalıştığı ihtiyaç da burada yatıyor.

Tüketicilerin çok kanallı alışveriş süreçlerinin dünyanın hemen her ülkesinde benzer aşamalardan geçtiğini tahmin etmek hiç de güç değil. Çok kanallı perakendecilikten tüketici odaklı kanal bağımsız perakendiciliğe geçiş sürecinde tüketicilerin kanallar arası etkileşimlerini ve davranışlarını ölçümlemek kurum stratejilerini şekillendirmede belirleyici olacak. Bu nedenlerden ötürü, “ilişkilendirme” konusuna hakim uzmanlar bulmak globalde son derece güç ve büyük bir ihtiyaç açığı var. Dönüşüm Optimizasyonu ve İlişkilendirme kavramlarının her ikisine de hakim ve büyük resme odaklanan uzman bulmak ise neredeyse imkansız. Mevcut uzmanlar ise hemen her pazarda müthiş talep görüyor ve uzun yıllar boyunca bu talep artarak devam edecek.

Peki bu konulara odaklanmak isteyen girişimci adayında olması gereken en önemli özellikler neler?

- “Performans iyileştirmesi” konusunda büyük bir tutkusunun olması

- Ölçümleme konusunun uzmanı olmalı

- Çok hızlı ilerleyen ve değişen dinamikleri takip edebilmek adına kendini sürekli güncelleyebilmeli, yarını öngörebilmeli, erken adımları atabilmeli

- Sayılarla arası iyi değil, çok iyi olmalı

- Hemen her yerde kullandığımız “analitik düşünme” kavramına en fazla ihtiyaç duyulduğu bir alan olmasından ötürü analitik düşünebilmesi

- Empati kurabilmeli, resme yukarıdan bakabildiği gibi pazarlamacının ve kullanıcının gözünden de bakabilme konusunda yetenekli olmalı

Türkiye’de doğup ülke sınırlarını aşan ve büyük başarılara imza eden genç girişimlerimiz gurur veriyor. Ancak ölçümleme, ilişkilendirme ve dönüşüm optimizasyonu alanlarında da global girişimler çıkarmaya mecburuz. Bu hem Türkiye perakende ve e-ticaret ekosisteminin başarısı, hem de global girişimcilik ölçeğinde ismimizi daha fazla duyurmamız için çok önemli. Bu yazının tüm girişimci adaylarında farkındalık yaratmasını dilerim.

 

Cemal Büyükgökçesu

buyukgokcesu.com

olcumleme.com

The post Dönüşüm Optimizasyonu ve İlişkilendirmenin Artan Önemi appeared first on Etohum.