Bu yazı Capital dergisinin kasım sayısı için hazırlanmıştır.
Etohum organizasyonlarıyla Türkiye’de girişimcilik ekosistemine yönelik çalışmaları başlattığımızda amacımız ülkemizin sahip olduğu potansiyeli değerlendirmekti. Çok kalabalık genç nüfusa sahip olan Türkiye için girişimciliğin izlenmesi gereken doğru yol olduğunu biliyorduk. Bu yolda şimdiye kadar önemli bir mesafe katettiğimizi düşünüyoruz. Şimdiye kadar kurulan onlarca şirket bugün başarılı bir şekilde faaliyetlerine devam ediyor, ülke ekonomisine katkıda bulunmak için çalışıyor. Ancak bundan da önemlisi Türkiye’de artık girişimcilik çok daha iyi biliniyor ve saygı görüyor.
Elbette halen gidilecek çok yolumuz var. Bugün dünyanın en büyük internet ve teknoloji şirketleri onlarca yıllık ‘startup’ kültürününü eseri. Türkiye’de ise henüz 10 yıllık geçmişi olan bir alandan bahsediyoruz. Yani geldiğimiz nokta, geç yola çıkmış bir ülke için iyi olsa da çalışmaya devam etmeli ve Türkiye olarak daha da parlak bir yıldız olmalıyız.
Türkiye’nin potansiyeli sadece kendi genç nüfusu ve çabuk adapte olabilen yapısından gelmiyor. Türkiye, bulunduğu bölge içerisinde lider gözüyle bakılan ülkelerden biri ve birçok ülkede gençlerin hedefi, rol modeli olmuş durumda. Bu noktadan hareketle Türkiye, bölge ülkelerin girşimcilerini de kendine çekebilecek bir potansiyele sahip.
Bu ekosistemin içerisinde uzun sayılabilecek bir zamandır bulunduğum için şunu rahatlıkla söyleyebilirim; çevremizdeki ülkelerin hiçbirinde girişimcilik ekosistemin bizim kadar gelişmiş değil. Daha önce Rusya’da, Arap ülkelerinde vs. birçok etkinliğe katıldım. Startup Istanbul’daki gibi bir kalabalığı başka bir yerde görmek pek mümkün olmayacaktır. Bu yıl katılım Amerika’daki etkinliklere eşdeğer seviyedeydi ve katılımcıların neredeyse %50’si yurt dışından geldi. Önümüzdeki yıllarda bu oran yabancı katılımcılardan yana daha da artacaktır.
Tüm bu gelişmeler startup’lar bakımından Türkiye’nin bölgede bir merkez haline geldiğinin, örnek alındığının ve girişimcililer için önemli bir basamak olarak görüldüğünün göstergesi. Startup Istanbul, bu coğrafyanın en büyük etkinliği olarak Türkiye’nin bölgenin girişimcilik merkezi olduğunu kanıtladı.
“Girişimciler kuş kafesinde yetişmez”
Açılış konuşmasını yapan MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Erhan Erkut, dünyanın en büyük e-ticaret şirketlerinden Alibaba.com’dan örnek vererek sunumuna başladı. Erkut, Alibaba.com’un kurucusu Jack Ma’nın, 60 bin dolarlık yatırım sermayesini kısa bir süre sonra nasıl 230 bin dolara çıkardığını anlattı.
“Sabah 8′den akşam 5′e kadar çalışıp yalnızca yerel düşünürseniz, kendi zekanızı küçümserseniz, eski ekonominin bu araç ve yöntemleriyle yeni ekonomide başarılı olamazsınız” diyen Erkut, üniversite öğrencilerine ve yeni mezunlara da tavsiyelerde bulunduğu konuşmasında sözlerini şöyle sürdürdü: “Girişimcilik Türkiye’de çok büyük bir potansiyel taşımasına rağmen hala yeterli düzeyde değil. Bunda riskten kaçınan ve güç mesafesini koruyan kültürel değerlerimizin, finansal başarılardan çok askeri zaferlere odaklanmış tarihimizin ve devlet memuru yetiştirme üzerine kurulu eğitim sistemimizin etkisi çok büyük. Kurumsal köleliğe alıştığımız böyle bir ortamda, girişimcileri de kuş kafesinde yetiştirmeyiz; onları sınırlandıramayız.”
“Kız çocuklarımızı girişimcilik konusunda cesaretlendirmeliyiz”
Etkinliğin ilk oturumu için kürsüyü Erkut’tan devralan Microsoft Ventures Genel Müdürü Rahul Sood, teknoloji devi Microsoft bünyesinde girişimcilere yatırım desteği sunmak amacıyla kurulan Microsoft Ventures’ı temsilen dünyadan farklı örneklerle girişimcilik ekosistemini ve Türkiye’yi değerlendirdi.
18 yaşında ilk şirketini kuran Sood, ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci girişimcilik ekosistemine sahip olan İsrail’den ve girişimciler için önemli iş fırsatları barındıran hızlandırıcılarıyla ünlü Çin’den örnekler verdi. Bugün teknoloji dünyasında kadınların uzmanlıklarına ve görüşlerine daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirten Sood, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kız çocuklarımızı girişimcilik konusunda daha fazla cesaretlendirmeli ve desteklemeliyiz. Burada çok daha geniş bir perspektife ve katılıma ihtiyaç var. Türkiye’de 70 milyonun sahip olduğu pazar potansiyelini düşünün. Artık siz de konfor bölgenizden çıkın ve odağınızı, ürününüzü, ekibinizi, çalışma kültürünüzü, çalışma etiğinizi ve kendi markanızın topluluğunu, hayranlarını oluşturmak için cesur bir adım atın. Yerelde kurabileceğiniz ve globalde ölçeklendirebileceğiniz, fikir çeşitliliği ile zenginleştireceğiniz, etik odaklı bir girişimi hayata geçirebilirsiniz. Bir sonraki aşamada, yerel ekosisteminizle bağlantıya geçip başarılı olduktan sonra mentorluk yapmak da sorumluluklarınız arasında olacaktır.”
“Hasan Aslanoba bir ülkeyi bütünüyle değiştirdi”
Brezilya’dan Hindistan’a kadar 40 ülkede faaliyet gösteren dünyaca ünlü risk sermayesi şirketi 500 Startups’ın kurucusu Dave McClure ise, konuşmasında 20 yıl içinde girişimcilik ve yatırımcılık ekosisteminde değişen şartlara değindi. 2000′lerden önce girişimciler için başarının çok daha zor elde edildiğini, fırsatların daha sınırlı olduğunu belirten McClure, 2008′den sonra şartların değiştiğini ve girişimcilerin avantajlı konuma geldiğini anlattı:
“Artık yazılım ve sunuculara o kadar para harcamıyoruz çünkü bulut teknolojisi bizim için dönüm noktası oldu. Ürün testlerimizi artık aylar boyunca değil, yalnızca birkaç gün içinde internet üzerinden milyarlarca kullanıcı üzerinde gerçekleştirebiliyoruz. Sermaye kaynaklarımız eskisine oranla artık daha fazla. Oysa bundan 15 yıl önce Silikon Vadisi’nde bile girişimci olmak çok zordu. Bu yüzden artık sızlamayı bırakın ve bahanelerinizi unutup harekete geçin çünkü hepinizin örnek aldığı Silikon Vadisi aslında bir yer değil, biz zihniyet meselesidir; başarısızlık riski karşısında başarıya inanma optimizmidir.”
Konuşmasında yatırımcılara da çağrıda bulunan McClure, girişimcilerin büyümesini engelleyen temel faktörün, yatırım konusunda pinti davranan yatırımcılar olduğunu söyledi. Son yıllarda umut vadeden girişimcilere yaptığı büyük yatırımlarla gündeme gelen Hasan Aslanoba örneğini veren McClure, “Hasan Aslanoba bir ülkeyi bütünüyle değiştirdi ve hepimize umut aşıladı. Türkiye’de özgün birçok girişim var. Yatırımcılar olarak tek yapmanız gereken onlara ihtiyaç duydukları maddi desteği vermektir” dedi.
120 ülkede faaliyet gösteren SAP Innovation Center’ın Türkiye Genel Müdürü Cafer Tosun da konuşmasında Türkiye’de de Nisan ayında başlayan Startup Focus Programı şunları söyledi: “2012′de hayata geçirildiğinden bu yana, 57 ülkeden ve 22 sektörden 1500 girişimin ücretsiz olarak faydalandığı program, kendi ürününü HANA platformu üzerinde geliştirmek isteyen tüm girişimcilere açık. SAP Startup Focus Programı kapsamında başarılı ürünler geliştiren bölgesel girişimciler ise, SAP’nin pazarlama, finans ve teknik destekleriyle dünyaya açılma şansını elde ediyorlar.
Melih Bilgin
The post Startup Istanbul, Türkiye’nin Bölgede Merkez Olduğunu Kanıtladı appeared first on Etohum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder