Girişimcilik düşük bütçelerle, büyüme hedefine odaklanılarak ilerleyen bir iş olduğundan çoğunlukla sosyal sorumluluk çalışamaları için ‘erken’ olduğu düşünülebilir. Ancak sosyal sorumluluk artık iletişimin ve hatta pazarlamanın önemli bir parçası. Dolayısıyla sosyal sorumluluk, girişimler için de göz ardı edilmemesi gereken bir alan.
Girişimlerin sosyal yönü çok önemlidir. Türkiye’de yeni gelişmeye başlamış olsa da kâr etmeye odaklanmamış, topluma sosyal anlamda katkı sağlamayı amaçlayan girişimlerin dünya genelindeki sayısı da hiç yadsınacak seviyede değil. Ancak sosyal girişim olmasa da bir girişimi geleneksel şirketlerden ayıran şeylerden biri çevreye, yenilikçiliğe, inovasyona ilk günden itibaren değer vermesi ve işini bu durumları gözeterek inşa etmesidir.
Dolayısıyla bir girişim, ilk günden itibaren sosyal sorumluluk konusunda bir şirket kültürü yaratmak ve bunu zaman içerisinde geliştirerek ilerletmek durumunda. Peki bu konuda hangi adımlar izlenmeli?
Sosyal sorumluluğu görmezden gelmeyinEğer sosyal sorumluluk alanında aktif çalışmalar yapabilecek zamanınız/ekibiniz yoksa, bir nevi bekletme dönemi başlatabilirsiniz. Bu, sosyal sorumluğa karşı negatif durmaktan çok daha iyi. Günün birinde destek verebileceğiniz, işbirliği yapabileceğiniz bir sosyal sorumluluk çalışması mutlaka karşınıza çıkacaktır. Bu her zaman maddi bir kaynak da gerektirmeyebilir. Dolayısıyla sosyal sorumluluk için her zaman hazır olun.
Sosyal sorumluluğun ‘ölü yatırım’ olmadığını anlayınGeçmişte sosyal sorumluluk sadece büyük şirketlerin sosyal sorumluluk çalışmaları yapabileceği düşünülürdü. Zira binlerce çalışanı bulunan, okullar yaptırabilecek kadar parası bulunan şirketler onlardı. Ancak günümüzde sosyal sorumluluğun şirketlerin boyutlarıyla ya da kasasındaki para miktarıyla ilgili olmadığını anlamak gerekiyor. Zira sosyal sorumluluk yolunda uygulayacağınız strateji maddi yatırımları da gerektiriyorsa bunun bir ‘kazan – kazan’ durumu olduğunu unutmamak gerekiyor.
Yapılan araştırmalar sosyal sorumluluk çalışmaları yapıp toplumsal sorunlara duyarlılık gösteren, çevreyi koruyan, etkinliklerle ve bağışlarla destek veren şirketler kullanıcıların gözünde değerli hale geldiğini gösteriyor. Yani bu bir pazarlama çalışmasıyla aynı etkileri yaratabiliyor. Üstelik kullanıcılar, sosyal sorumuluk ile sempati duyduğu şirketlerin ürünlerine daha fazla ödemekten de çekinmiyor. Dolayısıyla hem sosyal sorumluluk sayesinde sorunları çözüp topluma destek verebilir, hem de kullanıcılar karşısında imajınızı güçlendirebilirsiniz.
Maddiyata yönelmeyin zekanızı kullanınGeçmişte sosyal medya faciasına dönüşen ”eğer sayfamızı 1000 kişi beğenirse şu kuruma bağış yapacağız” gibi kampanyalar pozitif değil negatif etki yaratıyor. Bu sebeple sosyal sorumlulukta temeli hiçbir zaman maddiyat üzerine kurgulamayın. Takipçilerinizin dahil olabileceği kampanyalar için derneklere tanıtım destekleri verin, şirketinizin imkanlarını motivasyon çalışmaları için kullanın, bilinçlendirici – bilgilendirici çalışmalar yapın ve tüm bunları güzel videolar haline getirip yayınlayın.
Bütçeleriniz düşük olsa bile lokal düşünün. Çevrenizde mutlaka yardımızıla güzelleşecek şeyler vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder